Kadınlardan Hülya Halaçkay'ın karar duruşmasına çağrı
Kadınlar, kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Kadir Ören'i saldırısından kurtulmaya çalışırken öldürmek zorunda kalan Hülya Halaçkay'ın 11 Şubat'ta görülecek karar duruşmasına çağrı yaptı.
Hülya Halaçkay'ın karar duruşmasına çağrı afişi
İstanbul Güngören’de 25 Ağustos 2019 tarihinde kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Kadir Ören’i saldırısından kurtulmaya çalışırken öldüren Hülya Halaçkaya’nın 24 yıl hapis istemiyle yargılandığı davanın karar duruşması Bakırköy 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Şubat Salı günü saat 14.00'te görülecek. Kadınlar, duruşma öncesi katılım ve Hülya Halaçkaya'ya özgürlük çağrısı yaptı.
"ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE MARUZ KALDI"
Davada verilecek kararın sadece Hülya Halaçkay için değil, onun gibi kendi hayatına sahip çıktığı için cezaevlerinde olan binlerce kadın için önemli olduğunu vurgulayan kadınlar, çağrı metninde Halaçkay'ın yaşadıklarını şöyle aktardı:
"İstanbul Güngören’de yaşayan Hülya Halaçkay, evli olduğu Kadir Ören’den fiziksel ve cinsel şiddet gördü. Şiddet evliliğin üçüncü gününde başladı ve sistematik olarak devam etti.
Hülya, evlilik boyunca erkek şiddetinin her türüne maruz kaldı.
Şiddetten kurtulmak için şikâyetçi oldu. 6 ay uzaklaştırma kararı verildi. Fakat erkek şiddeti örneklerinde hep olduğu gibi, bu karara 'koca' uymadı. Evde kalmaya ve Hülya’ya şiddet uygulamaya devam etti. Hülya’nın emniyete giderek yeniden şikâyetçi olması da bir şeyi değiştirmedi. Yine şiddet uygulayana bir yaptırım uygulanmadı.
Hülya boşanma davası da açmak istedi. Adliyenin karşısındaki arzuhalciye dilekçe yazdırdı. Bakırköy Adliyesi’nden içeri girdi, 400 küsur lira harç parası ödemen gerekiyor dediler. Cebindeki tüm parayı arzuhalciye vermişti, çaresizce geri döndü. Parası yoktu, bulaşıkçılık yaparak kazandığı üç kuruşa da Kadir Ören el koyuyordu.
25 Ağustos günü, şiddetten kurtulmak için kapıya koştu, kapı kilitli olduğu için kaçamadı. Kendisini korumak için kaptığı bıçağı can havliyle rastgele salladı. Bıçak erkeğin kolunu çizdi, olanca kuvvetiyle boğazını sıkmayı sürdürdü. Hülya astım hastasıydı nefesi giderek kesiliyordu, son bir gayret bıçağı yeniden savurdu, bu kez boğazını sıkan eller gevşemeye başladı. Bıçağı yere attı, sadece kendisine yönelen şiddeti etkisiz hale getirecek kadar kullanmıştı. Erkek yere düştü, Hülya’nın tüm seslenmelerine rağmen yerden kalkmadı. Bunun üzerine Hülya ambulansı ve polisi aradı. Öldüğünü karakolda öğrendi."
"HÜLYA'NIN AMACI ÖLDÜRMEK DEĞİL HAYATINA SAHİP ÇIKMAKTI"
Hülya'nın kendisini savunan, ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlardan sadece biri olduğunu ve tutuklu yargılandığını aktaran kadınlar, "Erkeklere ödül gibi iyi hal indirimi ve tahrik indirimi dağıtan yargı, Hülya’nın amacının öldürmek değil, hayatına sahip çıkmak olduğunu görmedi, görmüyor" dedi.
"KADIN CİNAYETLERİNE YOL VEREN KURUMLARLA DA BOĞUŞMAK ZORUNDA KALIYORUZ"
2019 yılında erkekler tarafından 479 kadınının öldürdüğüne dikkat çekilen çağrı metninde "Biz kadınlar bu ülkede sadece erkek şiddetine maruz kalmıyoruz, aynı zamanda işlemeyen yasalar, şikâyetleri dikkate almayan, kadınları şiddet gördükleri evlere mahkûm eden, yani kadın cinayetlerine yol veren kurumlarla da boğuşmak zorunda kalıyoruz. Hülya birçok kadın gibi şiddetten kurtulmak için her yolu denedi: Emniyete gitti, uzaklaştırma kararı aldırdı, boşanmaya çalıştı ve belki de 'şans' eseri hayatta kalarak 2019 yılında öldürülen 480’inci kadın olmadı" denildi.
"MAHKEME TAHLİYE TALEBİNİ REDDETTİ"
Çağrı metninde yargı süreci ise şöyle aktarıldı:
"İlk duruşmada Hülya yaşadıklarını hıçkırıklarla anlatırken, mahkeme başkanı ilgisizce önündeki dosyaya bakıyordu. İfadeyi zabıta geçirirken kullandığı cümleler, Hülya’nın anlattıklarını dinlemediğini salonda olan bizlere açıkça gösterdi. Feminist avukatların yaptığı düzeltmelere gösterdiği direnç de kaygılarımızı arttırdı. Ancak aynı duruşmada karşı tarafın erkek kardeşinin 'tecavüze uğradım diyor, ne tecavüzü, evlilik içinde tecavüz mü olur' çıkışına verdiği usturuplu yanıtı da kenara not etmek gerek. İkinci duruşmada dinlenen tüm tanıklar (karşı tarafın bildirdiği iki tanık dahi) Hülya’nın vücudunun çeşitli yerlerini morarmış haldeyken gördüklerini anlattılar. Alt komşu ise evden sürekli kadın çığlıkları geldiğini söyledi. Her adımda Hülya’nın yaşadığı şiddet öyküsü daha da belirginlik kazanıyordu. Buna rağmen ikinci duruşma sonucunda da 'otopsi raporunun gelmediği' gerekçesiyle tahliye kararı verilmedi. Üçüncü duruşmada otopsi raporu gelmişti, gerçekten de iki bıçak darbesi vardı. Savcı, meşru müdafaa sınırlarının aşılmadığını belirterek, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip Hülya’nın tahliye edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, cezaevine gidip Hülya’yı karşılama planları yaptığımız sırada, savcı ve feminist avukatların tahliye talebini reddetti."
"HÜLYA HALAÇKAY'A ÖZGÜRLÜK"
Erkek şiddetinden kadınları koruyacak etkili yasalar; karakol, savcılık ve mahkemelerin erkeklerin lehine olan uygulamalarını değiştirecek etkili önlemler ve hayata geçirilen gerçek ve etkili koruma tedbirleri istediklerini vurgulayan kadınlar, "Biz kadınlar, ölmemek için öldürmek zorunda kalmak; ya mezar ya cezaevi ikilemine sıkıştırılmaktan kurtulmak istiyoruz. Biz kadınlar hayatına sahip çıkmak zorunda kalmanın ne anlama geldiğini biliyor, Hülya Halaçkay’ın yaşadığı çaresizliği anlıyor, bu nedenle onunla dayanışmaya devam ediyor, kadın dayanışması güçlendirir diyen herkesi duruşmaya bekliyoruz" çağrısını yaptı.
Metin, "Hülya Halaçkay’a özgürlük", "Yaşasın Kadın Dayanışması" ve "Erkek Adalet Değil Gerçek Adalet" sloganlarıyla son buldu. (HABER MERKEZİ)