Bahis batağını yoksulluk büyütüyor: Kapısını satıp bahse yatırdı
MASAK'ın 2017 yılında hazırladığı rapora göre, Türkiye'de 18-50 yaş grubunda 5 milyon kişi, yılda 50 milyar TL'lik yasa dışı bahis oynuyor. İşsizlikle beraber artık bahis daha çok oynanıyor.

Tekstil işçisi G.K. ve muhabirimiz Ulaş Işık
Fotoğraf: Evrensel
Ulaş IŞIK
İstanbul
Ekonomik krizin getirdiği yüksek enflasyon, gelir adaletsizliğindeki derinleşme ve artan işsizlikle beraber artık bahsin daha çok oynandığı sır değil. ‘Yasa içi’ bahis bayilerinin önünde artan kuyruk fotoğrafın sadece görünen yüzü. Diğer yüzde ‘yasa dışı’ bahis var. Yasa dışı bahis artık basit bir organizasyon değil, bir sektör.
Alelade bir dükkân gibi görünen pastane, tekel bayii, bakkal… Aynı zamanda kimi için yasa dışı bahsin adresi oluyor. Bu dükkanlar, ‘kasa’ denilen bahis bayileri, dükkanlara bilen geliyor. Bahis için kullanılan para bu dükkanlardaki kasalara yatırılıp, bir de fiş veriliyor.
Bahis, internet uygulaması ile oynanıyor. İşin içinde aracı denilen ‘komisyoncuların’ da olduğu bu yasadışı bahis sistemi bir tür ‘saadet zinciri’ni andırıyor. Vergi verilmediği için kağıt üstünde kazanma ihtimali daha yüksek iken, anlatılanlara göre kazanılan meblağ arttıkça, ödemenin yapılmama durumu sıklaşıyor. ‘Daha çok kazanma ihtimalinin’ bir hayli fazla olduğu bu sektör aynı zamanda daha çok can da yakıyor.
İNSANLAR UMUDU ARIYOR
Gazi Mahallesi… Emekçi bir mahalle. Mahalledeki manzara şöyle: İşsizlik İstanbul geneline göre daha yüksek, geçim sıkıntısı daha büyük. İşsiz gençler onları kurtaracak kağıtlardan ya da birbirlerine sunacakları maç tavsiyelerinden medet umuyor. Gazi Mahallesi’nde bayilerin kapısında biriken insanlar, ülkedeki milyonlarca insan gibi, amortiden çıkmış teselli bir hayat yaşıyor. Mahallede şans oyunlarının peşinde ‘umut’ arayan insanlarla konuşuyoruz. Anlattıkları umuttan daha çok çöküşün de hikayesi.
“Gazi Mahallesi gibi yerlerde insanların daha çok umuda ihtiyacı var, daha çok paraya ihtiyacı var” diyor biri, “Bir sürü sebep sayabilirim. Kaçak bahis işlerine bulaşıp da evini satan var, babasının evinin çelik kapısını söküp de satan var. Bu bir bağımlılıktır aynı zamanda. Kaçak bahis oynama Gazi Mahallesi’ndeki lisede çok yoğun. Mesela kasa sahiplerinin bazıları gidiyor okulu bağlıyor. Müşteri başına komisyon veriyor. Böyle yaygınlık kazanıyor.”
"BİR BÜYÜĞÜMÜN TAVSİYESİ İLE BAŞLADIM"
25 yıldır mahallede yaşayan G.K., tekstil atölyesinde çalışan bir işçi. Son 1 yıla kadar yasal bahis oynamış. Sonrasında yasadışı bahse yönelmiş. Şöyle anlatıyor:
“Ben 32 yaşındayım. Aile, akraba ve çevrem burada. Bir büyüğümün önerisiyle bahislere başladım. Maddi sıkıntılarım olduğunu biliyordu. Bana kaçak bahisten elde edebileceğim kazancı anlattı. Güvenilir bir insan olduğunu düşünüyordum, bahis oynamamda bu durum etkili oldu.”
G.K.’ye göre mahallede bahis yaygınlaştı, “Bizi bahis oynamaya teşvik edip bahis işini yürüten insanlar; getirdiği kişi sayısı oranında komisyon alan aracılardır” diyor, “Kaçak bahis bu yolla daha da yaygınlaşıyor.”
"KÜÇÜK KAZANÇLARIM OLSA DA SÜREKLİ KAYBETTİM"
Genç işçi konuşurken tedirgin. Cevaplamak istemediği soruları es geçiyorum. Ona bahis oyunlarına neden yöneldiğini soruyorum. G.K. başından geçenleri şu şekilde ifade ediyor:
“Asgari ücretle çalışıyordum. Kirada olmam, mevcut borçlarım ve geçinmek konusundaki bocalayışım sebebiyle bahis oynamaya başlamıştım. Sorunlarımı aşmak için kaçak bahsi bir çare olarak görmem oynamamın ilk sebebi sayılır. Bazı küçük kazançlarım olsa da genele bakıldığında sürekli kaybettim. Zaten bahsi oynatan kişiler de yalnızca küçük tutarda kazançların ödemesini yapıyorlar. Bunu fark edene kadar borçlarım başlangıçta olduğundan daha da fazla arttı ve mağduriyet yaşadım. Para yatırma işlerini beni kaçak bahse yönlendiren aracı ile yapıyordum, aracıya her kazançta komisyonunu ödüyordum. Birkaç küçük kazançtan sonra elimdeki parayı da yatırarak yüklü miktarda bir bahis oynadım. Kazanmama rağmen ödeme yapılmadı. Beni bahse yönlendiren aracıyı sıkıştırdım, paramı geri istedim. Bana, onlara ulaşamadığını söyledi. Bir süre ısrarcı oldum, sonra onunla da irtibatı kaybettim. Mağduriyetimle ortada kaldım.”
"İŞ BOŞANMA NOKTASINA GELİNCE ANLADIK"
Gazi mahallesinde birçok genç yasadışı şans oyunlarının mağduru olsa da insanlar bu konuda pek konuşmak istemiyor. Hep bir tedirginlik göze çarpıyor. İsmini vermek istemeyen bir emekli ile buluşuyoruz. Onun tanıklığı, şans oyunlarının sardığı sokakların vaziyetini anlamak bakımından önemli veriler sunuyor:
“Bizim komşumuzun bir dükkanı vardı. Çocuk o işlere bulaşmıştı sattı gitti. Benim binamda bir komşum vardı, eşi de bizim oralıdır. Kadın eşinden ayrıldı, o da dairesini sattı… Bu olaylar 4 yıldır oluyor. Daha önce de vardı ama biz farkında değildik. İşler böyle boşanma noktasına geldiği zaman bilgimiz oldu. Benim binamda oturan adamı, hani dışarıda görünce diyorsun ki temiz bir insan, bilemiyorsun. Meğerse bulaşmış! Bu tür olaylarla ilgili kimse de kolay kolay bilgi vermez yani. Bu is pis bir iş, siyasi olsa en azından anlarsın, tartışırsın ama bu tür konuları ben tasvip etmiyorum.”
Gazi Muhtarı Ümit Doğan Fotoğraf: Evrensel
TEMEL SEBEP İŞSİZLİK
Gazi Mahallesi Muhtarı Ümit Doğan’a göre mahalledeki durumu ve şans oyunlarına yönelimin temel nedeni işsizlik ve düşük ücret. 40 yılı aşkındır Gazi Mahallesi’nde yaşayan Doğan, şunları dile getiriyor:
“Gayet yoğun bir şekilde mahallelerde oynatılıyor. İstanbul’da çoğu mahallede zaten böyle, sadece Gazi Mahallesi’nde değil. İnsanların ekonomik sıkıntı yaşamasına bağlı olarak; kolay para kazanma tercihlerinden kaynaklanıyor. Emekçi mahalleler, diğer mahallelere göre ekonomik sıkıntıları fazla olan mahalleler. İnsanların iş bulamaması, işsizlik gibi nedenlerden kaynaklı insanlarımız ne yazık ki kendilerini bu yollara atmayı tercih ediyorlar. Temel sebebin işsizlik olduğunu söyleyebiliriz.” Bahis ile ilgili gözaltına alınan şahıslar olduğunu da ifade eden Doğan, “Gözaltına alınıyor, bırakılıyor… Bir kanun düzenlemesi var ama sonuç noktasına baktığımız zaman; bahis oynayan insanların, oynatan şahısların solcusu da var sağcısı da var. Mesele ekonomik ilişkiye geldiği zaman bu işin sağı solu kalmıyor.”
ÇARK NASIL İŞLİYOR?
Kaçak bahis çarkının nasıl işlediğine tanık olan, çevresinde bu kişiler bulunan ve ismini vermek istemeyen kişiye göre şöyle işliyor:
“Kaçak bahis daha çok Almanya ve Kıbrıs üzerinden yönetiliyor. İşin merkezi Almanya’da, oradaki büyük bir bahis şirketi Türkiye’de bazı paravan bahis organizasyonları vasıtasıyla piyasaya giriyor. Şirketin Almanya’daki faaliyetleri oranın yasalarına göre herhangi bir sorun teşkil etmiyor. Türkiye’de ise aynı faaliyetler yasal engellere takıldığı için doğal olarak yeraltına iniyor. Kaçak bahis 2006-2009 yılları arasında yayılım gösterip kurumsallaşıyor. Kaçak bahis işinin piyasasında dönen paranın hacmi, yasal İddaa’nın neredeyse 3-4 katı büyüklüğünde. Bahis oynatan bazı kişilerin kasasında haftalık 50 milyon liraya kadar para sirküle edilebiliyor. Bu, neredeyse hiçbir İddaa bayisinin erişemeyeceği düzeyde bir miktar. Bahis oynatılmasını organize eden kişilerin kendi alt birimleri mevcut. Organizasyonu yapan kişiler bir teminat karşılığında bahis oynatacak kişileri sisteme sokuyorlar. Bu teminat daha çok güvenilir referanslar üzerinden karşılık buluyor. Bahis oynatacak bu kişilerin kasaları oluyor. Bu kasaların da belli parametrelere göre belirli para limitleri var. Kasa dediğimiz şey aslında kaçak bahis bayisi oluyor. Mesele bir kasa 1 milyon liralık kapasitede, başkası da 100 bin lira. Sisteme giren bahis oynatıcıları da bu yollarla sistem içinde birer ‘İddaa bayisi’ işlevi görüyorlar. Kendilerini sisteme sokan kişilere oynattıkları oyunlarda elde ettikleri kazanç üzerinden komisyon ödüyorlar. Aynı zamanda kendilerinin bilinirliğini ve oynayan sayısını artırmak için kendi alt kümelerini de oluşturuyorlar. O kişiler de sisteme kazandırdıkları oyuncular üzerinden komisyon alıyor. Bahis oyununu organize eden kişiler oynatıcılara belirli meblağlarda kasa potansiyeli sağlıyorlar. Kasadaki paranın toplam hacmi kadar oyun oynatılıyor, bazen kasa sahibinin bahis organizasyoncusu kişiye komisyonunu vermeyerek bütün parayı alıp onu dolandırmaya çalıştığı da oluyor. Böyle durumlarda çok fazla vurulan var. Çok fazla öldürülen de var.”
SAADET ZİNCİRİ GİBİ
“Diyelim ki zincirin en altında bir arkadaş var, haftalık 10 bin liralık oynatıyor. Bu 10 bin liranın 7 bin lirasını kendisine kasayı sağlayan kişiye elden veriyor. Geri kalan para da kendisinin payı. Elden vermek dışında bankalar kullanılarak da transfer yapılabiliyor. Bankalar belli bir miktara kadar takip etmiyorlar. Bu transferler de farklı hesaplardan yapılıyor. Paraları kesinlikle kendi hesaplarında ve üzerlerinde tutmuyorlar. Çoğu yasal görünüşte fakirdir. Sonuç olarak zincirin en tepesinde yurtdışındaki merkez olduğu için bütün para akışı oraya oluyor. Büyük miktarlarda paranın transferi için de takip edilmesi daha zor olduğu için Bitcoin tercih ediliyor. Parayı sistem içine sokmak için paralar güvenilir bir kişi tarafından Kıbrıs’a gönderiliyor. Bazen araçlarla, bazen de çöp poşetleriyle taşınıyor paralar. Paravan şirketler aracılığıyla da Kıbrıs’tan Almanya’ya transfer ediliyor.”
Gazi Mahallesi Fotoğraf: Evrensel
Evrensel'i Takip Et