Canan Kaftancıoğlu ikinci kez CHP İstanbul İl Başkanı seçildi

Şerif KARATAŞ
İstanbul

CHP İstanbul Örgütü’nün 37’inci olağan kongresi Haliç Kongre Merkezinde “İstanbul’dan Türkiye’ye tek yön iktidar” sloganıyla gerçekleşti. Kongrede konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tek adam rejimine karşı, demokrasiden yana olanların birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi.

CHP il kongresinde tek aday mevcut Başkan Canan Kaftancıoğlu. Kongrede 677 delege bulunuyor. Delegelerin oylarıyla CHP İstanbul İl Başkanı, yönetim kurulu, disiplin kurulu ve kurultay delegeleri belirlendi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı kongrede divan başkanlığına Altan Öymen seçildi. Öymen konuşmasında, “Öyle bir yere geldik ki, artık demokrasiye savunma değil yeniden kurma zamanı. Bunun ilk adımı da İstanbul’da atıldı” dedi.

CHP, kongreyi ülkede iktidarına giden yolda önemli bir dönemeç olarak görüyor. Kongre salonuna CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun birlikte gelmesi salonda coşkuyla karşılandı.

Kongrenin açılışını İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yaptı. Divan başkanlığına CHP’nin eski genel başkanlarından gazeteci ve yazar Altan Öymen seçildi. Öymen demokrasinin kurmanın ilk adımının İstanbul il kongresinde atılacağını belirtti.

Kongreye İYİ Parti, HDP ve EMEP temsilcileri de katıldı.

CANAN KAFTANCIOĞLU YENİDEN İSTANBUL İL BAŞKANI SEÇİLDİ

CHP'nin 37. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde seçim sonuçları açıklandı. Kullanılan 571 oyun 510'u geçerli, 61'i geçersiz sayıldı. Seçime tek aday olarak katılan Canan Kaftancıoğlu yeniden il başkanı seçildi.

KILIÇDAROĞLU: BARIŞI YENİDEN GETİRECEĞİZ

“Halkın umudu Kılıçdaroğlu” sloganları arasında konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Kimse umutsuzluğa kapılmasın, umut hep vardır” diyerek slogana karşılık verdi. “Sorunları iyi saptayamayan geleceği iyi inşa edemez. Sorunları iyi saptayacağız” diyen Kılıçdaroğlu, ülkenin 5 temel sorunu olduğunu söyledi. Bu sorunları demokrasi, eğitim, dış politika, toplumsal barış ve ekonomi olarak sıraladı.

Kılıçdaroğlu önümüzdeki dönem hedeflerinin iktidar olduğunu söyleyerek, "Bu ülkeye kardeşliği ve barışı yeniden getireceğiz. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, kimsenin kimliğini, yaşam tarzını sorgulamadan tüm sorunları çözmeye talibiz. 100 yıl sonra demokrasinin yara aldığını, kan kaybettiğini görüyoruz. Bugünkü koşullar fedakarlık yapma koşullarıdır, başarıyı özveriyle, kararlılıkla inançla yakalayacağız” dedi.

"TÜRKİYE’NİN 5 TEMEL SORUNU VAR"

Türkiye’nin 5 temel sorunu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu sorunları şöyle açıkladı: “Birincisi demokrasi. Düşüncesini açıkladı diye insanlar hapse atılamaz. Yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü olmalı, üniversitelerde her türlü düşünce konuşulabilmeli. İkinci temel sorunumuz eğitim. Bir kuşağı yok ettiğimizin, her bakana eğitim politikasının değiştiğinin kaç kişi farkında acaba? Üçüncü temel sorunumuz dış politika. Dış politika bireysel kin ve öç alma üzerine kurulmuş. Bireysel kinden oluşan, barışı değil savaşı önceleyen bir dış politika yürütülüyor. 3,5 milyon mülteci var, Suriye’den 1 milyon daha gelecek. Onların aralarında eli silahlı teröristler de olacak, asıl sorunu ondan sonra yaşayacağız. Her ilde göçmenler ve onların yaşadıkları sorunlar var. Dördüncü büyük sorun toplumsal barış. Toplumsal barışı sağlamak zorundayız. Beşinci büyük sorunumuz ekonomi. Daha iki gün önce Hatay’da valilik binasının önünde kendisini yakan vatandaş gördük. İşsizim diyor, çocuklarım aç diyor, üzerine benzin döküp kendini yakıyor. İnsan olan hiç kimse bu duruma kayıtsız kalamaz. Üzen nedir biliyor musunuz, iktidar kanadından bu yakma olayın ucuz siyasi manevra olarak niteleyenler var.”

"SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN 4 AYAKLI STRATEJİ YÜRÜTÜLMELİ"

Asıl sorunun “sorunların nasıl çözüleceği” olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 4 ayaklı strateji yürütülmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Kesinlikle bu ülkeye demokrasiyi, medya özgürlüğünü, kadın-erkek eşitliğini getireceğiz. Demokratik standartlar açısından ne gerekiyorsa tamamını yapmaya kararlıyız. İkinci ayağı üreten Türkiye. Fabrikada, tarlalarda, üniversitelerde, sanatta, her alanda üretmeliyiz. Üçüncü ayağı, güçlü bir sosyal devleti inşa etmeliyiz. Dördüncüsü sürdürülebilirlilik. Bunun yolu liyakat sistemini devlete egemen kılmaktır."

DEMOKRASİ VURGUSU

Millet İttifakı demokrasi ittifakı olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Toplum ikiye bölünmüş durumda, demokrasiden yana olanlar ve otoriter yönetimden yana olanlar. Demokrasiden yana olanlar ve otoriter yönetimden yana olanlar. Demokrasiden yana olanların ortak, birlikte davranması gerekiyor. Türkiye’yi çağdaş anlamda demokrasiye kavuşturması gerekiyor. Otoriter rejimden yana olanlar ise her türlü yasaktan yana” dedi.

Tek adam rejiminin dış politikaya etkisine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Dış politikada cumhuriyetin kuruluşunda öngörülen bakış egemen olmalı. Hiçbir egemen güç ateşi elleriyle tutmak istemez, maşa tutarlar. 'Suriye'ye gir' derler. Aklı olan, dünyayı iyi okuyan, geleceği iyi okuyan birisi zaten egemen güçlerin taşeronluğunu yapmaz” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU: TÜRKİYE’DE DEĞİŞİM BAŞLAMIŞTIR

Kongrede söz alan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da 31 Mart yerel seçimi ve 23 Haziran’da yenilenen seçimi işaret ederek şunları söyledi:

“Herkesi saygın kabul etmeyen yöneticilerin devri bitmiştir. Türkiye değişiyor. 2017 Haziran'ın da Türkiye'nin değişimi başlamıştır. Adalet arayışını dalgalar halinde dünyaya duyurduğu için genel başkanımıza teşekkür ediyorum. 31 Mart seçimleri kentte de adalet arayışının bir ifadesidir. İstanbul'da güçlü görünenler ne yaparsa yapsınlar adalet istediklerini söylediler. İnşallah bu ülkede böyle bir dönem yaşanmayacak. 23 Haziran'ın da adalet arayışı arayanların başarısıdır. Bu sürecin kodlarını hep beraber doğru okumalıyız. Bu süreçte bize verilen görevi hep birlikte iyi idrak etmeliyiz." 

"Etik değerlere, ahlaka ve dürüstlüğe bağlı bir siyaset bizim için vazgeçilmezdir" diyen İmamoğlu, "Bu ülkeyi, demokrasi gibi, laiklik gibi, hukuk devleti gibi, Cumhuriyet’in temel değerleri etrafında yeniden buluşturmak zorundayız. Bu ülkeyi adalet gibi, eşitlik gibi, özgürlük gibi, dayanışma gibi insanlığın ve sosyal demokrasinin evrensel değerleri etrafında buluşturmak zorundayız" diye konuştu.

Vatandaşın üç şey isteği olduğunu söyleyen İmamoğlu bunları şöyle sıraladı: "Her şeyden önce kendisine saygı duyulsun ve özen gösterilsin istiyor. Bugün yaşadığı, acil çözüm bekleyen dertlerine hızla çare bulunmasını istiyor. Yaşadığı şehrin ve ülkenin geleceği adına farklı bir umut, özel bir hayal, anlamlı ve heyecan verici bir hedef görmek istiyor." 

Parti önerilerin öneride bulunan İmamoğlu "Değişen düzen, siyasi partileri geniş bir yelpazede çalışmaya zorlamıştır. Değişime katkı sunan partilerle, STK’larla farklı gruplarla tolerans ve uzlaşı temelli buluşmalarımıza sizlerin katkısı çok önemlidir. Ortak akılla demokratikleşme adımları için bu elzemdir" ifadelerini kullandı.

KAFTANCIOĞLU: UMUDUN OLDUĞU YERDE HER ZAMAN TEK ADAMLAR YENİLMİŞTİR

Yeniden aday olan Canan Kaftancıoğlu, “Umudun olduğu yerde her zaman tek adamlar yenilmiştir. İstanbul'u halka vererek yeniden 16 milyon insanın yaptınız. Biz İstanbul'da iki yıldır planladık, programladık, inandığımızı söyledik, söylediğimiz her şeyi yaptık, yapamadığımızda kıvırmadık. 16 milyon İstanbulluya, İstanbul'a yeniden nefes aldıran başkanımız İmamoğlu'na da teşekkür edelim” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür eden Kaftancıoğlu, Kılıçdaroğlu’nun siyaset anlayışını yeni siyaset tarzı olarak ifade ederek, “O nedenle İstanbul'da da tüm Türkiye'de de halkıyla birlikte yeni siyasetin lideri Kılıçdaroğlu” dedi.

"İNSANLAR ÖLÜR, HÜRRİYET ÖLMEZ"

Toplumda oluşturulan korkuya işaret eden Kaftancıoğlu, “Korkudan daha büyük duygu umuttur. Mutlaka gidecekler, çünkü artık 'biz mevsimi' başladı. Zulmün en katmerlisi bizde, fikir, sanat hapiste; yargıya güven sıfır. Eğitimin içi boşaltılmış. Kayyumlar sarayın iki dudağının arasında. Kanal İstanbul’u bırakın yoksullara ulaşmak için kanallar açın” dedi.

Kaftancıoğlu, konuşmasını Charlie Chaplin'in “Büyük Diktatör” filminin final sahnesinde ifade ettiği sözlerle bitirdi:

“Hayat hür ve güzel olmalı. Biz doğru yoldan çıktık. İktidar hırsı insan ruhunu zehirledi, nefret duvarları ördü. Bizi mutsuzluğa ve insan kıyımına mahkum etti. Bilgimiz bizi saygısız ve yobaz yaptı. Çok düşünüp az hissediyoruz. Şu anda sesimi milyonlarca insan duyuyor. Umutsuz kadın, erkek ve çocuklar. Masum insanlara işkence yapan, hapse atan bir sistemin kurbanı onlar. Beni duyanlara sesleniyorum, umutsuzluğa kapılmayın. Nefret geçer, diktatörler ölür. Halktan aldıkları iktidar, halka geri döner. İnsanlar ölür, hürriyet ölmez.”