Yazarımız Ceren Sözeri hakkında açılan dava hakimin izinli olması nedeniyle görülmedi
Serhat Albayrak’ın, Evrensel’e ve Yazarımız Ceren Sözeri’ye açtığı 200 bin liralık tazminat davası hakimin izinli olması nedeniyle ertelendi. Ceren Sözeri davaya ilişkin Evrensel'e konuştu.

Fotoğraf: Evrensel (Arşiv)
İLGİLİ HABERLER

Serhat Albayrak, Evrensel'e 200 bin TL’lik tazminat davası açtı
Gözde TÜZER
İstanbul
Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın Evrensel Yazarı Ceren Sözeri ile gazetemize açtığı 200 bin liralık tazminat davası hakimin izinli olması nedeniyle ertelendi.
Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak Gazetemiz Evrensel Yazarı Ceren Sözeri’nin 31 Mart seçimleri sonrasında kaleme aldığı "AKP’ye kim oy kaybettirdi?" başlıklı yazı nedeniyle gazetemiz Evrensel’e ve Ceren Sözeri’ye 200 bin liralık tazminat davası açılmıştı. Davanın ilk duruşmasının bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 2. Ticaret Mahkemesinde görülmesi bekleniyordu. Hakimin mazeret iznine ayrılması nedeniyle ertelenen duruşma için daha sonra gün verilecek.
Bünyesinde Sabah, Takvim, ATV, A Haber gibi iktidara yakın yayın yapan gazete ve televizyonlar bulunan Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanvekili Serhat Albayrak'ın “Ticari itibarının zedelendiği” iddiasıyla açılan davada Sözeri ile birlikte Evrensel Gazetesi ve yayıncı şirketten aynı suçlama ile toplamda 200 bin TL talep ediliyor.
"YAZI ANADOLU AJANSININ SEÇİM GECESİ PERFORMANSIYDI"
Dava öncesi konuştuğumuz Sözeri yazının esas olarak Anadolu Ajansının seçim gecesi perfomansına ilişkin olduğunu, 14 saat hiçbir veri güncellemesi yapmayan ve muhalifinden yandaşına her kesimin tepkisini çeken Anadolu Ajansının nasıl kurulduğunu, 2012’de Medya-İş adlı sendikanın örgütlenme sürecini, çalışanlarının zorla bu sendikaya üye yapılması sonrasında nasıl bir propaganda aracına dönüştürüldüğünün tespitinin yapıldığını belirterek şöyle dedi:
“Yazıda ayrıca hükümete yakın Sabah-ATV grubu ve yazarlarının seçim gecesi performanslarına da bir paragrafta değinilmişti. Hatırlarsanız 31 Mart gecesi oy sayımı sürerken İstanbul’da oylar Binali Yıldırım aleyhine dönünce Sabah Yazarı Hilal Kaplan hiçbir kaynak belirtmeden ‘YSK, İstanbul’da oyların tamamını yeniden sayacak’ diye bir tweet attı, ardından özür dilemek zorunda kaldı. Sonrasında 30 sandık görevlisinin gözaltına alındığı haberi İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yalanlandı, Sabah gazetesi haberi geri çekti. Ben de o gece üretilen yalan haberlere dikkat çektim. Gazetenin haberini hiçbir özür dilemeden geri çekmesi, Hilal Kaplan’ın ‘lütfen’ özür dilemesi, benim iddiamın kanıtlarıydı zaten. Ayrıca bu grubun seçim kampanyası boyunca nefret söylemi ürettiğini de yazdım. İddia tarafı ‘Pelikan Örgütünün bir suç örgütü olduğunu söylüyor ve buradan yola çıkarak grubun ve yöneticisi Serhat Albayrak’ın ticari itibarını zedelediğim gerekçesiyle hem benden hem de gazeteden 200’er bin lira tazminat istiyor.”
ABSÜRT DAVA SEBEBİ
Yazısında Pelikan’ı bir suç örgütü olarak nitelemediğini söyleyen Sözeri ironik biçimde bir suç örgütü olduğunu Albayrak’ın avukatından öğrenip epey şaşırmış. Sözeri “Ben Pelikan’ın suç örgütü olduğunu falan söylemiş değilim. Burada bir savunma yapmıyorum yanlış anlaşılmasın, sadece birilerini bu şekilde tanımlamaktan imtina ederim. Bir akademisyen olarak suçun evrensel niteliğine ve kanıtlanması gerektiğine inanıyorum. “Terör örgütü” gibi bir kavramı ise zaten başlı başına doğru bulmuyorum ki bu ayrı bir tartışma konusu.” dedi.
Asıl vurgulamak istediğinin, bir medya sahibi ya da yöneticisinin bir gazeteci ya da yazara “Ticari itibarının zedelendiği” gerekçesiyle dava açmasının absürt olduğunu belirten Sözeri “Medyada itibar doğru haber yapılarak, etik kurallara uyarak elde edilir ve medya eleştiriye en açık alanlardan biridir. Düşünce özgürlüğü kapsamında herkes medyayı eleştirebilir, eleştiriyor da, Evrensel de eleştiriliyor. En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, bir medya patronu ya da yöneticisi yazılan bir yazı ya da haber nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini düşünüyorsa ona en başta ‘Başka bir iş yapması’ önerilir” dedi.
Sözeri ayrıca “Davacılardan biri olan Serhat Albayrak’ın Turkuvaz Grubunda bir yönetici olduğunu hatırlatıp, ‘ticari’ olarak nasıl bir itibar kaybına uğradığını da çok merak ediyorum.” diye konuştu.
BESLEME BASIN VE HİKMET SAMİ TÜRK
Gazetelere açılan bu davaların Evrensel, BirGün, Cumhuriyet gibi gazeteler üzerinde ciddi ekonomik baskıları da beraberinde getirip getirmediğini sorduğumuz Ceren Sözeri şöyle dedi:
"Hükümet medyasına para akışının olduğu açık, bu bir taraftan Türkiye medyasında eski bir gelenek. Hükümetin kendisini eleştiren medyayı hem siyasi hem de ekonomik olarak bu kadar açıktan hedef aldığı örnekler de var. En bilineni Demokrat Parti zamanı, resmi ve ticari ilanlar doğrudan ‘besleme basın’a aktarılırken, diğerlerine gidebilecek olan gelirlerin de kesilmesi için tehditlere varan önlemler alınması. Bunun sonucunda, 1960 darbesi sonrasında Basın İlan Kurumu kuruluyor, bir daha böyle bir şey yaşanmasın diye. Basın İlan Kurumu bağımsız bir kurum olmamakla birlikte uzun bir dönem sansür mekanizması olarak görülmemek için özerkmiş gibi davranıyor. 19 Aralık 2000’de Hayata Dönüş Operasyonu sonrasında Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün başvurusuyla Radikal gazetesine ilan kesme cezalarının verilmesi büyük bir tepkiye neden olmuştu örneğin."
"GAZETECİLER HİÇ OLMADIĞI KADAR DAYANIŞMA İÇİNDE"
Gazeteciliğin Osmanlı’dan başlamak üzere bu topraklarda baskı altında çalışmaya gönüllü olmayı gerektiren bir meslek olduğunu vurgulayan Sözeri “Yasal, siyasi ve ekonomik baskılardan, hedef haline gelmekten ya da en hafifiyle eleştirilmekten korkuyorsanız bu meslek için doğru insan olmayabilirsiniz, bu sözüm aynı zamanda Serhat Albayrak’a.” dedi.
“Otoriter rejimler altında gazeteciler maalesef aynı zamanda basın özgürlüğü aktivisti haline geliyorlar.” diyen Sözeri şöyle devam etti:
"Adliyeye kendiniz için gitmeseniz arkadaşınız için gidiyorsunuz. Gazeteciler inşa edilen devasa adalet saraylarını yargının bileşenlerinden daha iyi tanıyor. Bu durum Türkiye’de haber üretimi açısından çok kötü ve yıpratıcı ama iyi tarafından bakacak olursak gazeteciler belki hiç olmadığı kadar dayanışma içinde. Gazeteciler için haber kaynaklarıyla temas mesafe dengesini kurmak önemlidir ancak gazeteciler arası temas-mesafe kapitalist-liberal basın sisteminin başarısızlığıdır. Adliyede kimse haber atlatma derdinde değildir. Dayanışma güçlendirir."
"BASKILARIN TARİHİ BASIN TARİHİNE DENK"
Peki tüm baskılar gazeteleri ya da gazetecileri sindirebilir mi? Sözeri bu topraklarda resmi anlamda ilk Türkçe gazetenin 1831’de yayımlanmaya başlandığını, Matbaalar Nizamnamesi 1857’de ve Ceza Kanunu’nda basını kapsayan yasaklamaların 1858’de yürürlüğe girdiğini ki o dönem getirilen yasakları kapsayan yalnızca iki Türkçe gazete ve bir dergi var olduğunu, 1864 yılında basına hukuki bir düzen vermek amacıyla çıkarılan Matbuat Nizamnamesi’nin uygulanabileceği Türkçe gazete sayısının dörde çıktığını, bunlara azınlık gazeteleri ile yabancı dilde (özellikle Fransızca) yayın yapan gazeteler de eklendiğinde mevcut yayın sayısının 10 olduğunu hatırlatarak “Türkiye’de basın özgürlüğü üzerindeki baskıların tarihi basının ortaya çıktığı tarihe nerdeyse denk. Bir başka deyişle bugüne kadar sindirilememiş bundan sonra da zor, hele de teknolojik olanakların bu denli geliştiği bir çağda neredeyse imkansız.”
Fotoğraf: Ceren Sözeri'nin "AKP'ye kim oy kaybettirdi?" haberinin evrensel.net'ten alınan ekran görüntüsü
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bütün toplum heybede
Emekçileri bastırmak için grevler yasaklandı. “İç cepheyi tahkim” denilerek her kesimden siyasetçi, gazeteci ve aydına yönelik sabah operasyonları, tutuklamalar ve akılalmaz gerekçelerle açılan davalar sürüyor.
Evrensel'i Takip Et