İHD'den sınırdaki mülteci raporu: Temel ihtiyaçlar karşılanmıyor, sağlık hizmeti yok
İnsan Hakları Derneği (İHD), Avrupa sınıra yönelen mülteci hareketi ve yaşanan krize ilişkin raporunu duyurdu: Büyük insanlık dramının sorumluları hesap vermeli.
Fotoğraf: Evrensel
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Avrupa sınıra yönelen mülteci hareketi ve yaşanan krize ilişkin raporunu bir basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdu.
Cumartesi ve Pazar günü iki ayrı heyet ile mültecilerin bulunduğu sınır kapılarında ve sınır noktalarında gezilerek hazırlanan raporu İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri kamuoyu ile paylaştı. Mültecilerle yapılan görüşmelere de yer verildiği raporda, talepler de sıralandı. Sınırda büyük bir insanlık dramı yaşandığına dikkat çelilen raporda sorumluların yargı önünde hesap vermesi gerektiği vurgulandı.
Görüşülen mültecilerin çoğunun savaştan kaçarak Türkiye’ye sığındıklarını ancak, bulundukları illerde yoksulluk çektiklerini, çalışma izni verilmediğini, iş bulamadıklarını, iş bulsalar dahi maaşlarını alamadıklarını, yaşam alanlarında kötü muameleye ve ayrımcılığa maruz kaldıklarını aktaran Yoleri, mültecilerin kimliklerinin verilmediğini, sağlık hizmetlerinden, eğitim hizmetlerinden yararlanamadıklarını, her an savaş bölgesine sınır dışı edilme korkusu yaşadıklarını bu nedenle Avrupa’ya gitmek istediklerini aktardı.
TEMEL İHTİYAÇLAR KARŞILANMIYOR, SAĞLIK HİZMETİ YOK
Mültecilerin sınıra geldiklerinden bu yana hiçbir ihtiyaçlarının karşılanmadığını söyleyen Yoleri, "İnsanları araçlarla sınıra yığanların onların ihtiyaçlarını da karşılaması gerekir. Ancak biz mültecilerin ihtiyaçlarının karşılanmadığını gördük. Temiz su ve barınma ihtiyacı bile karşılanmıyor. Pazarkule Sınır kapısında yalnızca 2 tuvalet, İpsala Sınır Kapısında ise bir tane bile yoktu" dedi.
Pazarkule sınır kapısında yalnızca bir 112 acil aracı bulunduğunu, muayene, tedavi, pansuman dahil, sağlık hizmeti verilmediğini söyleyen Yoleri, bir yetkilinin verdiği bilgiye göre sadece acil durumlarda sağlık hizmeti sunulabildiği aktardı. Yoleri, içme ve kullanma suyunun bulunmadığı, yiyecek bulunmadığı, en yakın büfenin 3 kilometre mesafede olduğu, paraları olsa bile yürüyerek gidip bir şeyler alıp gelmelerinin çok zor olduğu, hamile kadınlar, yaşlılar, engelliler ve küçük çocukların sayısının oldukça yüksek olduğu, bu koşulların devam etmesi durumunda özellikle bu riskli gruplar açısından hastalıkların, ölümlerin baş göstermesinin kaçınılmaz olacağını söyledi.
MÜLTECİLER ANLATTI: YOLSULLUK, SAVAŞ, HASTALIK...
Raporda mültecilerle yapılan görüşmelere de yer verildi.
AFGAN ÇOCUK: “Adım Ahmet, 12 yaşındayım, 20 kişilik kalabalık bir aileyiz. Buraya Kütahya’dan geldik. Ben 2 yıldır Türkiye’deyim, ama halalarım 4 yıldır. Ben hastayım, Türkiye’de ameliyat oldum (açık kalp ameliyatı) tedavim devam ediyordu ama sağlık sigortası iptal edilmiş bu yüzden artık tedavi vermiyorlar."
Ahmet’in babası: Çocukların eğitimi ve geleceği için Avrupa’ya gitmek istiyoruz. Türkiye’de iş ve eğitim olanakları yok, çocuklarım büyüyünce babam bize imkan sağlamadı diye suçlamasın, onların bir geleceği olsun diye gitmek istiyorum. Türkiye’nin bizi kabul etmesinden dolayı teşekkür ediyoruz ama burada adalet, hak, hukuk yok, sosyal güvence yok, ayda 1.500 TL maaşla çalışıyorum, bu parayla çocuklarıma bakamıyorum, çocuklarımın burada bir geleceği yok, bu nedenle gitmek istiyorum."
FASLI GENÇ: 3 arkadaş 1 ay önce Fas’tan İstanbul’a yasal yolla geldik. İstanbul’da tekstilde iş bulduk, çalışıp ailemize para göndermemiz gerekiyor, ama çalışma izni yok bu yüzden az para veriyorlar, maaşlar ödenmiyor bazen, bu şekilde hayatta kalmamız imkansızdı.”
IRAKLI BABA: “Eşim ve iki çocuğumla Ankara’dan geldik buraya. 3 senedir Türkiye’deyiz. Türkiye’de insanlar iyi, ancak karnımızı doyuramıyoruz. Haftada bazen sadece 1 ya da 2 gün çalışabiliyorum, iş yok, arkadaşlarımın desteği ile yaşayabildik bugüne kadar, çocuklara süt bile alamıyorum. Türkiye’de her şey çok pahalı, kirayı, faturaları ödeyemiyoruz, yiyecek alamıyoruz. Irak’ta durumumuz iyiydi ama savaş vardı, burada savaş yok, güzel ama iş yok, para yok”
SURİYELİ BABA: “Afrin’den geldik, 6 senedir Türkiye’deyiz. Suriye’de savaşta ayağıma kurşun isabet ettiği için çalışırken zorlanıyorum, bu nedenle iş bulamıyorum. Çocuklarım hasta, bir çocukta böbrek yetmezliği var ve ameliyat olması gerekiyor, çocuk hastalandığında hastaneye götürdük , hiç bakmadan 2 ay sonra gel diye randevu verip gönderdiler, fenalaşınca tekrar gittik ama 2 aylık süre bitmediği için ilgilenmediler. Eşim astım hastası. Atılan biber gazından hastalandı burada. Gazlar dibimize düşüyor ama başka çare yok. Çocukları okutmak istiyoruz, ama para olmadığı için bunu bile yapamıyoruz, iş yok, iş bulsak bile çok az paralara çok fazla iş yaptırıyorlar. İnsanlarda vicdan yok”
“YAŞANAN İNSANLIK DRAMININ SORUMLULARI YARGI ÖNÜNDE HESAP VERMELİDİR”
Yoleri şunları söyledi: "Mülteciler iş bulamamak ya da angarya koşullarında çalıştırılmak, sosyal destek sisteminin olmaması ve hukuki korumanın bulunmaması nedeniyle, kendilerini daha güvende hissedecekleri fikriyle Avrupa’ya geçmek istemektedirler. Hükümet yetkililerinin açıklamalarına güvenerek Avrupa’ya geçeceklerine dair kesin bir umutla sınır bölgesine gelmiş bulunuyorlar. Birçoğu evini ve işini bırakarak tüm ailesi ile birlikte, çocukları ile anne babaları, hamile eşleri ile birlikte gelmiş durumda ve dönecek bir evleri, kurulu bir düzenleri yok.
Hükümet yetkilileri tarafından yapılan '100 bin üzerinde mültecinin sınırı geçerek Avrupa’ya ulaştığı' yönündeki açıklamaları gerçeği yansıtmıyor."
Yoleri, yaşanan bu büyük insanlık dramının sorumlularının yargı önünde hesap vermesi gerektiğinin altını çizerek, "Mültecilere insani yaşam koşulları sağlanmalıdır" dedi.
TALEPLER SIRALANDI: GERİ KABUL ANLAŞMASI FESHEDİLMELİDİR
Raporun son bölümünde ise talepler yer aldı.
- Mültecilerin Avrupa ile pazarlık aracı olarak kullanılmasına son verilmeli, bu tutumu ile mültecilerin hak ihlali yaşamasına neden olanlar hakkında hukuki ve cezai işlem başlatılmalı, mültecilerin yaşadıkları mağduriyetler giderilmelidir.
- Mültecilere insani yaşam koşulları sağlanmalı, eğitim, sağlık, barınma, beslenme, iş gibi temel ihtiyaçları karşılanma, mültecilere yönelik ayrımcılık ve nefret saldırıları önlenmelidir.
- Avrupa ile imzalanmış olan Geri Kabul Anlaşması feshedilmelidir.
- 1951 Cenevre Sözleşmesine konulan coğrafi çekince kaldırılmalıdır, Türkiye’de bulunan mültecilere, mültecilik hukuki statüsü verilmelidir.
- Avrupa ve dünya devletleri sınırlarını mültecilere açmalı, mültecilerin serbest dolaşım ve yerleşim hakkı kabul edilmelidir. (İstanbul/EVRENSEL)