İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: Savaş ve yıkım politikalarına dur diyeceğiz
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri İdlib'de yaşanan çatışmalara ilişkin basın toplantısı düzenleyerek, "Savaşa hayır demenin bile yasaklandığı şu günlerde barış talebini yükselteceğiz" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri İdlib'de yaşanan çatışmalara ilişkin basın toplantısı düzenledi. DİSK Ege Bölge Temsilciğinde gerçekleştirilen basın toplantısında kurumlar adına ortak açıklamayı BES İzmir Şube Başkanı Mustafa Güven okudu.
AKP iktidarının dış politikasının ülkeyi bataklığa götürdüğünü, TSK mensubu askerlerin Türkiye ve birçok ülke tarafından 'terör örgütü' ilan edilen Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ) ile birlikte hareket ettiğini belirten Güven, cihatçı örgütün emekçilerin alın terinden kesilen vergilerle alınan askeri teçhizatı kullandığını hatırlattı. Güven, "Ülkenin gençlerini ve kaynaklarını amaçları için heba etmekteler. İdlib’deki çatışmalarda daha şimdiden MSB’nin açıklamalarına göre 33 gencimiz yaşamını yitirirken savaşın birkaç günlük maddi boyutu ise milyarlarla ifade edilmekte" dedi.
"İNSANLIK TARİHİNİN EN UTANÇ VERİCİ GÖRÜNTÜLERİNE ŞAHİT OLDUK"
Yaşanan çatışmadan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mültecilerle ilgili yaptığı açıklamaları da eleştiren Güven, "Avrupa Birliği ülkeleri karşısında bulduğu her fırsatta bir tüccar edasıyla mültecilere fiyat biçen, maddi ve stratejik isteklerine ulaşmak için mülteci sopasını sallayan Cumhurbaşkanı Erdoğan mültecileri baskı unsuru olarak gösteriyor. Hükümet kanadından yapılan ve mültecilerin Yunanistan ve Bulgaristan tarafına geçişlerine göz yumulacağını belirten açıklamalarla, batı sınırlarımızda ve denizlerimizde insanlık tarihinin en utanç verici görüntülerine şahit olmaya başladık" diye konuştu. Botlara binen mülteci görüntülerinin canlı yayında gösterildiğini hatırlatan Güven, insan kaçakçılarına ise sıradan birer ticaret erbabıymış gibi mikrofon uzatılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
"BARIŞ TALEBİNİ DAHA YÜKSEK SESLE DİLLENDİRECEĞİZ"
Güven son olarak, "İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak çağrımız tüm yurttaşlaradır. Savaşa hayır demenin bile yasaklandığı, insanlıktan giderek uzaklaşılan şu günlerde hepimizin üstüne düşen en önemli görev, barış talebini daha yüksek sesle dillendirmektir. Savaş ve yıkım politikalarıyla geleceğimizi karartanlara dur demek, iktidarın ekonomik ve toplum yaşamına yönelik politikalarından kaynaklanan birçok sorunda günah keçisi olarak işaret edilen, oysa Türkiye’nin de aralarında olduğu çok sayıda ülkenin emperyal heveslerle sürdürdüğü savaşın sonucu ve kurbanı olan mültecilerle kardeşleşmeyi ve dayanışmayı güçlendirmektir" dedi. (İzmir/EVRENSEL)