27 Şubat 2020 12:20

Avukat Şimşek: Vahit Bıçak'a en güzel yanıtı kadın dayanışması verdi

Avukat Vahit Bıçak'ın "savunma" adı altında sarf ettiği ve tepki çeken sözleri, davayı başından takip eden Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat İdil Yalçıner Şimşek ile konuştuk.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Burcu YILDIRIM
Ankara

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat İdil Yalçıner Şimşek, Ceren Damar davasında Sanık Avukatı Vahit Bıçak’ın tepki çeken sözlerine en güzel cevabı kadın dayanışmasının verdiğini söyleyerek "Sanığa verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve hiçbir indirim yapılmamış olması da sanık avukatına verilen en güzel cevap olmuştur" dedi.

Çankaya Üniversitesinde öğrencisi tarafından öldürülen Akademisyen Ceren Damar’ın geçtiğimiz hafta karara bağlanan davasında, sanık Hasan İsmail Hikmet ağırlaştırılmış müebbet cezası almıştı. Sanık Avukatı Vahit Bıçak’ın "savunma" adı altında Ceren Damar’ın ardından "Yaşasaydı cinsel saldırıdan yargılanacaktı" sözleri kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu.

Avukat Bıçak’ın tepki çeken sözlerini, Ceren Damar davasını başından beri takip eden Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat İdil Yalçıner Şimşek ile konuştuk.

Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin yoğun olduğu bir dönemde savunma makamının bu şekilde kullanılması ne anlama geliyor?
Voltaire, “İyi ahlak, insanlar arasında bir nezaket alışverişidir. Bu alışverişte yer almayan değersizdir” diyor. Nietzsche de, “Ahlak esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir araçtır” der. Duruşma günü sanık vekilinin yaptığı savunmayla mesleki bilgilerini acımasızca kullandığını ancak ahlaki sınavdan sınıfta kaldığını söylemek yerinde olacaktır. Ayrıca meslektaşlarımızın bu nitelikteki bir üsluptan uzak durmaları avukatlık yasasının da kendilerine yüklediği bir görev ve sorumluluktur.

"ADALET HARİÇ HER AMACA HİZMET ETTİ"

Ceren Damar’ın karar duruşmasında savunma yapan Avukat Vahit Bıçak söylemleri ile çok tepki topladı. Bu söylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avukatlık Yasası’nın 2. maddesinde avukatların sorunların çözümünde adalet ve hakkaniyete uygun hareket etmeleri bu anlamda bilgi ve tecrübelerini adaletin hizmetine tahsis etmiş olmaları düzenlenmiştir. Ceren Damar yargılamasında sanık avukatının bir kamu görevlisinden uzak bir tutum içine girdiği, adaletin tam olarak tecelli etmesinin dışında bir amaca hizmet ettiği bu anlamda, adaleti yanıltmaya çalıştığı açıkça görülmüştür. Sadece katil sanığın beyanlarını doğru kabul ederek ölmüş bir kadına bu düzeyde bir saldırının yapılması kabul edilemez. Oysa avukat da en az hakim ve savcı kadar gerçeğin ortaya çıkması için uğraş sarf etmeli ve dezenformasyona izin vermemelidir.

KADINLARIN MÜCADELESİYLE CEZALAR DA DEĞİŞİYOR

Son yıllarda kadına yönelik şiddet davalarında adliye önlerinde nöbet tutan kadınların dayanışması önemli kararları da beraberinde getiriyor. Bu açıdan Ceren Damar davasındaki karar ve bundan sonraki süreci nasıl değerlendirirsiniz?
Ceren Damar cinayeti nedeniyle sanığa verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin önlenmesinde önemli bir yer almasına rağmen sorunun çözümü için sürekli söylediğimiz gibi bir zihniyet değişimine ihtiyaç vardır. Kadınların, kadın şiddeti ve cinayetleri ile ilgili davalara hassasiyet göstermesi bu haklı mücadelenin sonuç alıncaya devam edeceğinin en önemli göstergesidir. Kadınların örgütlü bir şekilde bu dosyaları takip etmesi sayesinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları artık verilmektedir.

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak bu konuya ilişkin aldığınız bir karar var mıdır?
Bıçak hakkında Ankara Barosunun dört buçuk ay önce başlatmış olduğu soruşturmanın yanında, sanık avukatının en son duruşmadaki beyanları nedeniyle tekrar bir soruşturma açılmasına karar verildi. Avukat hakkındaki kararı Ankara Barosu Disiplin Kurulu verecektir. Bu süreçte baro tarafından gerekenlerim yapılacağını düşünüyorum.

"KADINLAR MANİPÜLASYONA İZİN VERMEDİ"

Bıçak sadece Ceren Damar’ı suçlamakla kalmayarak bütün kadınları ve kamuoyunun cinayete olan tepkisini “Orta Çağ karanlığı” olarak tanımladı. Bıçak’ın bahsettiği bu karanlık nerede başlıyor?
Sanıyorum ki bu karanlık tam da sanık avukatının kafasında başlıyor. Sanık avukatının deyimiyle Orta Çağ karanlığında yaşıyor olsaydık yargılanan sanık değil kadın olurdu. Sanık avukatı, Orta Çağ anlayışıyla yaptığı savunmayla mahkemeyi ve kamuoyunu maniple etmeye çalışmış ancak kadınlar, bu anlayışa direnmiş ve izin vermemiştir. Bıçak’a zaten kadın dayanışması bence en güzel cevabı vermiştir. Sanığa verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve cezada hiçbir indirim yapılmamış olması da sanık avukatına verilebilecek en güzel cevap olmuştur.

Önümüz 8 Mart var. Kadınlara nasıl bir çağrıda bulunursunuz?
Bugün eşitsizlik nedeniyle kadınlar, her alanda var olduklarını kanıtlamak ve cinsiyet eşitliğini zihinlerde sağlayabilmek için mücadelelerine devam ediyor. Bu mücadelenin tarihsel bayrağı ise 8 Mart olarak kabul edilmiştir. 8 Mart bugün kazanılan haklar açısından bir kutlama ama esasen halen devam eden eşitsizlikler bakımından hak arayışının devam ettiği bir mücadele günüdür. O halde mücadeleye devam...

ÖNCEKİ HABER

KESK'in kadın emekçilerle anketi: Kadınların yüzde 92’si şiddete maruz kalıyor

SONRAKİ HABER

TÜMTİS yöneticileri artık serbest

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa