24 Şubat 2020 04:45

Dünya Turu | OEA seçimleri: Venezuela ile savaş mı, diyalog mu?

Dominik'te yolsuzluk eylemlerinden, boğa güreşlerini destekleyen İspanya kralına, Şili'de sendikacılara yönelik baskıdan, "Amerika Büyüyor" girişiminin Ekvador'daki yansımaları Dünya Turu'nda.

Fotoğraflar: Pixabay | Kolaj: Evrensel

Paylaş

Hazırlayan: Elif GÖRGÜ

Temel hedefi ABD’nin Latin Amerika’daki bölgesel çıkarlarını gerçekleştirmek olan Amerikan Devletleri Örgütünün 20 Mart’ta gerçekleştirilecek genel sekreterlik seçimleri... Dominik Cumhuriyeti’nde 16 Şubat yerel seçimlerinin teknik arıza nedeniyle oy kullanımı sürerken ertelenmesine karşı halk protestoları... ABD Başkanı Trump’ın “Amerika Büyüyor” girişiminin Ekvador’daki yansımaları... Şili’de polisin sendikacıları izlediğini ortaya çıkaran belgeler... Hepsi bu haftaki Dünya Turu’nda...

AMERİKA: VENEZUELA İLE DİYALOG MU, SAVAŞ MI SEÇİMİ

Önümüzdeki 20 Mart’ta ABD’nin başkenti Washington’da Amerikan Devletleri Örgütünü (OEA) önümüzdeki beş yıl kimin yöneteceğini belirlemek için seçimler yapılacak. Liderlik için üç aday var: Mevcut Sekreter Uruguaylı Luis Almagro, Perulu Hugo de Zela ve Ekvadorlu María Fernanda Espinosa.

Seçimleri kazanmak için bu üç adaydan birinin 33 ülkeden en az 18’inin oyunu alması gerekiyor. Venezuela, ABD yönetiminde kıtadaki ülkelere müdahale aracına dönüştüğü eleştirisi yaptığı örgütten çekilme kararı almıştı. Fakat OEA, kendini Venezuela devlet başkanı ilan eden Juan Guaido’nun ve temsiliyetini kabul ederek Guaido’nun OEA’daki temsilcisi Gustavo Tarre Briceño’nun “oyu”nu da geçerli kabul edecek. Tabi ki kendisinin ABD kimi isterse ona oy vereceği şimdiden biliniyor.

ABD’nin ve Kolombiya’nın desteklediği aday Luis Almagro olsa da adaylıklar konusunda bir çatışma da mevcut. El Ciudadano’nun haberine göre, bu çatışma Venezuela’ya askeri müdahale isteyenlerle, sadece Venezuela için değil tüm kıta için diyalog ve barışcıl yollardan sorunların çözülmesini isteyenler arasında. İkinci taraf oldukça azınlıkta.

Ekvadorlu aday María Fernanda Espinosa’nın ikinci kanattan olduğu ileri sürülüyor. Amerika’nın Sesi’nin 22 Ocak tarihli haberine göre Fernanda Espinosa, "Venezuela konusuna geniş ve kapsayıcı bir diyalog perspektifinden bakmalı ve daha etkili bir yol bulunmalı, çünkü Venezuela konusunda bir çıkmazda bulunuyoruz" diyor.

Ekvador’da ABD ve IMF yanlısı politikalara geri dönen Lenin Moreno hükümetine muhalif bir siyasetçi olduğu belirtilen; eski bakan, ülkesinin eski BM Temsilcisi ve Eylül 2018-Eylül 2019 arasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Başkankanlığı yapmış olan Fernanda Espinosa’nun OEA sekreteri olmasının bu örgütteki dengeleri sınırlı da olsa değiştirebileceği belirtiliyor.

Ancak bu pek de kolay değil. Çünkü -habere göre- Fernanda Espinosa’nın kendi ülkesinin yönetimi de, temel hedefi Venezuela, Küba ve Nikaragua -yani ABD’nin bölgesel düşmanları- olan Almargo’yu destekliyor. Fernanda Espinosa ise daha çok Karayip ülkelerinden destek alıyor.

Olur da seçilirse 71 yıl sonraki ilk kadın lider olabilir. İlginç olan ise María Fernanda Espinosa’nın görev aldığı iki yönetim; hem eski devlet başkanı Rafael Correa hem de yenisi Lenin Moreno tarafından sevilmemesi. Moreno hükümeti, Fernanda Espinosa hakkında bir de soruşturma açmış durumda.

İSPANYA KRALI: BOĞA GÜREŞİ TOPLUMDAKİ UYUMA KATKI SAĞLIYOR

 

İspanya Kralı 6. Felipe, hayvanlara eziyet edildiği ve öldürüldükleri için ülkede birçok kesim tarafından eleştirilen ve protesto edilen “boğa güreşleri”ni desteklemeyi sürdürüyor.

Kaosenlared sitesinin haberine göre 6. Felipe, son olarak boğa güreşinin “İspanya toplumundaki uyumuna katkıda bulunduğunu” ileri sürdü.

Haberde, sadistçe ve kriminal bir gelenek olarak adlandırılan boğa güreşini savunmaya devam eden İspanya Kralı’nın, Endülüs bölgesindeki Sevil kentindeki Kraliyet Süvariliği ve Boğa Güreşi eğitiminden mezun olanların ödüllendirildiği bir törende yaptığı konuşmada “Eğitim ve boğa güreşi toplumdaki uyuma katkıda bulunuyor” dediği belirtildi. Kral’ın bu sözleri sosyal medyada da hayvan hakları savunucuları tarafından tepkiyle karşılandı.

DOMİNİK: HALK ‘TEMİZ SEÇİMLER’ İÇİN SOKAKTA

Karayipler’de bir ada ülkesi olan Dominik Cumhuriyeti’nde dünyada pek de rastlanmayan bir şekilde oy kullanma işlemi devam edilirken askıya alınan yerel seçimler, ülkeyi ayağa kaldırdı. Bolivya’daki “seçim yolsuzluğu” iddialarına ve protestolara büyük yer veren uluslararası medya, Dominik’te yaşananları ise sınırlı görüyor.

16 Şubat’taki seçim gününde oy kullanma işlemi devam ederken Merkezi Seçim Kurulu (JRE) arıza nedeniyle oy verme işleminin durdurulduğunu açıkladı. Seçimlerin de ertelendiği duyuruldu.

İnfiale yol açan bu açıklama seçim kurulunu da kontrol eden hükümet partisi Dominik Kurtuluş Partisi’nin (PLD) “Seçim yolsuzluğu” yaptığı şüphesi nedeniyle günlerdir protesto ediliyor. Dün de ülkede “Birlik Yürüyüşü” adı altında kitlesel protesto eylemi düzenlendi.

2012’den beri iktidarda bulunan sosyal demokrat PLD ve Devlet Başkanı Danilo Medina, sol muhalefet tarafından bir süredir otoriterleşme ve tüm iktidarı tek elde toplamakla eleştiriliyor.

Komünist Emek Partisi’nin (PCT) konuyla ilgili açıklaması ise şöyle:

“Halkın, sandıktaki halk iradesine saygıyı garanti altına alacak net kuralları PLD hükümeti ve Merkez Seçim Kuruluna dayatmasının zamanı geldi.

PLD’nin ülkeyi soktuğu kötü yönelimden bıkan çoğunluk, hükümet değişikliği istiyor ve bu değişime ulaşmak için eldeki en yakın araç seçimlerdir; bu nedenle, seçimler kullanılan her bir oya saygı duyulacağının garanti altına alınmasıyla gerçekleştirilmelidir.

Şu anda ülkenin sokakları ve meydanlarında halk protestoları sahne alıyor, geçtiğimiz 16 Şubat seçimlerini sabote edenlerin cezalandırılması ve önümüzdeki 15 Mart ve (genel seçimlerin yapılacağı) mayıs ayı için temiz seçimler talep ediliyor.

Halkın bu eylemlere katılımı teşvik edilmelidir, çünkü bu eylemler Seçim Kurulunu şeffaflıkla hareket etmeye zorlarken, muhalefeti de hükümeti devirmek için birleşmeye zorlamaktadır.”

EKVADOR: ‘AMERİKA BÜYÜYOR’ PLANI ABD EMPERYALİZMİ PLANIDIR

La Marcha
Başyazı

Hükümet, ülkenin kalkınması için sihirli değnek bulmuş gibi; Kabine Sekreteri Sebastián Roldán Ekvador’un “ABD’nin büyük yatırımlarını ülkedeki altyapı ve enerji alanlarına çekerek istihdam yaratacak” olan “Amerika Büyüyor” girişimine katılacağını ilan etti.*

“Amerika Büyüyor”, Trump yönetimi tarafından, ABD emperyalizminin başta Çin emperyalizmi ve bölgede yatırımları bulunan diğer kapitalist ülkeler ile arasındaki rekabet karşısında Latin Amerika ve Karayiplerde ABD sermayesinin genişlemesinin aracı olması amacıyla icat edilmiş bir projedir.

Geçtiğimiz on yıl, Çin şirketlerinin Amerika’da hızla büyüdükleri bir dönem oldu. Bu süreçte birincil ticari ortakları Arjantin, Brezilya, Şili, Peru ve Uruguay’dı. İkincil ticari ortaklar ise Meksika ve Kolombiya oldu. Yatırımları özellikle altyapı, enerji, manifaktür, teknolojik innovasyon, tarım ve bilişim teknolojileri alanlarında gerçekleşti; aynı şekilde “Amerika Büyüyor” girişimi de enerji ve altyapı, telekomünikasyon, siber güvenlik, dijital hizmetler ve limanların, havaalanlarının, karayollarının ve ulaşımın modernizasyonunu hedefliyor.

Uygulanmasının sorumluluğu ABD hükümetinin Dışişleri Bakanlığı, Hazine, Ticaret ve Enerji Bakanlığı gibi çeşitli ABD’li kurum ve bakanlıkların elinde. Ayrıca, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), ABD Ticaret ve Kalkınma Ajansı USTDA, ve adını Birleşik Devletler’in Kalkınması için Uluslararası Finans Kurumu olarak değiştiren Özel Yabancı Yatırımlar Kurumu (OPIC), ülkelerin kapılarını özel sermaye yatırımları için açacaklar.

“Amerika Büyüyor”, aynı zamanda, Donald Trump’ın ABD başkanlığına seçildiğinde iki kelimeyle “Önce Amerika” şeklinde özetlediği ve “Amerikalılar için Amerika” tarihsel projesinin parçası olan kendi siyasi projesine bağlıdır ve bununla bölgeyi kontrol etmek ve egemenliği altına almak istemektedir.

*Ekvador Marksist Leninist Komünist Partisi (PCMLE) yayın organı; 19 Şubat-3 Mart 2020 sayısı

ŞİLİ: POLİS, SENDİKA LİDERLERİNİN PEŞİNDE

Eğitim Enternasyonali’nin (EI) Latin Amerika bölge ofisi, Şili’de, EI üyesi de olan Şili Öğretmenler Birliği Başkanı Mario Aguilar’ın da aralarında bulunduğu üç sendika liderine yönelik istihbarat ve taciz eylemlerini lanetledi.

Geçtiğimiz günlerde bazı hükümet belgelererinin medyaya sızdırılmasıyla Şili polisinin sendika liderleri hakkında yürüttükleri gizli faaliyetler de deşifre oldu.

Eğitim Enternayonali’nin internet sayfasında yayımlanan açıklamaya göre, üç sendika liderinin polis tarafından hedef alınarak gizlice izlendiği ve haklarında henüz içeriği açıklanmayan istihbarat raporları tutulduğu ortaya çıktı.

Açıklamaya göre üç sendikacının Şili Yüksek Mahkemesinden talep ettikleri koruma reddedildi ve bu durum da sendikalarda büyük endişe yarattı. Sendikacılar uluslararası kurumlara başvurmaya hazırlanıyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

The on-stage rifle is starting to go off in Idlib!

SONRAKİ HABER

Şehir hastaneleri gerçeği (1)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa