20 Şubat 2020 09:10

Elimizi taşın altına koyalım

Bu duvarı ancak beraber aşabiliriz. Parçaları birleştirmek çok da zor değil. Taleplerimizi hep birlikte söyleyelim. Gelecek bizim.

Paylaş

İzmit Lisesinden bir öğrenci

Milli Eğitim Bakanın “sen ağa ben ağa bu inekleri kim sağa” ya da “herkes üniversiteye gitmek zorunda değil” açıklamasından sonra düşüncelerimi yazmak istedim. Açıktır ki bir kez daha eğitim sisteminin kimlerin elinde olduğunu görmüş olduk. Hem de her geçen gün daha da kötüleşen bir tablo ile. Bu tablo ile bakan “bilimi yok sayayım, gençlerin eğitim hakkını gasp edeyim, gerici kindar bir nesil yetiştirmek için elimden geleni yapayım” gibi düşüncelere kapılmış belli ki.

Ben meslek liseli değilim fakat bakanın söylemleri bir ucuyla da olsa onlara dokunuyor. Meslek Liselerindeki gençleri ucuz iş gücü ve sömürünün bir parçası olarak görüyor. Ancak bir an önce bir şeyler yapılmalı. Elimizi taşın altına koyma vakti. Çok zor bir şey değil. Sıra arkadaşımla bu meseleye dair bir şeyler paylaşarak ben de ilk adımımı atmış olacağım.

Yahya Kaptan Anadolu Lisesi öğrencisi

Günümüz koşullarında Bakan Selçuk’un birçok düşüncesini törpülenmiş hâlde bulabiliriz.

Geçen günlerde gündeme oturmuş olan bir söz de törpülendiği halde hala biz öğrencileri altındakini aramaktan vazgeçiremiyor. Eğitim bakanının “Bir ülkede öğrencisi sayısı çoksa o ülkede sorun vardır. Az öğrenci sayısı varsa başarılıdır” söylemi eğitim sisteminin ne halde olduğunu bize gösteriyor. Bakanın üstü kapalı bir şekilde belirttiği fakat benim anladığım biz gereksiz birer öğrenciyiz de içimizden 3-5 kişi okur, iş sahibi olur geri kalanımız ise girer fabrikaya, sanayiye zaten kötü olan iş koşullarında asgari ücretle hatta daha azıyla yaşamaya çalışırız. Kısaca genç ve ucuz iş gücü. Bu 16-17 yaşındaki biz gençlerin yaşaması gereken zorluklardan biri olmamalı. Eğitim hepimizin hakkı. “Herkes üniversiteli olmak zorunda değil. Sen ağa ben ağa, bu inekleri kim sağa” bu sözlerdeki ağa kim? İnekleri sağan kim? Bakan ağanın kendisi olduğunu söyleyerek gençlerimiz bizim her şeyimiz çelişkisini bir kez daha ortaya serdi.

Üniversiteye imkânı olmadığı için veya kısıtlandığı için gidemeyen bu yüzden de fabrikalarda ucuza emeğini satan çok çalıştığı hâlde bırak kültürü eğlenceyi, aile geçindirmeye parası yetemeyen ortaokul veya lise mezunu gençler toplanalım. Bu duvarı ancak beraber aşabiliriz. Parçaları birleştirmek çok da zor değil. Taleplerimizi hep birlikte söyleyelim. Gelecek bizim.

ÖNCEKİ HABER

İstihdam endeksi dördüncü çeyrekte yıllık 0,3 düştü, inşaattaki düşüş yüzde 19,1 oldu

SONRAKİ HABER

Medeni Yıldırım davası: TÜBİTAK rapor hazırlamayacağını bildirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa