04 Mart 2020 23:30

"Basın özgürlüğüne saldırmak kolay; bastırmak, işte asıl zor olan o"

"Özgür medya birçok yerde saldırı altındayken, bazı yerlerde ise büyük zorlukları aşıyor, aynı kaldırımdan yeşeren çiçek gibi."

Kari Huhta | Fotoğraf: Victor Peña

Paylaş

Kari HUHTA*

Zaman içinde geriye dönüp 2020’nin ilk aylarında dünyada neler olduğuna bir bakabiliriz.

Çin’in küresel güç tahtına yürüyüşü ’ufak’ bir koronavirüsüyle bölündü. Küresel güce ulaşan ise virüs oldu. Büyük Britanya, Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılarak onlarca yıllık Avrupa bütünlüğünü bozdu. Amerika Birleşik Devletleri’nde Cumhuriyetçi senatörler devlet başkanı tekrar seçimini garantileyebilsin diye istediği her şeyi yapma izni verdi.

Tüm bunlar ve daha nicesi oldu.

Geçtiğimiz on yıl bir hayli trajikti. Bu yeni on yıl da pek farklı olmayabilir.

Tahmin yürütmek her zamanki gibi zor, ancak kesin söylenebilecek tek bir şey varsa, o da bilgi için mücadelenin devam edeceği. Bu mücadele İngiltere ve Amerika’da olduğu gibi Çin’de de sürüyor. Benim ülkem Finlandiya’da dahi devam eden bir mücadele bu.

İlginçtir ki, ifade özgürlüğü ve basın saldırı altındayken, eleştirel ve doğru bilgiye olan talep ise artıyor. Gazetecilik ilkelerine sadık kalan medyanın takipçisi kitleler giderek büyüdü. Benim izlenimlerim, son dönemde politikacıların bile gazeteciliği yermektense yüceltmeye ve demokrasinin ön koşulu olarak görmeye daha yatkın olduğu yönünde.

Fakat mücadele henüz sona yakın bile değil, ve geçmişe dönüş de yok. Peki nasıl bitecek?

Özgürlüklerin ciddi boyutta tehdit altında olduğu ülkelerde görüş alanı dar ancak umut en beklenmedik yerden doğabilir.

Buna örnekler ise benim son bir yılda ziyaret ettiğim üç ülke; Etiyopya, Türkiye ve El Salvador’dan verilebilir.

Etiyopya, Afrika’nın nüfus olarak en büyük ikinci ülkesi, fakat en fakirlerinden de biri. Geçen sene Etiyopya, basın özgürlüğü indeksinde 40 basamak yükseldi.

Nisan 2018’den beri Etiyopya’nın Başbakanı Abiy Ahmed siyasi tutukluları serbest bıraktı, geniş kapsamlı reformlar başlattı. Etiyopya’nın tarihinde ilk özgür seçimler gelecek ağustos ayı için planlandı.

Peki Etiyopya’da özgür ve eleştirel bir basın var mı? Hem Etiyopyalı hem de yabancı uzmanların en öz cevabıyla hayır, en azından şimdilik yok.

Sosyal medyadaki yeni siyasi alan, yüzleşmeye tahriklerle dolu. Haber medyası partizan avukatlar gibi davranıyor.

80’den fazla etnolinguistik grubun ve dokuz yönetim bölgesinin bulunduğu Etiyopya’da seçimler yaklaşırken riskler de artıyor.

Medya özgürlüğünü demokrasinin bir parçası olarak görmek zor, özellikle de tarihinde yeri olmayan ülkelerde. Ancak Etiyopya için gerekli tarihi bilgi de umut da mevcut. AB de bunda rol almalı, fakat zaman kısıtlı.

Türkiye’de ise işler bunun tersi yönde ilerledi. Basın özgürlüğünü parçalamak yaratmaktan daha kolay.

Etiyopya’nın aksine Türkiye’de özgür basın vardı. Çoğu kez partizan zeminlerden yıllar içinde kaliteli bir basın doğdu.

Şimdi ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mahkemeleri ve zorla medya alımlarını kullanarak eleştirel kurumları sistematik biçimde susturmayı başardı. Bugün 80 üzeri gazeteci hapiste.

Türkiye’nin Etiyopya’ya kıyasla avantajları ise tecrübeli gazetecilerden oluşan bir rezerv ve daha gelişmiş bir ekonomi. Türkiye’de eleştirel gazetecilik online haber sitelerine kaymış durumda. Birçoğu ucu ucuna bütçelerle işliyor. Durum kötü ancak umutsuz değil.

Korkunç bir şiddet geçmişi bulunan küçük bir Orta Amerika ülkesi El Salvador ile karşılaştırıldığında ise başka yerde karşılaşılan zorluklar adete sönük kalır.

Pek çok ülke gelişimini izlemek için gayrisafi milli hasılayı ölçüt alır. El Salvador’daki ölçüt ise biraz farklı.

Ülkedeki en son istatistiklerden biri 36/100 bin - bu figür her 100 bin kişide 36 kişinin öldürüldüğünü gösteriyor. Aslına bakarsanız bu rakam iyi bile. Birkaç yıl öncesine kadar bu figür 100’ün üzerindeydi, bir çeşit dünya rekoru. Finlandiya’da bu rakam ise 1.1.

Siyasi şiddetin ve çete vahşetinin her gün can aldığı bir ülkede basın özgürlüğünden söz edilmesi çok beklenir bir durum değil, tahminim. Fakat asıl tam da burada özgür ifade kendi cesaretini kanıtlar.

San Salvador’un orta sınıf bir mahallesinde mütevazı bir ev, haber sitesi El Faro’nun haber merkezi ve bürosu olarak kullanılıyor. El Faro, deniz feneri demek. Güzel isim.

El Faro, El Salvador ve Orta Amerika’nın kaliteli gazetecilik üreten bir haber merkezi. İşte burası, çiçeğin kaldırımı aşarak yolunu bulduğu yer.

Bu yazının benzer bir versiyonu daha önce Finlandiya gazetesi Helsingin Sanomat’ta yayımlanmıştır.

* Köşe yazarı, IPI Finlandiya Ulusal Komite Üyesi, Helsingin Sanomat Gazetesi Eski Editörü, güvenlik politikaları üzerine uzmanlaşmış Finlandiyalı Gazeteci. kari.huhta@gmail.com

ÖNCEKİ HABER

Fabrikalar satıldı, işsizlik tavan yaptı

SONRAKİ HABER

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu ağır hakaretlerle hedef aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa