18 Şubat 2020 09:39
/
Güncelleme: 14:57

Hrant Dink cinayetine ilişkin 76 sanığın yargılanmasına devam ediliyor

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 76 sanığın yargılanması devam ediyor. Davada, eski Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Ahmet Selim Akyıldız ile dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Adem Sağlam tanık olarak dinlenildi. 

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilim Sistemi (SEGBİS) aracığıyla eski emniyet müdürü Ramazan Akyürek, tutuksuz sanıklar eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve eski Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz'ün de aralarında bulunduğu 7 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada, müdahil Dink ailesini de avukatları temsil etti.

Duruşmada, Dink cinayetiyle ilgili bildikleri sorulan Ahmet Selim Akyıldız, cinayet öncesine ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını belirterek, cinayetin gerçekleştiği gün dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay ve İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ile İstanbul'a, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın makamına gittiklerini söyledi.

Cerrah'ın kendilerini cinayetle ilgili bilgilendirdiğini ve "çalışmaların devam ettiğini" söylediğini aktaran Akyıldız, "İlk etapta olay yerinde görüntüler elde ettiklerini ve onun üzerine çalıştıklarını iddia ettiler. Bu toplantıda İstanbul Valisi (Muammer Güler) ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı da vardı hatırladığım kadarıyla." dedi.

Toplantıda neler konuşulduğu sorulan Akyıldız, "Toplantıda cinayetin kim tarafından yapılabileceğine dair fikirler yürütülmüştür. Kaçmakta olan bir şahsın resmi elde edilmiş ve onun üzerine çalışmalar yapıldığı belirtiliyordu." ifadesini kullandı. 

Görüşme yapıldığı sırada, "Bize bu bilgi geldi." şeklinde bir konuşmanın geçmediğini ve Ramazan Akyürek'in herhangi bir bilgi paylaşmadığını söyleyen Akyıldız, sıcağı sıcağına yaşanan olayla ilgili detaylı bilgi bulunmadığını dile getirdi. 

Dink cinayeti davasında dönemin TEM Daire Başkanı Akyıldız'ın tanıklığına başvuruldu.

"CİNAYETTEN SONRA DOĞRUDAN İSTANBUL'A GİTTİK"

Tanık Akyıldız, daha sonra müdahil Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu'nun sorularını yanıtladı. 

Bakırcıoğlu'nun, "Cinayetten 11 ay önce Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldürmeyi tasarladığı bilgisi, Trabzon emniyet görevlileri tarafından İstihbarat Daire Başkanlığı ve İstanbul emniyetine yazıyla bildirilmiş. Ramazan Akyürek ve o dönem ki İstanbul şube müdürleri, emniyet müdürü Cerrah veya başka kişi tarafından, bu tasarıyla ilgili bilgi 19 Ocak'taki toplantınızda beyan edildi mi?" şeklindeki sorusuna karşılık Akyıldız, "Hayır. Öyle bilgi yazılı veya sözle beyan edilse bizim bunu yazmamız gerekirdi. Cinayetten sonra biz doğrudan İstanbul'a gittik." dedi. 

Tutuklu sanık Ramazan Akyürek de Trabzon'da 2006 yılına kadar emniyet müdürlüğü yaptığını ve Dink ile ilgili o dönem istihbari bilgi geldiğini belirterek, tanık Akyıldız'a, şu soruyu yöneltti:

"17 Şubat 2006'da emniyet müdürüyken bu bilgi notu İstihbarat Daire Başkanlığı'na (İDB) eleman raporu olarak gönderildi, benim imzam var. İDB'den İstanbul'a gidip gitmediğini ben bilmiyorum. İDB Başkanına, 'Gönderdiniz mi?' diye sordum. Başkan da 'Ben dün akşam gönderdim.' dedi. Yazılı olarak da bildirilmesini istedim ki istemesem bile bildirilmesi gerekir. Bu yazı, cinayetten 11 ay önce şube müdürü imzasıyla İstanbul istihbaratına gelen bir yazı. Ankara'ya yazılan yazının rapordan farkı var. Bu raporda 'kesinlikle öldürüleceği' ifadesini, 'eylem yapılacağı' şeklinde geçmiş şube müdürü. Şube müdürü takdirinde olan benim de görmediğim bir yazı bu. Ancak size soruyorum tecrübeli biri olarak. Bu yazının önem değeri sizce nedir? İstanbul emniyet müdürü siz olsaydınız bu yazıdan haberiniz olması gerekmez miydi? Paylaşılması gerekmez miydi? İstanbul emniyet müdürü veya İDB şube müdürü bu toplantıda bu yazıdan bahsetti mi?"

Akyıldız da şu yanıtı verdi:

"Toplantıda bu yazıdan bahsedilmedi. Bunlar tamamen kurumsal iç yazışmalardır. Her halükarda, bir istihbarat elde edildiği zaman, şahsın öldürülmesine kadar beklenmemesi lazım. Operasyonun bir an önce yapılması lazım. İş ciddiyete binmiştir. Trabzon'un bu operasyonu başlatması gerekirdi. Bu benim şahsi düşüncem. İstihbarat şubede de öncelikle bu operasyonun açılması gerekir." 

Diğer tanık Adem Sağlam'ın bilgilerine de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla başvuruldu. 

O dönem Trabzon Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını, daha sonra görevinden ihraç edildiğini ve hakkında örgüt suçundan bir yargılamanın sürdüğünü belirten Sağlam, Dink cinayetini basından öğrendiğini ve konu hakkında öncesiyle ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını söyledi. 

Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ile ilgili o dönem yaptığı işlemlerden bahseden Sağlam, Yasin Hayal'in kendisine cezaevinden mektup yazdığı bilgisini doğrulayarak, bu konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu ancak takipsizlik kararı verildiğini ifade etti. 

Mahkeme Başkanı'nın, "Madem bağlantın yok Yasin Hayal sana niye mektup yazsın?" diye sorduğu Sağlam, "Psikolojisiyle ilgili herhalde. O dönem Trabzon'da tek amirdim. Aileyle irtibatlarını ben kuruyordum. Babasıyla iletişim kurmuştum. Ondan olabilir. Başka özel şahsi bir irtibatım yok." dedi.

YARIN 3 TANIK DİNLENİLECEK 

Daha önce bu duruşmada dinlenilmesine karar verilen iki tanığın hazır olmadığını ve duruşmaya yarın devam edileceğini belirten mahkeme heyeti, tanık olarak dinlenilecek Kürşat Yılmaz'ın avukatının, "mahkemeye bizzat gelerek tanıklık yapması" talebini reddederek, bu kişinin tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla beyanda bulunmasına hükmetti. 

Firari sanık Ekrem Dumanlı'nın avukatının avukatlıktan çekildiğine dair dilekçe gönderdiğini belirten heyet, daha önce belirlenen Serdar Yücel, Şenol Çınar ve Zeki Erdem'i tanık olarak dinlemek için duruşmayı yarına bıraktı.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 sanığın yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık Yasin Hayal'in, “Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmekten 3 ay ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış, bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetmişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi de "örgüt" yönünden verilen beraat kararını bozarak, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına karar vermişti.

“Kasten öldürmeye azmettirme” ve “Orhan Pamuk'u tehdit” suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan daire, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurmak, yöneticisi olmak'' suçundan verilen beraat kararını ise “suç örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan mahkumiyet gerektiği için bozmuştu.

Sanıklardan Erhan Tuncel'in “patlayıcı madde imal etmek” suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “kasten öldürmeye azmettirmek” suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu. “Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan beraat kararı da “suç örgütü üyesi olmak” suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulan Tuncel hakkında, Trabzon'da 24 Ekim 2004'te McDonalds'ın bombalanması olayında, “genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak, mala zarar vermek ve 6 ayrı kasten yaralama” suçlarından verilen mahkumiyet kararı da bozulmuş, bu eyleminin “6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs” suçunu oluşturacağına karar verilmişti.

DAVA YENİDEN İSTANBUL 14. AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE

Yargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanmış, bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine sevk etmişti.

Bu mahkemenin heyeti, “Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı” gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine iade etmişti.

Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki dosyayı birleştirip, davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesine karar vermişti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler ve jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine hükmetmişti.

KAMU GÖREVLİLERİ TASARLAYARAK ÖLDÜRME İLE SUÇLANIYOR

Davaya eklenen iddianamede, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlardan da çeşitli hapis cezalarına çarptırılması talep ediliyor.

Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in de "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi ve görevi kötüye kullanmak" suçlarından 15 yıl 6 aydan yirmi ikişer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Daire Başkanı (İDB) Sabri Uzun, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu, Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, İDB Şube Müdürü Yunus Yazar, İDB C Şube Müdür Yardımcısı Ali Poyraz, İDB'de görevli Komiser Yılmaz Angın, Hamdi Egbatan, Mehmet Akif Yılmaz, Serkan Şahan ve Ömer Faruk Kartın, İDB C Büro Şube Müdür Yardımcısı Tamer Bülent Demirel ve Osman Gülbel, Komiser Yardımcısı Özkan Mumcu, Trabzon'da polis memurluğu yapan Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya ve Mehmet Uçar ile eski Mülkiye Müfettişi Şükrü Yıldız hakkında da benzer suçlardan farklı oranlarda hapis cezaları öngörülüyor.

Yargılama devam ederken Dink cinayetine ilişkin soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü, yeni bir iddianame hazırladı.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, tüm sanıklar hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. İddianamede, Gülen ile Öz ve jandarma görevlilerinin de aralarında olduğu 40 sanık hakkında ise ayrıca "kasten öldürmeye iştirak'' suçundan müebbet hapis cezası talep ediliyor.

ANA DAVA DOSYASI SANIKLARI AYRILDI

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 13 Haziran 2019'daki duruşmada, aralarında Ogün Samast ve Yasin Hayal'in de olduğu 9 ana sanığın dosyasının ayrılmasına karar vermişti. 17 Temmuz 2019'da açıklanan kararda, Erhan Tuncel'in "tasarlayarak ve bomba kullanarak kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar vermek, silahlı suç örgütüne üye olmak ve kasten öldürmeye yardım" suçlarından toplam 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal'in "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan 7 yıl 6 ay ve Ogün Samast'ın da "silahlı suç örgütüne üye olmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılması hükmü kurulmuştu.

Benzer suçlardan sanık Zeynel Abidin Yavuz'u 14 yıl 22 gün, Tuncay Uzundal'ı 16 yıl 10 ay 15 gün, Ahmet İskender ile Ersin Yolcu'yu da 1 yıl 10 ay 15'er gün hapisle cezalandıran heyet, sanıklar Salih Hacısalihoğlu ve Osman Hayal'in ise beraatini kararlaştırmıştı. (İstanbul/AA)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et