Siyaset Bilimci Celil Kaya: Barış söylemi krizden bunalmış kitlelerde karşılık bulur
Siyaset Bilimci Celil Kaya ile “Şehitler tepesi boş kalmayacak” tartışmasını ve iktidarın dış politika için kullandığı “ulusal çıkar” söylemi üzerine konuştuk.
Fotoğraf: Muhammed Said/AA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Hava saldırısındaki asker kayıplarıyla birlikte Suriye üzerine Rusya ve Türkiye arasındaki İdlib gerilimi sürüyor. İdlib’le ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha “Şehitler tepesi boş kalmayacak” ifadesi siyasetin de gündeminde tartışılmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Cumhur İttifakı, hükümetin dış politikasına yapılan eleştiriler “ulusal çıkarları” öne sürerek bu söylem üzerinden savunmaya devam ediyorlar. Milliyetçilik üzerine çalışmalar yapan Siyaset Bilimci Celil Kaya ile “Şehitler tepesi boş kalmayacak” tartışması ve iktidarın dış politika için kullandığı “ulusal çıkar” söylemi üzerine konuştuk.
İDLİB TOPLUMSAL SORUNLARIN ÖTELENLEMESİ İÇİN KULLANILIYOR
İktidarın şu an Suriye’deki varlığını ve aktif askeri hareketliliğini “ulusal çıkar” söylemiyle meşrulaştırmak istediğine vurgu yapan Kaya şunları söyledi: “Ancak bunun -burjuva anlamıyla bile- ulusal çıkarlarla ilgisi yok. Sıradan AKP’liyi bırakın, Cumhur İttifakından bir milletvekiline, hatta bakana bile sorsanız, ‘Neden Suriye’deyiz, onlarca askerin canına mal olan çıkarlar nelerdir?’ sorusuna mantıklı cevap veremez. Fakat milliyetçiliğin işlemesi için hakiki bir düşmana gerek yoktur; oligarşik siyasi çıkarlar ve kitle seferberliği adına dün kardeş dediğiniz birilerini bugün düşman ilan edip onlara karşı kutsal bir savaşa girişebilirsiniz. Düşmanın kim olduğu fark etmez, önemli olan içerideki milliyetçiliği, militarizmi canlı tutmaktır. Siyasi iktidarın şu anda en fazla ihtiyaç duyduğu şey bütün toplumsal sorunları bir süre erteleyebilecek bir seferberlik hali. İdlib krizi onlara bu fırsatı vermiş gibi görünüyor, orayı bu kadar canlı tutmalarının bir sebebi de bu. Fakat bunun çok uzun süreceğini sanmıyorum.”
"DEMOKRASİ GÜÇLERİ TEREDDÜT ETMEDEN BARIŞI SAVUNMALI"
Celil Kaya, iktidarın dış politikasını “Ulusal çıkar için yaptığı” söylemine karşı muhalefetin ve demokrasi güçlerinin nasıl bir tutum alması gerektiğini konusunda da şu değerlendirmede bulundu: “Siyasi iktidarın milliyetçi, militarist politikalarına karşı muhalefet güçleri tereddüt etmeden, hızlıca ve sürekli halde barışı savunmalıdır. Suriye’ye yönelik askeri müdahalenin halk arasında, iktidarın göstermeye çalıştığı kadar destek bulduğunu düşünmüyorum. Devlet ve medya gücünü kullanarak büyük bir toplumsal mutabakat olduğu izlenimi vermeye çalışıyorlar ancak bu savaşı anlamsız bulanlar, katılmak istemeyen, gündelik hayatına dönmek isteyen milyonlarca insan var. Demokrasi güçleri bu insanları kapsamaya, onların kaygıları ve beklentilerini siyasetin merkezine taşımaya çalışmalı. İktidarın şantajları nedeniyle bunun zor olduğunu biliyorum fakat çatışmalardan, siyasi ve ekonomik krizlerden bunalmış kitleler nezdinde sahici ve güçlü bir barış söyleminin önemli ölçüde karşılık bulacağına inanıyorum.”