21 Şubat 2020 10:31
Son Güncellenme Tarihi: 21 Şubat 2020 15:06

21 Şubat Dünya Anadili Günü: Tüm diller anayasal güvence altına alınmalı

21 Şubat Dünya Anadili Günü ile ilgili yapılan açıklamalarda anadilin korunması ve geliştirilmesi için gerekli tedbirlerin acilen alınması gerektiği belirtildi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

21 Şubat Dünya Anadili Günü etkinlikleri kapsamında Diyabarkır, Van, Şırnak, Urfa, Batman, Adana, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilde açıklama ve paneller yapıldı. Yapılan açıklamalarda ana dilde eğitimin önünün açılması istendi.  21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle HDP Milletvekilleri Meclis'e Arapça, Kürtçe, Türkçe, Süryanice ve Zazaca önergeler verdi. 

İHD: ÜLKEYİ YÖNETENLER TÜM ANADİLLERE EŞİT YAKLAŞMALI VE KORUMALI

21 Şubat Dünya Anadili Günü ile ilgili açıklama yayımlayan İnsan Hakları Derneği, dünyada yaklaşık 5 bini yerli dili olmak üzere 7 binden fazla dil konuşulduğu ve bu dillerin yüzde 40'ının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Açıklamada UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası'na göre Türkiye'de üç dilin (Ubik, Mlahso ve Kapadokya Yunancası) yok olduğu, Hertevin dilinin ise yok olmak üzere olduğuna dikkat çekilerek, "Bir diğer Süryani dili olan Turoyo, Ladino, Gagavuzca, Romanca, Batı Ermenicesi, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Abazaca, Suret dilleri ciddi olarak tehlikede olarak görülüyor. Adigece, Abhazca, Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaca ise  'kırılgan' diller kategorisinde görülüyor” denildi.

İHD, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 18 Aralık 1992 tarihli ve 47/135 sayılı kararı ile yayınlanan, Türkiye'nin de onayladığı BM Ulusal veya Etnik, Dinsel ve Dilsel Azınlıklara Mensup Kişilerin Haklarına Dair Bildiride anadil konusunda taraf devletlere sorumluluk yüklerken anadilde eğitimin bir hak olduğu ve devletlere, eğitimde fırsat eşitliği ve toplumsal eşitlik bakımından anadilde eğitimin sağlanması sorumluluğunun yüklendiği vurgulandı.

Açıklamada Türkiye'nin Anadil Haklarına dair BM bildirisini kabul etmesine rağmen anadil ile ilgili çekinceleri kaldırmadığı gibi, Anayasanın 42. maddesi son fıkrasında; 'Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez' düzenlemesinde bir değişiklik yapmadığı belirtildi.

Azınlık dillerinin öğretilmesi için kurslar ve seçmeli dersler konusunda yapılan düzenlemenin uygulamada devlet tarafından destek görmediği, Türkçe’den başka bir dil kullananların çeşitli baskılara, cezalara, linç saldırılarına, nefret suçlarına maruz kaldıklarına dair olumsuz durumların yaşandığı, bu saldırıların önlenmesi için kamu otoritelerinin üzerlerine düşeni yapmadıkları belirtildi.

UNESCO Genel Kurulu’nun 1999 yılında aldığı bir kararla 21 Şubat’ı “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmesinin üzerinden geçen 21 yıla rağmen dillerin yok olmaya devam ettiğinin altı çizilen açıklamada, “Dünya Anadil Günü vesilesiyle bir kez daha Dünya üzerindeki kültürel çeşitliliğin ve barışın sağlanabilmesi için korunması gereken anadilin Türkiye’de korunması bakımından devlet ve hükümet yetkililerine devlet olarak imzalanan BM Dil Hakları Bildirisine uygun davranılması, anadilde eğitim de dahil anadilin korunması ve geliştirilmesi noktasında tüm dillere eşit politikaların yaşama geçirilmesi, BM Çocuk Hakları Sözleşmesine konulan buna aykırı çekincelerin ve Anayasa ve kanunlarda anadil hakkını kısıtlayan düzenlemelerin kaldırılması ile anadilin korunması ve geliştirilmesi için gerekli tedbirlerin acilen alınması konularında sorumluluklarını hatırlatıyor, göreve davet ediyoruz” denildi. 

İnsan Hakları Derneği Adana, İzmir, Hatay ve İskenderun Şubeleri de basın açıklamaları düzenledi.

İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: ANADİLDE EĞİTİM MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Alsancak’ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Kitle adına açıklamayı KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hasan Ali Kılıç okudu. 

Kılıç 2015 yılında bilimsel, laik, anadilde eğitim talebiyle İzmir’de yapmak istenilen basın açıklamasının polis tarafından engellendiğini ve yargılanan 90 kişiye geçtiğimiz günlerde 5 ay hapis cezası verildiğini hatırlattı. Türkiye’nin çok dilli, çok kültürlü ve çok dinli bir yapıya sahip olduğunu belirleten Kılıç, Türkiye’de konuşulan bazı diller yok olmuş, bazıları ise yok olma tehdidi ile karşı karşıyadır. UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası'na göre, Türkiye'de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi altındadır” dedi. 

Türkiye’de birçok kadim dil için anadilde eğitim yasak olduğuna dikkat çeken Kılıç, “Halklarımız tarafından kullanılan diller başta TBMM olmak üzere birçok resmi kurum tarafından “bilinmeyen dil” olarak tanımlanmaktadır. Bu yaşadığımızı hukuksuz ve adaletsiz düzenin bir başka yüzüdür. Ama bizler hiçbir zaman insanca yaşam, demokratik, özgür Türkiye, bilimsel, laik anadilinde eğitim mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu. 

ZAZACA SORU ÖNERGESİ KABUL EDİLMEDİ

21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle HDP Milletvekilleri, TBMM’ye Arapça, Kürtçe, Türkçe, Süryanice ve Zazaca önergeler verdi. 

HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan’ın, Kürtçenin Zazaca (Kirmançkî) lehçesiyle Cumhurbaşkanı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önerge Meclis'in Genel Evrak Bölümü tarafından Türkçe olmadığı gerekçesiyle kabul edilmedi. Önergede, ana dilde eğitim hakkının evrensel bir hak olduğu belirtilerek, “Yaklaşık 4-6 milyon insanın anadili olarak kabul edilen Kurmançkî, UNESCO’nun yayımladığı rapora göre kaybolma tehlikesi altında olan dillerden biridir. Türkiye’deki nüfus oranına göre Türkçe ve Kürtçenin Kurmancî lehçesinden sonra en çok konuşulan lehçe konumunda olan Kirmançkînin korunmasına ilişkin çalışmanız var mıdır, varsa nelerdir? Türkiye’de konuşulan tüm anadillerde eğitimin anayasal ve yasal güvenceye alınmasına yönelik çalışmanız var mıdır?​” sorularına yer verildi.

HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a Kürtçe ve Türkçe soru önergesi verdi. Önergede, son 5 yıl içerisine çok sayıda Kürt dili üzerine çalışma yapan kurumları kapatıldığı hatırlatılarak, “Kürtler başta olmak üzere Türkiye’de yaşayan bütün halkların bir an önce kendi ana dilleriyle eğitim görmesinin önü açılmalıdır” çağrısı yapıldı.

KÜRT ŞAİR DELİL: DİLİN YOK OLMASI BİR HALKIN YOKOLMASI DEMEK

Mezopotamya Yazarlar Derneği'nin Urfa Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda düzenlediği panelde konuşan Panelist Kürt şair Nurcan Delil, çocukların gelişim evresinde anadillerini öğrenmelerinin önemine değindi. Delil, "Bu durum çocukların gelişiminde ve psikolojisinde önemlidir. Dil halka bağlıdır. Halkın durumu ne ise dilin durumu da odur. Dil konuşulmazsa yok olur. Aynı zamanda o dili konuşan halkında yok olması demektir. Eğer bir dil yok olursa hepimiz bu durumdan sorumluyuz. Biz yaşamımızı kendi dilimiz ile dile getirmezsek yok oluruz. Bir insan ne kadar diline bağlı ise yaşamına, toprağına da o kadar bağlı olur. İnsan kendisini anadili ile ne kadar güçlü ifade ederse yaşamı da o kadar güçlü olur" diye konuştu. 

KÜRT DİL PLATFORMU SÖZCÜSÜ: DİL BİR MİLLETİN VAR OLUŞUDUR

Kürt Dil Platformu Sur’da bir otelde düzenlediği toplantıya, konuşan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Cizirî, Kürtlerin anadillerini sahip çıkmadığı takdirde Ortadoğu’daki kadim bir halkın katili olacağı uyarısında bulundu. Bir dili yok olmaktan koruyabilmenin yolunun, insanların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi için uygun koşulların yaratılmasından geçtiğini söyleyen Cizîrî, Kürtçe’nin resmi dil ve eğitim olması için devletten taleplerinin olduğunu söyledi. Cizirî, Kürtçe’nin meclisin gündemine taşınarak anayasal düzenleme ile Kürt Dil Kurumu’nun kurulmasının hayati bir önem taşıdığını kaydetti. Cizirî, yine Kürtçe’nin Kürt aydınları için “kırmızı çizgi” olması gerektiğini vurgulayarak, “Kürtçe yazma ve konuşma her Kürt aydının üzerindeki sorumluluktur” dedi.

21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında birçok kentte panel ve basın toplantıları düzenlendi. HDP Mardin, Aydın, Malatya, Antep, Şırnak, Mersin, Erzurum, Ağrı ve Dersim İl Örgütleri, HDP İzmir Gençlik Meclisi, HDP Batman Kadın Meclisi, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Dil Kültür ve Sanat Araştırmalar Derneği (DİSA-DER), MED-DER, Aryen Kültür Merkezi, İstanbul Eğitim Sen 3 No'lu Şube üyeleri, Eğitim Sen Mersin Şubesi, Diyarbakır Barosu da açıklamalar düzenledi. 

RAVEST ARAŞTIRMA ŞİRKETİ: KÜRTÇE KONUŞMA AZALIYOR

Ravest Araştırma şirketi, 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nde “Ebeveyn ve çocuk arasında anadilin durumu” başlıklı bir araştırmanın sonuçlarını yayımladı. Araştırma Eylül-Ekim 2019 tarihlerinde Diyarbakır, Mardin, Urfa, Van, Ağrı, Bingöl, Şırnak ve Dersim kent merkezleri ile bu kentlere bağlı 25 ilçede yapıldı. Araştırmaya göre, anne ve babaları ile “sadece Kürtçe” konuştuğunu söyleyen ebeveynlerin oranı yüzde 48 iken, bunlardan yüzde 13’ünün çocuklarının kendileriyle yine sadece Kürtçe konuştuğu ortaya çıktı.

3 ile 13 yaş arasında çocuğu olan bin 537 ebeveynle yüz yüze yapılan görüşmelere dayanan araştırmaya katılanların yüzde 53’ünü kadınlar, yüzde 47’sini erkekler oluşturdu. Katılımcıların yerleşim türüne göre ise yüzde 58’i kentlerde, yüzde 38’ilçelerde, yüzde 4’ü ise köyde yaşayanlardan seçildi. 

ANADİLİNİ HİÇ BİLMEYENLERİN ORANI YÜZDE 6

Araştırmaya katılanların yüzde 6’sı anadilini hiç bilmediği söylerken, yüzde 16’sı anadilini hem konuşup hem yazabildiğini, yüzde 63’ü anadilini konuştuğunu fakat okuyup, yazamadığını, yüzde 15’i ise anadilini anlayabildiği ama konuşmadığı yanıtını verdi.

“Çocuğunuzun Kurmancî/Zazakî öğrenmesini istiyor musunuz?​” sorusu yöneltilen ebeveynlerin yüzde 88’i ‘Evet’, yüzde 12’si ‘Hayır’ yanıtı verdi. 

Ebeveynlerin ortaokullardaki seçmeli anadili dersi hakkındaki bilgileri de ölçüldü. Buna göre, okullarda "seçmeli ders olmadığını söyleyenler”in oranı yüzde 32, “seçmeli ders olup, olmadığını bilmeyenler”in oranı yüzde 38 olurken, “seçmeli ders olduğunu bilenler”in oranı ise yüzde 30’da kaldı. 

YÜZDE 64 TÜRKÇE-KÜRTÇE EĞİTİM İSTİYOR

Yöneltilen “Çocuğunuzu aşağıdaki okullardan hangisine göndermek isterdiniz?​” sorusuna ebeveynlerin yüzde 64’ü “Eğitimi Kürtçe ve Türkçe olan” yanıtı verdi. “Eğitimi sadece Kürtçe olan” yanıtı verenlerin oranı yüzde 4 olurken, yüzde 11’i “Eğitimi sadece Türkçe olan” yanıtı verdi.

YÜZDE 72 RESMİ DİLİN KÜRTÇE-TÜRKÇE OLMASINI İSTEDİ

Araştırma katılımcılarına “Yaşadığınız yerde resmi dil nasıl olmalı?​” sorusu da yöneltildi. Katılımcıların yüzde 72’si resmi dil “Hem Türkçe hem Kürtçe olmalı” yanıtını verirken, “Sadece Türkçe olmalı” diyenlerin oranı yüzde 18, “Sadece Kürtçe olmalı” yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 11 çıktı.

Bu sonuçlar üzerinden “Ebeveynlerin kendi aileleri ile iletişimde ana dili kullanmaları ile çocuklarının ana dili kullanmaları arasında önemli bir düşüş vardır” tespitine yer verilen araştırmada, “Ebeveynlerin anne-baba ile sadece Kürtçe konuşma oranı yüzde 48 iken bu oran çocuklarında yüzde 13’tür. Sadece Türkçe konuşma oranları da bu durumu teyit etmektedir. Araştırmaya katılan ebeveynleri ile çocukları karşılaştırıldığında Kürtçenin kullanımı 1/3 oranında azalmış, Türkçe kullanımı aynı oranda artmıştır. İki dilin birlikte kullanıldığı durumda süreç Türkçenin artışı ve Kürtçenin azalışı şeklinde ilerlemektedir. Kullanımı kuşaklar arasında ciddi oranda azalan Kürtçenin eğitim ve bürokraside yer alması talebi de büyük bir oran tarafından sahiplenilmektedir” değerlendirmesinde bulunuldu. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

2019'da Ege'den Avrupa'ya geçmeye çalışan 8'i çocuk, 29 milteci hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Pilot Bahadır Altan’dan Ulaştırma Bakanlığı'na yanıt

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa