Teşhisi geç konulan hasta: Mahkeme ve adli tıp, çelişkileri görmezden geldi
Gardner Sendromu ile mücadele eden Mehmet Yıldız, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yanlış raporlama nedeniyle geç teşhis konulduğunu ve tedavisinin geç başlatıldığını söylüyor.
Mehmet Yıldız | Fotoğraf: Evrensel
Hasret Gültekin KOZAN
Kocaeli
Sakarya'da yaşayan Mehmet Yıldız, 2014’te Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kolon kanseri ameliyatı oldu. Taburcu edildiğinin ertesi günü karın ağrısıyla hastaneye gittiğini anlatan Yıldız “Hastanede çekilen tomografilerimi yanlış ve eksik yorumlayan taşeron firma çalışanlarının raporları, ikinci hastalığıma geç teşhis konulmasına neden oldu. Gerekli tetkik ve tedavilerim zamanında yapılmadı. Bu süreçte işimden oldum, maddi sıkıntılar çektim, mağdurum” dedi.
Yanlış raporlama nedeniyle tedavisinin geç başlatıldığını ileri süren Yıldız, ağrıları nedeniyle gittiği hastanede tomografi çekildiğini, tomografide ‘Hastalık yoktur’ teşhisi konulduğunu söyledi. O gece nöbetçi olan radyoloji uzmanının bu teşhisine göre hiçbir sıkıntı olmadığını ama ağrılarının bir türlü geçmediğini belirten Yıldız “İlk şikayetimden 1 yıl geçtikten sonra durumu fark ettiler, ‘Gardner Sendromu’ dediler. Ama bu süreçte hastalığım ne kadar ilerledi, erken teşhis ve tedaviyle belki bu kadar sıkıntıyı çekmeyecek, kurtulacaktım hastalıktan ama olmadı” dedi.
"ADLİ TIP HATALARI GÖRMEZDEN GELDİ"
Yaşananlar sonrası Sağlık Bakanlığını ve tomografi sonuçlarını eksik okuyan taşeron firma Zirve Medikal ve Laboratuvar Malzemeleri Ltd. Şti’yi mahkemeye veren Yıldız, Sakarya 1. İdare Mahkemesinin davayı reddetmesiyle bir şok daha yaşadı.
Açtığı dava sonrası adli tıp kurumunun hastaneden savunma istediğini söyleyen Yıldız, savunmayı yapan radyoloji uzmanı tarafından taşeron firmanın hatalarının kabul edildiğini belirtti.
Nükleer tıbba gönderilmesi gerekirken kendisini oyaladıklarını anlatan Yıldız “Hastane dava sürecinde yapılan hataları kabul etti ama adli tıp bunu görmezden geldi. Mahkeme de adli tıbbın raporuyla davayı reddetti. Adli tıp hastaneye asıl soruları sormayarak hataları örtbas etti. Hakim de bu kadar çelişki varken sessiz kaldı ve davayı reddetti” dedi.
"ÇOCUKLARIMA SÜT ALAMADIM"
Bu süreçte işsiz kaldığını da anlatan Yıldız, şunları söyledi:
“Hastalığım çok sonra doktorlar tarafından görüldü. Önce ameliyat ancak iki kez ameliyattan çevirdiler. 9 aya yakın kemoterapi gördüm. İşverenim ‘250 gün raporun var, hakkını aştın Mehmet’ dedi. Ne zaman iyileşeceğim belli olmadığı için beni işten çıkardılar, bir şey diyemedim. Sosyal güvencem kalmadı. Kemoterapi sonrası saç yok, kaş yok, kirpik yok bunları gören işe almadı.”
Vali yardımcısı aracılığıyla İŞKUR tarafından Lucas Elektrik’e girdiğini ve orada 9 ay çalıştıktan sonra malulen emekli edildiğini ifade eden Yıldız “Raporlarıma itiraz ettikleri için 6 ay sonra maaş alabildim. Gelir zaten hiç yok, çok zorlandım. O dönem işyerinden arkadaşlarım yardımcı oldu. İki çocuğum var, süt alamadığım zamanlar oldu. Hayatımızı kredi ile döndürüyorum” dedi.
Hastalığının şu an durmuş olduğunu söyleyen Yıldız, “Kanser hücresi daha küçükken tedaviye başlasaydım belki ikinci kanserimi de yenecektim” dedi.