03 Mart 2020 06:31
Son Güncellenme Tarihi: 03 Mart 2020 10:13

Enflasyon şubat ayında yıllık yüzde 12,37 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre enflasyon Şubat ayında yıllık bazda yüzde 12,37; aylık bazda ise yüzde 0,35 artış gösterdi.

Fotoğraf: Alparslan Çınar/DHA

Paylaş

Uğur ZENGİN
İstanbul

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Şubat ayı enflasyon verilerini açıkladı. Verilere göre enflasyon 2020 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 0,35; bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 1,71; bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,37 ve on iki aylık ortalamalara göre ise yüzde 13,94 artış gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla, yüzde 5,98 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 6,01 ile eğlence ve kültür ve yüzde 7,36 ile ev eşyası oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 40,15 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 16,44 ile çeşitli mal ve hizmetler ve yüzde 15,31 ile konut oldu.

Mevsimsel etkilerle aylık en yüksek azalış ise 4,83 ile giyim ve ayakkabı grubunda oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2020 yılı Şubat ayında azalış gösteren diğer gruplar ise, yüzde 1,34 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 0,38 ile ulaştırma ve yüzde 0,22 ile haberleşme oldu. Buna karşılık, ana harcama grupları itibarıyla 2020 yılı Şubat ayında artışın yüksek olduğu gruplar ise sırasıyla, yüzde 2,33 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 2,03 ile sağlık ve yüzde 0,86 ile eğitim oldu.

Şubat 2020'de, endekste kapsanan 418 maddeden, 146 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 24 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 248 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

FİYATI EN FAZLA ARTAN ÜRÜN KABAK

Tüketici fiyatları bazında şubatta en yüksek fiyat artışı yüzde 44,09 ile kabakta gerçekleşirken, en çok ucuzlayan ürün yüzde 12,58 ile erkek kazağı oldu. Kabaktaki fiyat artışını yüzde 23,76 ile sivri biber, yüzde 22,12 ile vapur bile ücreti izledi.

Şubatta fiyatı en çok artış gösteren diğer ürünler arasında yüzde 20,71 ile salatalık, yüzde 18,67 ile kıvırcık, yüzde 17,36 ile ıspanak, yüzde 16,64 ile maydonoz, yüzde 15,34 ile limon, yüzde 12,84 ile patlıcan, yüzde 11,91 ile ayva, yüzde 8,78 ile margarin yer aldı.

Geçen ay en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 12,58 ile erkek kazağında gerçekleşti. Bunu yüzde 11,58 ile domates, yüzde 11,53 ile kadın kabanı, yüzde 10,29 ile erkek kabanı, yüzde 10,05 ile çocuk kazağı, yüzde 9,82 ile erkek montu, yüzde 9,65 ile kadın kazağı, yüzde 8,78 ile kadın botu izledi.

"ERZURUM, ERZİNCAN, BAYBURT" ENFLASYONDA LİDER

Tüketici fiyatlarının en fazla arttığı bölge yüzde 13,76 ile “Erzurum, Erzincan, Bayburt” olarak kaydedildi. Bunu yüzde 13,48 ile “Balıkesir, Çanakkale”, yüzde 13,34 ile “Bursa, Eskişehir, Bilecik”, yüzde 13,31 ile “Kayseri, Sivas, Yozgat” izledi.

En düşük fiyat artışı ise yüzde 10,4 ile “Kastamonu, Çankırı, Sinop” bölgesinde gerçekleşti.

ÜRETİCİ ENFLASYONU YÜZDE 9,26

TÜİK verilerine göre, Yİ-ÜFE, şubatta bir önceki aya göre yüzde 0,48, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 2,33, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,26 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 14,18 artış gösterdi.

Sanayinin 4 sektörünün şubatta yıllık bazda değişimleri dikkate alındığında madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe yüzde 12,26, imalatta yüzde 8,52, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 19,24, su temininde yüzde 5,27 artış gerçekleşti. Bu grupların aylık değişimlerine bakıldığında ise madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,44, imalatta yüzde 0,66 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 2,38, su temininde yüzde 0,07 azalış görüldü.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimlerine bakıldığında ara malında yüzde 6,46, dayanıklı tüketim malında yüzde 10,4, dayanıksız tüketim malında yüzde 12,77, enerjide yüzde 12,34, sermaye malında yüzde 9,55 artış oldu. Bu grupların aylık değişimlerinde ise ara malında yüzde 1,29, dayanıklı tüketim malında yüzde 1,3, dayanıksız tüketim malında yüzde 0,94, sermaye malında yüzde 0,93 artış, enerjide yüzde 4,17 azalış görüldü.

Yıllık bazda en yüksek azalış yüzde 0,14 ile kağıt ve kağıt ürünlerinde gerçekleşti. Bunu yüzde 1,48 ile giyim eşyası, yüzde 1,52 ile kömür ve linyit izledi. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 51,88, temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 20,05, metal cevheri yüzde 19,96 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık en yüksek azalış yüzde 8,96 ile kok ve rafine petrol ürünlerinde gerçekleşti. Bunu, yüzde 7,62 ile tütün ürünleri, yüzde 2,38 ile elektrik, gaz üretim ve dağıtımı takip etti. Buna karşılık metal cevherleri yüzde 3,36, temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 3,16, ana metaller yüzde 2,3 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

ENFLASYONDA SEPET OYUNU

TÜİK’in şubat ayında enflasyon sepetinde güncelleme yaparak gıda, giyim, ulaştırma kalemlerinin payını azalttığını hatırlatan İktisat Profesörü Aziz Konukman, “Gıdanın payı bir önceki endekse göre olsaydı enflasyon daha yüksek çıkacaktı. Çok kritik bir ağırlık bile önemli. İnsanların geliri arttıkça, gıdanın payı düşer. Türkiye’de ciddi bir fakirleşme, yoksullaşma olduğu için -bütünü için söylüyorum- sepette gıdanın ağırlığının düşme şansı pek yok. Böyle bir şey mümkün değil. Şu olabilir, gıda fiyatları çok yükselince gıdadaki bazı ürünlerden insanlar vazgeçebilir. Ama o da zorlayıcı bir şey olur. Gıda, adı üzerinde ikamesi yoktur. Dolayısıyla ben burada kritik değişkenin gıda olduğuna inanıyorum. Bu da enflasyonu aşağı çekmekte çok önemli bir rol üstleniyor” dedi.

Yüzde 13.94 olarak açıklanan 12 aylık ortalama enflasyona bakmanın daha ‘sağlıklı’ olacağını ifade eden Konukman, “Kitleleri ilgilendiren -maalesef IMF’nin de dayatmasıyla- yıllık ve orta vadeli programlarda enflasyonun göstergesi olarak yıl sonu TÜFE’yi aldılar. Buna da ne yazık ki sendikalar çok fazla direnmedi. Bu işin doğrusu yıllık ortalama enflasyon. Buradan da işlerin düzeldiği sonucu çıkmıyor” dedi.

TÜİK’E ÇAĞRI: HER GELİR GRUBU İÇİN ENFLASYON RAKAMI AÇIKLAYIN

Prof. Konukman, TÜİK’e de “Yüzde 20’lik gelir dilimleri açıklanıyor. Her bir gelir grubu için enflasyon rakamı açıklayın” çağrısı yaptı. Konukman şu ifadeleri kullandı: “Türkiye için ortalama bir sepet sokakta karşılığı olan bir şey değil. Şundan dolayı, gelir dağılımı bozuksa ortalamalar yanıltır. Bir örnek vereyim, Çinçin Bağları’nda kişi başı gelir sıfır dolar, Çankaya’da kişi başı gelir 20 bin dolar. Ortalaması kişi başı gelir 10 bin dolar. Gelir dağılımı bozuksa bu tür ortalama sepet analizleri bizi yanıltır. Hiç geliri olmayan işsiz bir kişiye, ‘Bak sizin geliriniz 9 bin dolar’ demenin bir inandırıcılığı yok. Çünkü gelir dağılımı bozuk. Aynı hesapla şunu diyorum, sokaktaki adamın sepeti, TÜİK’in açıkladığı sepet değil. Sokaktaki insan gelir dağılımına göre bir grubun içinde yer alıyor. Sokaktaki kişi ya en zengin dilimde yer alıyor, ya en fakir dilimde yer alıyor. O zaman onun enflasyonu farklı olur. Tahmin edelim ne olur? Bir kere zenginin sepeti içinde gıdanın payı çok düşük olur. İkincil ihtiyaçlar çünkü artar. Gelir arttıkça birincil ihtiyaçlara olan pay göreli olarak azalır. İkincil ihtiyaçlar (eğlence vb.) öne çıkar. Yoksul grubun ise sepetinin önemli bir kısmını gıda teşkil eder. Dolayısıyla TÜİK’in açıkladığı her enflasyon rakamı yoksul için bir anlam ifade etmez. Yoksulun TÜFE’sini gıda belirleyeceği için onun enflasyonu daha yüksek çıkar. Bu da toplumu rahatlatır. Toplum hangi enflasyon grubu içinde olduğunu öğrenir. ‘Galiba TÜİK bizim alışveriş yaptığımız mağazalardan fiyat toplamıyor’ lafı vardır ya meşhur, bu gelir grupları farklı olduğu için söylenir.”

ENFLASYONDA SINIFSAL RAKAMLARA İHTİYAÇ VAR

TÜİK’in sınıflar itibariyle de enflasyon rakamı açıklaması gerektiğini söyleyen Konukman, “Gelir grupları kişisel gelir dağılımı olduğu için sınıfsal analiz vermez. Mesela bir CEO en yüksek gelir grubunda olabilir. Ama sınıfsal olarak da milli gelir içinde ücretler, sermaye sınıfları var, bunların tüketim sepetlerinin tespit edilip her bir sınıf itibariyle enflasyon açıklanmalı. Böylece toplu sözleşmede daha sağlıklı bir görüşme olur. Toplu sözleşmede genel enflasyon dikkate alınıyor. Oysa sınıfsal analizlerde emekçilerin enflasyonunun dikkate alınması lazım. O da resmi enflasyonun her zaman altında olacaktır” dedi.

CHP’Lİ ERDOĞDU: HALKIN PAZAR ALIŞVERİŞ SEPETİ HER GEÇEN GÜN EKSİLİYOR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Son 10 yılın aynı ayları dikkate alındığında 12 aylık ortalama enflasyonun 2019 yılından sonra gerçekleşen en yüksek rakam olduğunun görüldüğünü belirterek, “Tek adam rejimine geçildikten sonra enflasyon art arda rekor kırmaya başladı” dedi.

Erdoğdu TÜİK’in bugün açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, yıllık enflasyonun yüzde 12,37 olarak gerçekleştiğine işaret ederek, bunun Merkez Bankası’nın yüzde 5’lik enflasyon hedeflerinin çok uzağında olduğuna dikkat çekti. 12 aylık ortalamalara bakılarak hesaplanan enflasyon rakamlarına bakıldığında ise Şubat ayında bu verinin yüzde 13,94 olarak gerçekleştiğinin görüldüğünü ifade eden Erdoğdu şöyle devam etti: “Bugün açıklanan rakam, son 10 yılın aynı ayları dikkate alındığında 12 aylık ortalama enflasyonun, 2019 yılından sonra gerçekleşen en yüksek oran. Bu rakamı 2018 yılı verisi takip ediyor. Kısacası, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra enflasyon art arda rekorlar kırmaya başladı. Ama sarayın halkın yaşadığı hayat pahalılığından haberi yok. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hala işçiyi, memuru ve emeklileri enflasyona ezdirmediklerini söyleyebiliyor. Sayın Cumhurbaşkanına sormak lazım: Enflasyona yenik düşmeyen kim kaldı? Faturalar, zamlar, vergiler yüzünden insanlar bırakın ay sonunu, günü nasıl geçireceğini düşünüyor.”

‘SEPETTEKİ ÜRÜNLER EKSİLİYOR’

Erdoğdu, 200 TL’lik banknotların 2009’da tedavüle çıktığında 140 dolar alındığını, şimdi ise sadece 32 dolar alınabildiğini vurgulayarak, kağıt üstünde verilerle ne kadar oynanırsa oynansın; gerçek verilerin yaşanan enflasyonu ortaya koyduğunu bildirdi. Erdoğdu şunları söyledi: “Geçen yılla bu yıl arasında vatandaşın cebine yansıyan enflasyon yüzde 40'ın üzerinde. Faturaları ve market harcamaları geçen yılla kıyasladığında herkes bu gerçeği görüyor. Rakamla istedikleri yalanı söylesinler halkın pazar alışveriş sepeti her geçen gün eksiliyor. Bir ayda yüzde 4’e yakın yükselerek 6.25’e dayanan dolar kuru bize enflasyonun ne olduğunu ortaya koyuyor. Çekirdek göstergelere bakıldığında da Kasım'dan bu yana enflasyonun ana eğiliminin yukarıya döndüğü görülüyor. ÜFE baz etkisiyle yaşadığı düşüşten sonra artmaya başladı ve yıllık yüzde 10'a yaklaştı. Yılbaşından bu yana ise artış yüzde 2,33. Üretici, artan taleple birlikte maliyet artışı baskısını tüketiciye yansıtmaya başlar.”

Merkez Bankası’nın kağıt üzerinde oynanmış rakamlarıyla 19 Mart’ta yapacağı toplantıda faiz düşürebileceğine işaret eden Erdoğdu, “Çünkü kararı enflasyon değil, saray belirliyor. O nedenle enflasyon rakamları ne kadar reel gerçeklikten uzak olsa bile faizi düşürmek isteyeceklerdir” dedi.

SEPETTE GIDA, GİYİM, ULAŞTIRMANIN AĞIRLIĞI AZALTILMIŞTI

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) şubat ayında enflasyon sepetinde güncelleme yaparak gıda, giyim ulaştırma kalemlerinin payını azaltmıştı. 2020 TÜFE sepetinde gıdanın payı yüzde 23.29’dan yüzde 22.77’ye, giyim ayakkabının payı yüzde 7.24’ten yüzde 6.96’ya, ulaştırmanın payı yüzde 16.78’den yüzde 15.62’ye indi. Alkollü içecekler ve tütünün payı yüzde 4.23’ten yüzde 6.06’ya çıktı. (EKONOMİ SERVİSİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

"Koronavirüs Türkiye’ye girecektir ama iyi organize olunursa kayıpsız atlatılır"

SONRAKİ HABER

Akşener'den Erdoğan'a İdlib tepkisi: O gülerken, biz kahrolduk

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa