Fatih’in yiyemedikleri-4: Patatese devam
"Tarımla uğraşan nüfusun giderek azalması beraberinde tahıl üretim ve hasadındaki büyük düşüşü ve kıtlığı getirmiştir. Bu sorunu çözen bitki ise patates olmuş."
İLGİLİ HABERLER
Fatih’in yiyemedikleri-2: Patates
Fatih’in yemedikleri - 1: Hindi
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u aldığı günün akşamı sofrasında ne vardı?
Avrupa’da giderek yaygınlaşan patatesin Britanya Adası’na 1597 yılında girdiği bilinmekle birlikte ‘İngiliz Mutfağının en önemli gıda maddesi olması için uzun bir süre geçmesi gerekmiştir. Bunun nedeni Sanayi Devrimi’dir. 19. yüzyıl başlarında gerçekleşen sanayideki gelişmeler kırsal nüfusun kentlere göçünü de beraberinde getirmiştir. Ancak tarımla uğraşan nüfusun giderek azalması ve kentsel yaşamın tarımla ilgisinin bulunmuyor oluşu beraberinde tahıl üretim ve hasadındaki büyük düşüşü ve kıtlığı getirmiştir. Bu sorunu çözen bitki ise patates olmuş ve bir bakıma sanayi devriminin gerçekleşmesinin altında pamuğun yanı sıra patates de yer almıştır.
İrlanda’da da aynı şekilde yetiştirilen patatesi 1844-1848 arası vuran hastalıksa ardı ardına üç yıllık patates üretimini mahvetmiş ve yaklaşık bir milyon İrlandalının açlıktan ölümüyle sonuçlanmış, ölmeyenlerse başta ABD olmak üzere değişik yerlere göç etmişlerdir. Bu nedenle ABD’de başta Kennedy ailesi olmak üzere kökeni İrlandalı olan birçok aile vardır. 20 yüzyıldan itibaren dünyada pirinç, buğday ve mısırdan sonra en çok üretilen tarım ürünü olan patates, domatesle/ketçapla beraber fast-food sektörünün belkemiğini oluşturmaya devam etmekte ve 2011 yılında yapılan çalışmalarla çözülen genetik şifresi sayesinde çok farklı ve daha verimli olacağı iddia edilen patates türlerinin yetiştirilebileceği genetik mühendislerince belirtilmektedir. Yine de siz bu genetikçilere inanmayın. Zira çoğu büyük şirketlerde çalışmakta ve onlara para kazandırmaya devam etmekte.
Bugün yumurtaya ve salataya katılan, kızartması yapılan, balığın yanına, etin yanına, çorbaya konan ya da sadece salçayla, hatta tek başına her şeyle olabilen ve girdiği yemeği başkalaştıran, ayrıca kendisi başlı başına her şey olabilecek bir potansiyele sahip patatesin sanat alanında nasıl kullanılmasına da değinerek bu yazıyı bitirmek istiyorum.
Sanat deyince ilkokulda yapılan patates baskısı resimleri kastetmiyorum elbette ama neden olmasın? Onlar da belki insanlığın taşrası sayılabilecek çocukluğun en saf anıları içinde önemli bir yer tutuyor olabilir bazılarımız için. Dünyaya çok geç yayılan ancak gördüğü ilgi nedeniyle aynen enginar, domates ve diğer başka bitkiler gibi kendi folklorunu yaratan bitkilerden olan patates, sanat tarihi içinde de yerini ilk kez 1588 yılında yazılan bir botanik kitabındaki resmiyle almıştır. Ancak gıda maddesi olarak kullanılmasının gecikmesi nedeniyle Batı ikonografisine girmesi 19. yüzyıl ortalarında yani Modernizm’in doğduğu dönemde olmuştur.
Realizm’in ustalarından sayılan Jean-Francois Millet’nin 1859 yılında yaptığı Patates Hasadı İcin Dua/Kötu Hasat ve 1851’de Gustave Brion tarafından üretilen Rhine Nehri Seli Sonrasında Patates Hasadı adlı tablolar doğrudan patatesi göstermese bile yukarıdaki tarihsel gelişim ışığında, onun Avrupa mutfak kültürlerinde ne derece önemli olmaya başladığının göstergesi olarak okunabilir. Patates konusunda eser veren bir diğer sanatçıysa Vincent van Gogh’tur ve 1885 yılında yaptığı ilk resimlerinden biri Patates Yiyenler’dir. Patates konusuna yazınsal alanda da eserler verilmiştir. Bunlardan biri Fransız şair Jeen Follain tarafından 1966 yılında yazılan Celebration de la pomme de terre adındaki yapıttır.
Evrensel'i Takip Et