27 Şubat 2020 11:33

Sağlıkçılardan koronavirüs açıklaması: Tedbirler, bilimin gösterdiği yolda alınmalı

Koronavirüs salgınına ilişkin bilgilendirmelerde bulunan sağlık örgütleri, virüsü beklerken aklın ve bilimin gösterdiği yolda gerekli tedbirleri alınması gerektiğine dikkati çekti.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Koronavirüs salgınına ilişkin bilgilendirmelerde bulunan sağlık örgütleri, virüsü beklerken aklın ve bilimin gösterdiği yolda gerekli tedbirleri alınması gerektiğine dikkati çekerek, korunma yöntemlerini sıraladı.

İstanbul Tabip Odası ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, Çin'de ortaya çıkan Koronavirüs salgınına ilişkin İstanbul Tabip Odası binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantının yapıldığı salona, “Koronavirüsü beklerken aklın ve bilimin gösterdiği yolda gerekli tedbirleri alarak” pankartı asıldı. Hazırlanan ortak basın açıklamasını Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Serap Şimşek Yavuz yaptı. 

Koronavirüs salgını hakkında bilgilendirmelerde bulunan Yavuz, “SARS-CoV-2 henüz 2 ay önce belirlenmiş olup salgın halen devam etmektedir, dolayısıyla bu virüsün yaptığı hastalıkla ilgili tüm bilgiler şu ana kadar elde edilebilmiş verilere dayanmakta ve daha fazla veri geldikçe güncellenmektedir. Şu ana kadar tanımlanmış olgulardan elde edilen veriler COVID-2019'a neden olan SARS-CoV-2'nin solunum yoluyla bulaştığını göstermektedir. Bu virüsün cansız yüzeylerde uzun süreli yaşaması mümkün olmadığı için, hastalığın görüldüğü ülkelerden gelen kargolarla vs. tür bir bulaşma tanımlanmamıştır” dedi. 

“2-14 GÜN KULUÇKA SÜRESİ SONRA YÜKSEK ATEŞ” 

Hastalığın, 2-14 gün süren bir kuluçka süresinden sonra birden başlayan yüksek ateş (39 derece), öksürük, nefes darlığı, halsizlik ve kırıklık yakınmalarıyla ortaya çıktığını dile getiren Yavuz, “Bazı hastalarda boğaz ağrısı, burun akıntısı, ishal de olabildiği bildirilmiştir. Hastalığın bazı insanlarda hiçbir belirti vermeden de (asemptomatik) seyredebileceği görülmüştür. Günümüze kadar tanımlanmış olgularda ölüm oranı yüzde 2-3 civarlarında belirlenmiş olup, bu oran SARS ve MERS'ten oldukça düşüktür (sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 35). Ek olarak şu ana kadar belirlenmiş COVID-2019 olgularının genellikle hastaneye başvuran ağır hastalar olduğu, belirtisiz seyreden olguların bu hesaplamalarda pek yer almadığı düşünüldüğünde ölüm oranının yüzde 2'den daha düşük olacağı da öngörülmektedir” diye belirtti.

“YAŞLILARDA ÖLÜMCÜL OLMA RİSKİ YÜKSEK”

Hastalığın yaş dağılımlarına göre de bilgilendirmelerde de bulunan Yavuz, şöyle devam etti: “Eldeki veriler, hastalığın özellikle yaşlı ve ek başka hastalıkları (diyabet, bağışıklık baskılayan hastalıklar, akciğer hastalıkları, organ yetmezlikleri, kanser vb.) olan kişilerde daha ağır seyirli ve ölümcül olabileceğini göstermektedir.”

“PANDEMİ RİSKİ CİDDİ”

Virüse karşı halen etkili bir ilacın bulunmamasına değinen Yavuz, geçmiş yıllarda farklı mikroorganizmalara karşı kullanılan bazı antimikrobik ilaçların bu virüse karşı da deneysel ortamlarda etkili olabildiği görüldüğünü aktardı. Yavuz, “Bu ilaçlar başta ağır seyirli olgularda olmak üzere bazı hastalarda kullanılmıştır. Olguların ilk ortaya çıktığı ve şu ana kadar en fazla olgunun belirlendiği Çin'de yetkililer, salgının hızının azaldığını bildirmiş ve Mart sonu veya Nisan ortasında da bu bölgede kontrol altına alınacağını hesapladıklarını ifade etmişlerdir. Ancak İran, Güney Kore, İtalya gibi bazı ülkelerde, salgının ilk ortaya çıktığı Çin'le ilişkisi olmayan, ülke dışına çıkmamış insanlarda da hastalık tanımlanmış olup, bu durum salgının diğer ülke ve bölgelere de yayılımı ve küresel salgın (pandemi) riski konusunda ciddi endişelere neden olmuştur” ifadelerini kullandı.

“ÜLKEMİZ SALGIN RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA” 

“Ülkemizde henüz tanımlanmış bir olgu yoktur. Ancak ülkemiz de diğer tüm ülkeler gibi COVID2019 salgını riskiyle karşı karşıyadır” diyen Yavuz, şunları söyledi: “Salgının başlangıcından itibaren şüpheli olguların girişlerinin sınırlandırılması, şüpheli olguların erkenden saptanması ve izolasyonu, hastalığın tanısının hızla konularak hastanın izolasyonu ve temaslıların takibi, olası salgın senaryolarına göre alt yapı değerlendirmeleri, ek hastane seçenekleri, malzeme ve ekipman gereksinimleri belirlenerek, olası çözümler oluşturulması gibi çalışmalar Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Bu salgının ilerleyen günlerde ne şekilde seyredebileceğine dair elimizde belli veriler olmasına karşın, gerçek durumun nasıl olacağını tamamen öngörmek söz konusu değildir ve alınacak ek önlemler, çok yakından durum değerlendirmesi yapılarak gereğinde güncellenmelidir.” 

“SAĞLIK ÇALIŞANLARI DA ÖNLEM ALMALI”

“Bu amaçla, tanı testlerinin miktarının artırılması ve bu testlerin ülke genelinde çok sayıda laboratuvarda yapılabilir olması gelecek kurgusu açısından önemlidir” diyen Yavuz, sağlık çalışanlarının da hasta insanlara bakarken alması gereken önemler olduğunu vurguladı. Yavuz, dünya genelinde 2 bin sağlık çalışanına bu virüsün bulaştığını ve 6 sağlık çalışanın bu salgından hayatını kaydettiğini belirtti. 

“EN ETKİLİ YÖNTEM TEMASTAN KAÇINMAK”

Hastalıktan korunmak için henüz bir aşı geliştirilmediğini kaydeden Yavuz, “Çinli yetkililer, geçtiğimiz hafta içinde laboratuvar çalışmalarını tamamladıkları bir aşının klinik çalışmalarına Nisan ayı itibariyle başlayacağını bildirmiş olmakla birlikte, bu klinik çalışmaların yapılma süresi nedeniyle 1 yıldan önce insanlara uygulanabilir hale gelecek bir aşının geliştirilmesi beklenmemektedir. Bu nedenle korunmada şimdilik en etkili yöntem virüsle (hasta kişilerle) temas etmekten kaçınmaktır” diye aktardı. 

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Hastalıktan korunmak içinde bilgilendirmelerde bulunan Yavuz, şunları aktardı: “Kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması gerekir. Zorunlu olmadıkça hastanelere gidilmemesi; ellerin sık sık (özellikle toplu taşıma kullandıktan, kalabalık yerlerde bulunduktan sonra olmak üzere) su veya sabunla yıkanması veya görünür kirlenme yoksa yüzde 60-80 alkol içeren solüsyonlarla 30 saniye ovuşturulması gerekir. Ellerle ağıza, buruna, gözlere dokunulmaması; hapşırık, öksürük vb. belirtileri olan kişilere 1 metreden fazla yaklaşılmaması gerekir. Ateş, hapşırık ve öksürüğü olan kişilerin evde kalması ve mümkün olduğunca diğer insanlarla temasını kısıtlaması; hapşırık ve öksürük görgü kurallarına uyulması (ellere asla hapşırılmaması, mümkünse bir kağıt mendile hapşırıp, mendili attıktan sonra ellerin yıkanması veya alkollü solüsyonla ovuşturulması gerekmektedir. Kişilerin özellikle başka kişilerin bulunduğu ortamlara girecekleri zaman tıbbi maske takması, aynı şekilde hastalık belirtileri olan kişilere evde bakan kişilerin de bu tür maske takmaları ve maskeler kirlendikçe bağlantı yerlerinden tutup açarak atmaları ve sık sık el yıkamaları veya alkollü solüsyonlarla el ovuşturmaları elzemdir.”

“ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMELİ”

Ardından söz alan İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip ise koronavirüsü hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, yurttaşların bu anlamda ciddi kaygılarının olduğunu aktardı. Yurttaşların endişelerini anladıklarını ve bu nedenle Tabip Odası olarak Sağlık Bakanlığı’yla iletişim halinde olduklarını vurgulayan Saip, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi. Sağlık Bakanlığı’nın şeffaflık konusunda yeterince duyarlılık gösterdiğini belirten Saip, hastanelerdeki acil bölümlerine başvuru vakalarına değinerek, yurttaşların bu süreçte hassas davranması gerektiğini ve hijyenin bu süreçte çok önemli olduğuna vurgu yaptı. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

İzmir Alsancak Bornova Sokağı araç trafiğine kapatılıyor mu?

SONRAKİ HABER

Gazeteci Sultan Çoban’a 1 yıl 3 ay hapis cezası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa