01 Mart 2020 00:51

"Yoksullar ölürken, şehit edebiyatı yapmak kolay"

İdlib’de yaşanan asker ölümlerini Türk Traktör, Man otobüs fabrikası, Sincan OSB ve Arçelik’ten işçilerle konuştuk. İşçiler, hükümetin çıkarları uğruna yoksulların savaşa itildiğini söylüyor.

Arşiv fotoğraf: DHA

Paylaş

İdlib’de 34 askerin yaşamını yitirmesinin ardından Ankara’da çeşitli fabrikalardan işçilerin görüşlerini aldık. İşçilerin büyük bir bölümü ciddi bir üzüntü duyuyor ve yaşananlardan AKP’nin Suriye politikasını sorumlu tutuyor. “Bizim orada ne işimiz vardı?​” sorusu işçiler arasında bir hayli sorulan bir soru. Ayrıca operasyonda hayatını kaybedenlerin yine yoksullar olduğunu, hükümetin çıkarları uğruna yoksulların savaşa itildiği sıkça ifade ediliyor. Büyük bir üzüntünün yanı sıra hükümete de ciddi bir tepki oluştuğunu söylemek mümkün. 

Türk Traktör’de çalışan bir işçi, “Bir şehit anası demiş ki, ‘Şehidin helvası bizim soframızda kavrulurken, size hep tatlı gelir.’ Yine aynı sonuç yaşandı. Yine garibanlar öldü. ‘Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygımız var’ diyoruz ama yine oraya operasyon yapıyoruz. Peki neden? Oradaki cihatçıları korumak için. Sınır güvenliği diye diye Rusya ve İran’la savaşın eşiğine geldik. Bunun bedelini de tabii ki biz ödeyeceğiz. Bizim gibiler savaşta ölürken, onlar oturduğu yerden ahkam keserler. Rusya’nın, Suriye’nin açıklamalarını takip etmeye çalıştım. Adamlar diyor ki ‘Bölgedeki gözlem noktalarında cihatçılardan uzak durun. Bu kadar iç içe olmayın.’ Bu uyarılara rağmen korumadan gönderiyorlar fakir çocuklarını. Sonuç olarak da böyle acı bir tablo karşımıza çıkıyor” dedi. Başka bir Türk Traktör işçisi de, “Başımız sağ olsun ama bu millet bunu hak etmiyor. Biz değil hep başımızdakiler sağ oluyor. Suriye’yi biz mi koruyoruz? Ne işimiz var orada? Daha kendi askerimizi koruyamıyoruz, sınırın ötesini mi koruyacağız? Şehit haberi paylaşmaktan yorulduk. Başımız sağ olsun demekten yorulduk” ifadelerini kullandı. MAN otobüs fabrikasında çalışan bir işçi ise, “Suriye’ye ne zaman operasyon olsa, hükümet sıkıştığı içindir diye düşünüyorum. AKP oy kaybettiğini anlayınca direk operasyon oluyor. Bu son savaş da böyle, oradaki askerlerimiz AKP’nin politikaları yüzünden ölüyor. Libya’daki süreci hiç takip edemiyoruz belki orada da kayıplarımız vardı” diyor. 

İŞÇİLERİN KAFASINDA AYNI SORU: NE İŞİMİZ VAR?

Sincan OSB’de bulunan metal fabrikasında çalışan bir işçi, “Habere dair ilk söylentiler duyulunca fabrikada herkes telefonlara sarıldı bir şekilde doğru habere ulaşma gayretine girişti. İlk anda haberi teyit etmeye çalışırken havuz medyasının haberleri hepimizi öfkelendirdi. Hepsi tek elden şu kadar rejim noktasını vurduk, İdlib’de büyük operasyon gibi haberleri paylaşıyordu. Görünce hem endişe hem öfke arttı. Herkes kaç tane şehit olduğunu soruyordu. Haberler böyle tek elden girildiğine göre olayın çok büyük olduğunu ve hükümetin açıklama yapmaktan korktuğunu düşündük. Aramızdan bazı arkadaşlar bu süreci ‘Millet galeyana gelecek bizi tahtımızdan edecekler diye sayıları açıklamıyorlar, laf kalabalığı yapıyorlar’ diye hükümetin açıklama yapmadığı şeklinde değerlendirdi. Peşinden gelen internet yavaşlaması endişeleri öfkeyi daha çok büyüttü. Haberlere ulaşmayalım diye interneti yavaşlatıyorlar, bir çeşme açılışına bile 10 kişi gidenler bu konu hakkında biri televizyona çıkıp açıklama yapamıyor” ifadelerini kullandı. 

Aynı işçi fabrikada yaşananların devamını şöyle aktarıyor, “Saatler gece yarısını çoktan geçtiğinde, bir şekilde internete eriştiğimizde haberler vahimdi. Herkes elinde telefon bölgede görev yapan eşini dostunu akrabasını arkadaşını arıyor, önce kendi sağlığını sorup sonra haberler doğru mu diye soruyordu. WhatsApp’tan gelen bomba videoları patlama görüntüleri, ses kayıtları… Herkesin yüzü asılmıştı ve herkes sinirliydi. Nasıl sinirli olmasın ki. Fabrikada her köşede irili ufaklı gruplar Ortadoğu tahlili yapıyor durumu değerlendiriyordu, sayıları paylaşıyordu. Birkaç kişinin dışında neredeyse herkesin dilinde ‘Bizim ne işimiz vardı bu İdlib’de’ sorusu vardı.”

"KOMŞUYU KANA BULARSAN, SENİN ÜSTÜNE DE SIÇRAR"

Arçelik bulaşık makinesi fabrikasında çalışan işçiler arasındaki tartışmalar da çok farklı değil. Arçelik’te çalışan bir işçi, “Birileri bizi savaşa sürüklüyor, bedelini gariban ödüyor. Hep böyle olmuştur. Esad’ın arkasında Rusya var, askerleri de Ruslar vurdu” diyor. Aynı işçi, “Bir Rusya dost, bir ABD dost, bir NATO dost diye gezdi durdu hükümet. Kim dost düşman görsünler; herkes düşman onca şehidimiz var, kim hesabını verecek” ifadelerini kullandı. Aynı fabrikadan başka bir işçi “Bütün bunların sorumlusu AKP iktidarı ve savaş politikalarıdır. Şehadet şerbeti edebiyatı yapacaklar, laf kalabalığı yapacaklar yine hesabını bize kesecekler. Komşu ülkeyi kana bularsan bu kan senin üstüne de sıçrar. Ne işimiz var bizim İdlib’de” diyor.

"ABD SIRTINI SIVAZLIYORSA, ORADAN HAYIR GELMEZ"

Sincan OSB’de çalışan bir işçi, “ABD bizi buraya sürüklüyor. Şimdi de sırtımızı sıvazlıyor. ABD senin sırtını sıvazlarsa, oradan hayır gelmez. Hükümet, ‘NATO’yu yanımıza alacağız’ diyor. Bir gün NATO’yu yanımıza alıyoruz, bir gün Rusya’yı alıyoruz. Ama sonuç olarak bizim askerlerimiz şehit oluyor.” Yine başka bir Sincan OSB işçisi de “Sen onun bunun peşine takılırsan böyle askerlerimizi kaybederiz. Bunun hesabını nasıl verecekler? Bu bir katliamdır. Kimse düşman bizi öldürdü, vurdu demesin. Resmen insanları ölüme gönderdiler. Korunmasız bir şekilde sen adamların toprağına girersen, böyle olur işte. Suriye askeri de aynı şekilde bizim toprağımıza girseydi, onlar için de aynısı olurdu. Hükümet bunun hesabını vermeli, hatta bence istifa etmeli” ifadelerini kullandı.

"BARIŞ OPERASYONLARI OLUYOR, AMA BARIŞ BİR TÜRLÜ GELMİYOR"

Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesinde çalışan bir işçi, “Kaç yıldır Suriye’de bir sürü operasyon yapıldı. Sorunlar çözülmüyor tam tersine daha çok büyüyor. Son yıllarda bir sürü barış operasyonu yapıldı, adları ‘Zeytin Dalı, Barış Pınarı’ diye. Ama barış bir türlü gelmiyor. Çünkü barış için savaşmıyorlar, çıkarları için savaşıyorlar. Olan da yine gariban emekçilere oluyor” dedi. Aynı hastanede çalışan başka bir işçi de şunları söyledi: “Bu savaş kime karşı? Biz neden orada yıllardır savaşıyoruz? Neden askerimiz korumasız oraya gönderildi? Benim içim yanıyor, orada ölenlerin hepsi fakir ailelerin çocukları oluyor her zaman. Hükümet bence kayıpları gizliyor. Böyle giderse daha çok ailenin evine ateş düşer. Olayın farklı bir yanı da ekonomiye etkisi. Savaş harcamalarını da bizim cebimizden çıkaracaklar, bence her şeye zam gelecek yine.” (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Eğitim Sen şubeleri genel kurullarında savaş ve krize karşı mücadele vurgusu

SONRAKİ HABER

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Rusya ile görüşmelerimiz sürüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa