“Çıkışa doğru”
"Tüm bunlara rağmen kamuoyundan gelen tepkiler üzerine “sarı basın kartları” geri verildi. Halkın birlikteliği, örgütlülüğü sayesinde oldu bu."
Fotoğraf: Evrensel
Salih ÖZKAN
Mersin Üniversitesi
Gazeteciliği sürdürmek, gazetecilik okumaktan daha zor. Korkarım ki “Doğru haber arayışı içinde olmak” gerektiği savunulması gerekirken, yaptıkları şeylerle öğrencilere “Yandaş olmazsanız, işiniz de olmaz.” algısı yaratılıyor.
İlk olarak ilan durdurma cezalarıyla işe başladılar, daha sonra basın kartı iptaliyle devam ettiler. Basın kartlarının iptal edilmesiyle usulsüz denebilecek şekilde gözaltına alınan gazetecilerin davaları, siyasi süreçler takip edilemeyecek ve böylelikle de yaptıkları baskının saklı kalması kolaylaşacaktı. Burada, paylaşımları gerekçe gösterilerek, haksızca tutuklanan gazeteci Aziz Oruç'un örnek gösterilmesi iyi olacaktır. Duruşması hâlâ devam ediyor ancak yine de tutuklu kalması gazetecilik adına ağır bir hakaret sayılabilir, diğer tüm tutuklu gazeteciler gibi.
ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALAR
İktidar, yandaş medya oluşturmaya yönelik hareketleriyle antidemokratik bir tutum sergiliyor. Halkları aldatma da iradeye saldırı da gazeteciler üzerinden yapılmakta. Birçok gazetecinin basın kartına el koymak, ilan durdurma cezaları vermek, ambargo listeleri oluşturmak, “onaylanmayanlar” listesi oluşturmak gibi antidemokratik yollara başvuruluyor. Buradan çıkarabileceğimiz sonuç tabakalaşmış bir yandaşlık oluşturmaya çalıştıklarıdır. Bu da tek adam yönetiminde olması gereken bir şey. Yani muhalefeti susturmak, sindirmek gerekiyor ki halkların sesi de tamamen iktidardan yana olsun. Elbette tüm bunlara rağmen kamuoyundan gelen tepkiler üzerine “sarı basın kartları” geri verildi. Halkın birlikteliği, örgütlülüğü sayesinde oldu bu. Umalım ki bir yıldan beri gerekçesiz olarak verilmeyen turkuaz kartlar da kısa sürede verilir ve haksızca tutuklanan gazeteciler de serbest bırakılır.