Yapı-Yol Sen Van Şubesi 7. olağan genel kongresini gerçekleştirdi
Yol, Yapı, Altyapı, Tapu ve Kadastro Emekçileri Sendikası Van Şubesinin 7. olağan genel kongresininde ekonomik kriz koşulları, emekçilerin durumu ve mücadelenin büyütülmesi öne çıktı.
Fotoğraf: Evrensel
Birhat ATEŞ
Muhammed SÖNMEZ
Van
Yol, Yapı, Altyapı, Tapu ve Kadastro Emekçileri Sendikası (Yapı-Yol Sen) Van Şubesi 7. Olağan Genel Kongresini gerçekleştirdi. Yapı-Yol Sen Van Şube Başkanı İbrahim Çelik, kongrede yaptığı konuşmada kapitalist güçlerin yarattıkları global sömürü terörünün, insanlığı sadece ağır ekonomik, sosyal-siyasal sorunlarla karşı karşıya getirmekle kalmadığını insan maneviyatında da ciddi buhranlara sebep olduğunu söyledi.
"EMEKÇİLER KRİZ SÜRECİNDE BORÇLU DEĞİL ALACAKLIDIR"
Krizin faturasının emekçilere ödetilmek istendiğini söyleyen Çelik, "Bizim yaratmadığımız krizin faturası bize ödetilmek isteniyor. Oysa ekonomik büyüme söz konusu iken bunun bedelini yoksullaşmayla, gelir dağılımı ve vergi adaletsizliğiyle, iş cinayetleriyle, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal harcamaların ticarileşmesiyle, fabrikalarımızın satılmasıyla ödeyen bu ülkenin işçileri, kamu çalışanları, tüm emekçiler, yaşanan kriz sürecinde borçlu değil alacaklı konumundadır.” dedi. Çelik, “Bilmeliyiz ki krizi işçi ve emekçinin sırtına yıkmak isteyen bu iktidara karşı birleşerek mücadele ettiğimizde, haklarımıza, geleceğimize ve hayatımıza sahip çıkmış olacağız” ifadelerini kullandı.
"ANAYASANIN YOK HÜKMÜNDE SAYILDIĞI BİR SÜREÇ"
AKP eliyle yaşamın her alanının tek tipleştirilmeye çalışıldığını vurgulayan Çelik, "Yasama-yürütme-yargıdaki kuvvetler ayrılığı ilkesinin iktidar lehine ortadan kaldırıldığı, Cumhurbaşkanlığının padişahlık yetkileriyle donatılmış bir başkanlık sistemi için 16 Nisan referandumu ile gerçekleştirilmiş, mevcut anayasanın yok hükmünde sayıldığı bir sürece şahit olduk ve hep birlikte yaşıyoruz” dedi.
"BİR ÜLKEDE OHAL VARSA DEMOKRASİ YOKTUR"
Çelik konuşmasının devamında OHAL koşullarını ve sürecini teşhir etti. Çelik, “Bir ülkede OHAL varsa demokrasi yoktur, özgürlük ve adalet yoktur gelir bölüşümü bozuktur. İşsizlik ve zülüm vardır. Kısacası emekten, barıştan, insan hak ve özgürlüklerinden bahsedilemez. Siyasi iktidarın gölgesinden yürüyen ve sendikacılık yaptığını zannedenler, emekçilerin temsilcisi olamaz. KHK ile kaç üyesi ihraç edildiğine ilişkin bir açıklama cesaretinde bulunamayan, ihraç edilen üyesini sendika binasına bile almayan sözde sendikalar asla hedeflerine kavuşamayacaklar” ifadelerini kullandı.
"KADIN BEDENİ DENETİM ALTINA ALINMAK İSTENİYOR"
Ülkedeki kadın sorununa da değinen Çelik, "AKP iktidarları, cinsiyetçi söylem ve uygulamalarla kadına yönelik şiddeti meşrulaştırdı. Kadın sadece aile kavramı içinde tanımlanmış bir halde bırakılmak isteniyor. İktidarların her döneminde, kadın haklarına çeşitli kısıtlamalar getirilmeye çalışıldığı, Kadının giyimine, gülmesine, evlenmesine, nikâh şekline, çocuk doğurmasına, çalışmasına ve ayrıca eğitim müfredatında kadının erkeğe itaat etmesi için değişiklik yapılmak istemesine kadar, kadın bedenini denetim altına almak, kadın emeğini daha da ucuzlaştırarak güvencesizliğe mahkûm etmek için pratikte çeşitli uygulamalara geçilmiş durumda.”dedi.
İbrahim Çelik’in konuşması sonrası yapılan seçimde yönetim kuruluna Dilek Kartal Bedir, Şemsettin Bakır, İbrahim Çelik, Abdüllatif Yabar, Ahmet İşözü, Ahmet Özdemir ve İlhan Akbaş seçildi.