29 Şubat 2020 00:17

Sendikada örgüt içi demokrasiyi güçlendirmek için nispi temsil

Eğitim Sen üyesi Aydın Tan yazdı: "Sendikada üye inisiyatifi ve iradesini geliştirmek, herkesin kendisi olarak yönetime katılabilmesi için nispi temsil seçim yöntemine geçilmelidir.”

Arşiv | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Aydın TAN
Eğitim Sen üyesi

Eğitim Sen şube kongreleri başladı. Kongreler ve seçimler, örgütlerin kendilerini de hesaba çektikleri süreçlerdir. Bu çerçevede seçim sistemimizin örgüt içi demokrasiyi geliştirme ölçütüyle tartışmaya açılması gerekiyor.

Bizim tüzüğümüz şöyle diyor, ‘Madde 62 - Sendika Merkez, şube ve şubelere bağlı birimlerin genel kurullarında gizli oy, açık sayım ilkesine uyulur.’ Dolayısıyla burada hangi yöntemin kullanılacağı belirtilmemiş. Ancak gelenek olarak yerleşen, ‘çarşaf liste’ diye anılan yöntemdir. Bu yönteme göre bütün adaylar bir listeye yazılıyor ve delegeler -yönetim için- yedi kişiyi işaretliyor. Böylece delege listeye değil kişiye oy vermiş oluyor. Ancak bu görüntü gerçeği yansıtmıyor.

Eğer sendikamız grupları barındırmayan yekpare politik bir örgüt olsaydı, bu yöntem mükemmel olurdu. Ancak sendikamız, başka bütün sendikalarda da olduğu gibi, sendikal anlayış çerçevesinde oluşmuş gruplara dayanıyor. Hatta bizde üyeler çok politikleştiği için bu gruplar daha da güçlü. Bu durumda bir grup tek başına ya da yanına bir başka grubu alarak salt çoğunlukla bütün yönetimi belirleyebiliyor. Pratikte sistem çoğunluk sistemi gibi işliyor. Bunun yarattığı bir dizi sorun tabanın iradesini tersine çevirebiliyor.

Öncelikle çoğunluk sistemine dönüşen bu sistem, sendikadaki farklı anlayışların tabandaki karşılıklarına göre temsiliyetini önlüyor. Bu her seferinde örgütün önemli bir kesiminin yönetimde temsil edilmemesi anlamına geliyor. Temsil edilmeyen taban da çoğunlukla geriye çekiliyor.

Gruplar bu durumu aşmak üzere ittifak kuruyor. Bu elbette olumsuz bir durum değil. Ancak sendikal anlayış üzerinden ayrışmış gruplar yönetim temsil sayısı üzerinden birleşiyor. Herkes aksini söylemesine karşın pazarlık, sayı pazarlığı olarak gerçekleşiyor. Öyle olunca bir önceki kongrede karşı karşıya gelen gruplar yeni kongrede birleşebiliyor. Gruplar anlayış farkları üzerinde üyeyle bir ilişki kuramıyor. Üye pratik olarak anlayışların farkını göremiyor. Bu sağlıklı bir yarış olmuyor. Oysa nispi temsil yöntemi olsa öncelikle ittifak mecburiyeti ortadan kalkacaktır. İttifaklar ise birbirine yakın anlayışlar arasında kurulacak ve anlayış birliğini yansıtacaktır.

Salt çoğunluğu sağlayan grup genellikle tek başına yönetim oluşturmak yerine yanına tabanda çok karşılılığı olmayan grupları alıyor. Ancak bu yöneticiler de taban inisiyatifi ile değil bir grubun teveccühüyle geldikleri için bir irade gösteremiyorlar. Oysa yönetimde tek kişi bile olsa kendini destekleyen delegenin oyuyla geldiğinde yönetici o delegenin iradesini yansıtacaktır.

Sonuçta bu sistemle işyerinde oluşan temsil iradesi şubede tam karşıt bir temsil sonucuna ulaşabiliyor.

Ayrıca salt çoğunluğu sağlayacak bir ittifak oluştuktan sonra çoğunlukla grup yöneticileri, yöneticileri kendi iç ihtiyaçlarına göre belirliyor. Oysa nispi temsil olsa yönetici adayları belirlenirken grup dışındaki delegenin tercihi göz önüne alınarak liste oluşturulacaktır. Çünkü liste delegeden aldığı oy oranında aday çıkaracaktır.

Bir başka olumsuz etkisi var ki bu daha da önemli. Nispi temsil yöntemi kullanılsa herhangi bir üye, delegelerin yedide birine denk düşen bir destekle, herhangi bir grupla ilişkilenmeden yönetime gelebilir. Oysa mevcut sistemde herhangi bir grupla ilişkilenmeden yönetime gelmek imkansızdır. Bu imkansızlık grupların dışında kalan üyelerin geriye çekilmesine, kendini ifade edecek bir platform bulamamasına neden olmaktadır. Bu yolun kapalı olması, bunu talep edenin varlığından bağımsız olarak örgüt içi demokrasiyi sakatlamaktadır.

Sonuç olarak, sendikada üye inisiyatifi ve iradesini geliştirmek, herkesin kendisi olarak yönetime katılabilmesi, farklı anlayışların birbirini dengeleyen bir demokratik bir uyumla çalışma becerisi kazanması ama en önemlisi grupların dışından da üyelerin seçilebileceği bir yönetim anlayışı için nispi temsil seçim yöntemine geçilmelidir. Bu, örgüt içi demokrasinin gelişmesine; taban iradesinin doğru yansımasına zemin hazırlayacaktır. En önemlisi demokrasi talebinde bulunan bir örgüt olarak kendi iç demokrasimizi güçlendirecek yöntemler geliştirmek zorundayız.

ÖNCEKİ HABER

Emek Hareketi: Mücadeleci bir çizgide birleşmeliyiz

SONRAKİ HABER

Sol Parti’den İdlib açıklaması: Çözüm barış ve kardeşlik siyasetinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa