Yıllar içinde yana yatan evlerde tedirginlik içinde yaşıyorlar
Antalya'da 60'lı yıllarda kapatılan arıkların üzerine inşa edilen evler çökmeler sebebiyle öne ve yana doğru yatmaya başladı. Evlerde oturanlar ise tedirginlik yaşıyor.
Fotoğraf: DHA
Antalya Muratpaşa’ya bağlı Kızıltoprak Mahallesi'nde yer alan 'Yediarıklar' diye bilinen bölgenin 1960'lı yıllarda kapatılmasının ardından üzerine çok sayıda gecekondu inşa edildi. Yıllar içinde toprağın oturmasıyla zeminde çökmeler meydana geldi. Bölgede bulunan ve sonradan yapılan gecekondular, göçükten etkilenerek yana ve öne doğru yatmaya başladı. Aradan geçen yıllar içinde eğimin artmasıyla evler neredeyse yıkılacak duruma geldi. Evlerde yaşayanlarsa, kendi imkanlarıyla müdahale ederek, çatıların altına diktikleri demir kolon ve direklerle yıkılmasını önlemeye çalışıyor. Bölgedeki bazı evlerin boşaltıldığı gözlenirken, terk etmek istemeyenler ise yıkılma tehlikesine rağmen evlerinde yaşamaya devam ediyor. Mahalledeki bazı evlerin üzerinde ise 'Eğri ev' gibi uyarı yazıları bulunuyor.
YAPILAR RUHSATSIZ
Kızıltoprak Mahallesi'nde 1994 yılından bu yana muhtarlık yaptığını ve o günden bu yana evlerin eğri olduğunu söyleyen Mustafa Yılmaz, bölgede 210 hane olduğunu belirtti. Yıllar önce bölgeden 7 tane su arığı geçtiğini anlatan Yılmaz, “Arıklar kapatılmış ve üzerlerine ev yapılmış. Zamanla toprak oturunca evler bu hali almış. Ben 26 senedir muhtarım, 26 senedir bu şekilde. Bölge imarda park bölgesi olarak görülüyor.
210 EVİN YÜZDE 75'İNDE YAŞAM VAR
Bölge vatandaşının, evlerin yıkılmasını önlemek için demir kolonlar diktiğini anlatan Mustafa Yılmaz şöyle konuştu:
“3- 4 şiddetinde en ufak bir sarsıntı olsun ev vatandaşın üstüne yıkılır. Yetkililerle temas halindeyiz. Bu soruna bir çözüm bulunmalı. Vatandaşlar 50- 60 yıldır burada, çık git denmiyor. Yetkililer bir çözüm, bir alternatif bulmalı. Bu bölge imarda park olarak görülüyor. Oturanlar yıllardır burada. Vatandaşı da korumalıyız. 210 binadan aşağı yukarı yüzde 75'inde ikamet var.”
EVDE UYUMUYOR
60 yıla yakındır mahallede oturan, geçimini ise eğri evinin önünde portakal ve elma satarak sağlayan Fadime Karabulut (80) ise kendi evlerini inşa ettikleri sırada arıklardan su aktığını söyledi. Karabulut, “Beton döküldü üstüne. Direkler, sudan dolayı aşağı yattı. Durdukça daha kötü oldu. 2 defa yol yapıldı. Doğal gaz geçti, borular döşendi. Demir tekerlerle evler sallandı. Çatlamalar yaptı. Evin önüne demir kolonlar diktirmeseydik çoktan göçmüştü. Evimin önünü demir direklerle destekledim” dedi. Yan yatmış evde yaşamaktan korktuğunu anlatan Karabulut, “Hemen yan tarafa prefabrik ev getirttim. Burayı da elma ve portakallarımı depoladığım yer olarak kullanıyorum. İçinde yatmıyorum ama sürekli girip çıktığım bir yapı. Yıllardır burada yaşıyorum, yetkililer bizim için bir şeyler yapmalı” diye konuştu.
Mahallede 40 yılı aşkın süredir yaşayan Fatma Kalay da evinin eğriliğinden yakınıp, yaşam zorluklarını anlattı. Kalay, “Burada kızımla birlikte yaşıyorum. Bizim yaşam şartımız çok zor. Yetkililerin sesimizi duymasını istiyorum. Bize yardımcı olsunlar. 40 yıldır burada yaşıyorum. Kendi imkanlarımla evimi ayakta tutmaya çalışıyorum. Tapularımızı istiyoruz. Biz de insan gibi yaşamak istiyoruz. Depremden korkuyorum. Evimin etrafında yılan böcek kaynıyor" diye konuştu. (Antalya/DHA)