İHD: ÇHD’li avukatlara karşı uygulanan hukuksuzluğa son verilsin
Açlık grevindeki ÇHD’li avukatlara ilişkin basın açıklaması yapan İnsan Hakları Derneği, hukuksuzluğa son verilerek avukatların derhal serbest bırakılmalarını talep etti.
Çizim: Murat Başol / twitter.com/murattbasol
İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üye ve yöneticisi avukatların açlık grevine dair yapılan açıklamada avukatlara karşı uygulanan hukuksuzluğa son verilmesi, serbest bırakılmaları istendi.
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı da dâhil olmak üzere, ÇHD üyeleri Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Engin Gökoğlu, Ayşegül Çağatay ve Oya Aslan’ın açlık grevinde olduğu belirtilen açıklamada; avukatların düşman hukukunun bakış açısı ve yaptımı ile karşı karşıya kaldıkları ve mesleki faaliyetlerinin suç olarak tanımlandığı vurgulandı. Açıklamada, yargı süreci şöyle aktarıldı:
“ÇHD’li avukatlar, hukuksuzca, adil yargılanma hakkının tüm usul ve ilkeleri hiçe sayılarak toplamda 159 yıl gibi ağır bir cezaya çarptırılmış, Türkiye’de hep eleştirdiğimiz yargılama süreçlerinin uzunluğunun aksine bu kez çok hızlı bir şekilde istinaf mahkemesince mahkumiyet hükümleri onanmış ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 2 hafta gibi kısa bir sürede tebliğname hazırlanarak dosya ilgili Yargıtay Ceza Dairesine gönderilmiştir. Maddi somut denetlenebilir olmayan delillerle savunma makamının temsilcileri olan ÇHD’li avukatlar, insan hakları literatüründe düşman ceza hukuku olarak tanımladığımız bir hukuki bakış açısı ve yaptırımı ile karşı karşıya kalmışlardır. ÇHD’li avukatların, gerek uluslararası sözleşmelerde ve anayasada gerekse avukatlık kanununda güvence altına alınan mesleki faaliyetleri suç olarak tanımlanmıştır.”
"AVUKATLAR MESLEKİ FAALİYETLERİ NEDENİYLE TUTUKLANIYOR"
Avukatların özgür olmadığı hiçbir hukuk sisteminin, adil ve demokratik bir hukuk sistemi olamayacağının altının çizildiği açıklamada “Avukatların mesleki faaliyetlerinin güvence altına alınması, hukukun üstünlüğü ve savunma hakkının temelini oluşturmaktadır. Ancak Türkiye’de bugün avukatların salt mesleki faaliyetleri veya düşüncelerinden dolayı cezai kovuşturmalara maruz kaldığı, tutuklandıkları, haklarında ceza cihetlerine gidildiği açıktır" denildi.
Türkiye Barolar Birliğinin yaşanan hukuksuzluk tablosuna sessiz kaldığı, hatta mevcut hukuksuz uygulamaları destekler nitelikte beyanatlarda bulunduğu beliritilen açıklamada "Avukatları koruyan bir hukuk sistemi olmadığı gibi avukatları ve hukukun üstünlüğünü savunan bir Barolar Birliği de maalesef yoktur” denildi.
"ÇHD’Lİ AVUKATLARIN TUTUKLU BULUNMASI KABUL EDİLEMEZ"
ÇHD'li avukatların 1974'ten beri, savunmayı bertaraf etmek isteyen anlayış ve devlet aklına karşı mağdurdan, ezilenden, adalet ve özgürlük mücadelesinden yana güçlü ve etkin bir duruş sergilediği ifade edilen açıklamada; “Bugün ise Türkiye’de devam eden otoriter, baskıcı ve belirsiz öngörülemez sisteme karşı ÇHD’li avukatlar, Grup Yorum üyelerinin 200 günü aşkın devam ettikleri açlık grevine destek, temel hak ve özgürlükler, savunma hakkı, adalet, emek sömürüsüne karşı, doğanın tahrip edilmesine karşı ve hukukun üstünlüğü temel gerekçeleri ile açlık grevine girmişlerdir. Açlık grevinde bulunan ÇHD’li avukatların talep ettikleri temel evrensel insan hakları değerleri, demokratik ve özgür bir toplumun inşası için tartışma konusu dahi yapılamayacak değerler ve taleplerdir. Bu değerlerin savunmanlığını yapan ÇHD’li avukatların tutuklu bulunması ve haklarında ceza cihetine gidilmesi kabul edilemez” denildi.
200 günü aşkın açlık grevinde olan Grup Yorum üyeleri ve 3 Şubat'tan beri açlık grevinde olan ÇHD’li avukatların, uygulanan hukuksuzluğa son verilerek derhal serbest bırakılmalarını istediklerini ifade eden insan hakları savunucuları ve İHD’li avukatlar, “Açlık grevleri nedeniyle herhangi acı bir durumun yaşamanı istemiyoruz. ÇHD’li Avukatların, açlık grevini başlatmalarının gerekçeleri olarak ileri sürdükleri gerekçeler aynı zamanda temel insan hakları değerleri ve hukukun üstünlüğü ilkesinin gereklikleri olup, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, ulusal ve uluslararası demokratik kamuoyunu yaşanan bu sürece karşı duyarlı olmaya, açlık grevine ses vermeye çağırıyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)