Mersin Nükleer Karşıtı Platform: Yalanlara karşı doğal doğruları dile getiriyoruz
Mersin Nükleer Karşıtı Platform “Akkuyu Nükleer A.Ş ve Rosatom'nin nükleer yalanlarına karşı doğal doğruları dile getiriyoruz” diyerek basın açıklaması yaptı.
Fotoğraf: Evrensel
Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP) “Akkuyu Nükleer A.Ş ve Rosatom'nin nükleer yalanlarına karşı doğal doğruları dile getiriyoruz” diyerek basın açıklaması yaptı.
NKP sözcüsü Aycan Özkan “Yerli, milli, yabancı nükleer santral sermayedarları ve siyasi iktidar durup dinlenmeksizin gerçeklerin üstünü örterek halkımızın doğruları algılamasını engellemeye çabalıyorlar” dedi.
Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin geçtiğimiz çarşamba günü adı açıklanmayan bir otelde, adları bilinmeyen basın kuruluşlarına kapalı kapılar ardında bir bilgilendirme semineri verdiğini hatırlatan Özkan; “Seminere Akkuyu Nükleer A.Ş. yetkilileri yanında T.C.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Temsilcisinin, Mersin Üniversitesi Termodinamik Ana Bilim Dalından Doç. Dr. Gökhan Arslan'ın konuşmacı olarak katıldıkları basında yer aldı” dedi.
"ÖVDÜKLERİ TESİS NÜKLEER RADYASYONU YAYAN BİR TESİSTİR"
Akkuyu Nükleer A.Ş. Yapı İşleri Direktörü Sergey Butskikh'nin "Bizim inşa etmekte olduğumuz bu tesis bölgeye, coğrafyaya çok güzel uyum sağlayacak çok güzel bir eser olacaktır. Buradaki kıyı yapısını bozmadan tesisler inşa etmeye çalışıyoruz” dediğinin altını çizen Özkan şunları söyledi: Çok nadir bir güzelliğe sahip olan bu doğayı, Akdeniz foklarının, yunusların, deniz kaplumbağalarının yaşam alanı mağaraları patlatmalarla yok edenler doğayı korumaktan söz ediyorlar. Daha dün işçi konteynerlerinin bulunduğu bölgeden gelen görüntüler kanalizasyonun, kirli, atık sularının oluşturduğu gölcükleri gösteriyor. Bölgeden kötü kokular yükseliyor. Nükleer santral sermayedarlarının bilinçaltlarında takdir etmek zorunda kaldıkları eşsiz ve benzersiz doğal güzellikleri yok ederek tatmin oldukları garip bir çelişkileri var sanki. Eşsiz ve benzersiz doğal güzelliklerin ortasına 'oturtmaya' çalıştıkları 'tesis', tümüyle yaşayan bir organizma olan doğanın genetiğini bozarak hilkat garibeleri yaratan nükleer radyasyonu yayan bir 'tesis'.
"İTHAL NÜKLEER ATIKLARIN DA BÖLGEDE DEPOLANMASI TEHLİKESİ ORTAYA ÇIKTI"
Akkuyu Nükleer A.Ş. yetkililerinin santralin ve reaktörün güvenlik şartlarını yerine getirdiklerini iddia ettiğine de dikkat çeken Özkan; “Oysa biz biliyoruz ki, Mitsubishi Şirketi 4480 MW gücündeki Sinop Nükleer Santral Projesinden çekildi. Çünkü Fukuşima Felaketinden sonra Japonya Devleti nükleer santral güvenlik standartlarını yükseltmişti. Mitsubishi Japonya dışında da bu güvenlik standartlarını uygulamak zorundaydı. Bu takdirde de Sinop Projesinin maliyeti 18 milyar dolardan 44 milyar dolara çıkıyordu. Nükleer santrallerin her koşulda güvensiz oldukları gerçeği yanında; 4800 MW gücündeki Akkuyu Nükleer Santralinin 22 Milyar dolarlık maliyetinde 2010'dan bu yana hemen hiçbir artış olmaması güvenlik standartlarının Fukuşima öncesi olduğunu göstermektedir” dedi.
“Açıklamalarda radyoaktif atıkların ‘geçici olarak’ sahada depolanacağı, radyoaktif atıkların yönetimi konusunda Türkiye mevzuatının henüz güncelleştirme sürecinde olduğu, kullanılan nükleer atıkların işleneceği, reaktörde tekrar kullanılacağı, nihai atıkların sahada yani Akkuyuda depolanacağı ifade edilmektedir” diyen Özkan ithal nükleer atıkların da bölgede depolanması tehlikesinin ortaya çıktığını belirtti.
"FİNANS ZORLUĞU ÇEKEN ŞİRKET MÜŞTERİ ARIYOR"
Bütün bu açıklamaların can alıcı noktasının Rosatom'un Akkuyu Nükleer A.Ş 'nin yüzde 49 hissesine yerli ya da yabancı, toptan ya da perakende müşteri araması olduğu vurgulayan Özkan şu ifadeleri kullandı; “Bu ‘basın bilgilendirme seminerinin’ aslında bir pazarlama çağrısı olmasıdır. Bir finansman zorluğu yaşandığı, yüzlerce yer sarsıntısı yaratan patlayıcı kullanımına rağmen halen "saha zeminin hazırlanması çalışmaları devam etmektedır. ‘Gayret sarf ediyoruz’ ifadeleri ve şirket yönetim kademelerindeki sık değişimler işlerin yolunda gitmediğini ortaya koymaktadır. Aleksey Frolov bir yandan nükleer yalanları Çernobil repliğinin ardına gizlemeye çabalarken diğer yandan da Mersin Basınına Nükleer Santral kapitalistlerinin hedeflerinin yerine getirilmesinde sorumluluk yüklemekte ve destek istemektedir.”
"GERÇEKLERİ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Mersin Nükleer Karşıtı Platform olarak kapalı kapılar ardında değil halkın arasında, ev ev, sokak sokak, alanlarda nükleer yalanlara karşı doğal doğruları dile getirmeye devam edeceklerini belirten Özkan; “Biz biliyoruz ki, Mersin Basını Mersin Halkına karşı sorumluluğunu yerine getirecek ve Rosatom'a, Akkuyu Nükleer A.Ş.'ye, yerli ve milli taşeronlarına destek vermeyecektir” dedi. (Mersin/EVRENSEL)