SES Eş Genel Başkanı Erden: Biz mücadele etmezsek kimsenin sorunları çözme derdi yok
SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden; "8 Mart’ta bulunduğumuz her yerde, 15 Mart’ta ise Ankara’da Tandoğan’ı beyaza boyayacağız. Biz mücadele etmezsek kimsenin sorunları çözme derdi yok” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Burcu YILDIRIM
Ankara
SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile yaklaşan 8 Mart’ı ve 15 Mart’ta Ankara’da yapılacak Büyük Beyaz Miting’i konuştuk. Kadın sağlık emekçilerinin taleplerini ve sağlık alanında yaşanan sorunların anlatan Erden, “Kadın mücadelesi ve dayanışması ile yaşamı örgütlemek kararlığıyla bulunduğumuz her yerde alanlara çıkacağız. 8 Mart’ta bulunduğumuz her yerde, 15 Mart’ta ise Ankara’da olup Tandoğan’ı beyaza boyayacağız. Biz mücadele etmezsek maalesef kimsenin çözmeye ilişkin bir derdi yok” dedi.
Kadınların yaşadığı sorunların her geçen gün artarak devam ettiğini ve AKP iktidarının 18 yıllık politikaları boyunca tekçi, cinsiyetçi, militarist, dinci ve gerici kadın düşmanı politikalarının hız kesmediğini ve kadınların sorunlarının her geçen gün daha da arttığını söyleyen SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, “Ancak bütün bu saldırılara karşı kadınların da inatla ısrarla yürüttüğü bir direniş ve mücadele var” dedi. Savaş politikalarındaki ısrar ve yönetememe halinin 8 Mart arifesinde de ülkenin bütününe sirayet ettiğini ifade eden Erden, “Suriye’de yaşananlardan sonra mülteciler üzerinden yapılanlar bile ne kadar insanlık dışı. Mülteciler koz olarak kullanıyor ve bu ülkede sorun mültecilermiş gibi davranılıyor ama mülteciliği doğuran sebepler nedense hiç konuşulmuyor. Demokrasi ve barış üzerinden politikalar üretilmedikçe de bu süreç devam edip gidecek. Mülteciler konusunda da yine en çok etkilenen ve zarar gören kadınlar ve çocuklar” diye konuştu.
"YAŞAMI ÖRGÜTLEMEK İÇİN 8 MART’TA ALANLARDA OLACAĞIZ"
Sağlık ve sosyal hizmet emekçisi kadınların sorunlarının da devam ettiğini ve haklarına saldırılar olduğunu belirten Erden, “Sağlığın neoliberal politikalar ile birlikte piyasaya açılmasıyla taşeronlaştırma adı altında esnek ve güvencesiz çalışma ortamı yine biz kadınları çok fazla etkiliyor. Hem alanda yaşadığımız güvencesizlik hem de emeğimizin her geçen gün daha fazla sömürülmesiyle kadınların sadece bakım hizmetlerine sıkıştırılmasına karşı güvenceli iş, şiddetsiz çalışma ortamı, 6284 sayılı Yasa’nın uygulanması, nafaka hakkımızın tartışılmaya dahi açılmaması talepleri ile ‘Emek benim, doğa benim, üreten benim, yaşam benim, ben kadınım’ sloganıyla 8 Mart alanlarında olacağız” dedi.
İktidar tarafından bulunan en kolay yolun yasaklar olduğunu ve kadınların bu yasakları her defasında delerek sokaklarda sözünü söylediğini ifade eden Erden, “Yasaklar sizin sokaklar bizim diyerek bu yasakları deldik. Kadının toplumsal yaşamdan koparılıp eve, aileye hapsetme politikaları, iktidarın kadına yönelik cinsiyetçi söylemleri şiddeti, tacizi, tecavüz kültürünü ve kadına yönelik katliamları da arttırmanın birincil derecede sebebidir. Bu noktada da çözümü başka yerlerde aramıyoruz. Kadın mücadelesi ve dayanışması ile yaşamı örgütlemek kararlığıyla bulunduğumuz her yerde alanlara çıkacağız” diye konuştu.
"SON 3 YILDA SAĞLIKTA ŞİDDET YÜZDE 60 ARTTI"
Şiddetin her alanda tırmanmasının sağlık alanına da direk yansıdığına dikkat çeken Erden, “Son üç yılda yaşadığımız şiddet olayları yüzde 60’ları geçiyor. Aylık beyaz koda başvurular 13 binlerin üzerinde. Şiddetsiz bir ortamda ve güvenceli iş talepleri ile de 15 Mart’ta Ankara’da Tandoğan Meydanı’nı beyaza boyayacağız” dedi. Sağlık meslek örgütleriyle birlikte düzenleyecekleri Büyük Beyaz Miting ile sağlıktaki şiddete dikkat çekmek istediklerini ifade eden Erden, “Sağlık alanındaki şiddet, bu ülkede her geçen gün artan savaş politikalarından, toplumsal ve kadına yönelik şiddetten, işsizlikten, yoksulluktan, ekonomik krizden bağımsız değil. Tırmandırılan savaş politikalarından bağımsız değil. Bu şiddetin münferit vakalar olmadığını çok iyi biliyor ve sorunu hastalara yıkmıyoruz” diye belirtti.
"HASTALAR DA BİZİM KADAR ETKİLENİYOR"
Erden, “Sağlıkta dönüşüm politikaları ve performans sistemiyle hastaları müşteri, sağlık çalışanlarını köle olarak gören bu sistem değişmedikçe yol alamayız. Parası olanın parası kadar sağlık aldığı bu sistemde her şey güllük gülistanlıkmış gibi bir tablo yaratan siyasal iktidar ve temsilcileri, sağlık alanında 14 kalemden katkı katılım payı alındığını çok iyi biliyor ve bu sorundan haberi yokmuş gibi sağlık çalışanlarının üzerine bırakıyor. Sağlık alanında yaşadığımız şiddet ise bütün bu sorunların yansımasının sonucudur. Bir hastaya beş dakika aralıklarla randevu veren beş dakikada muayene ettiren bu sistem, hastalarla bizi karşı karşıya getiriyor” dedi.
“Sağlık hakkı elinden alınan hastalar kadar bizler de bu sürecin etkileneniyiz” diyen Erden, “Bütün bu şiddeti besleyen, barındıran sorunlar çözülmeden şiddeti çözemezsiniz diyoruz ve bu taleplerle 15 Mart’ta Ankara’da buluşacağız” diye seslendi.
"ÇÖZÜM YOKSA 17 NİSAN’DA İŞ BIRAKACAĞIZ"
Sağlık alanındaki sorunları iktidarın ısrarla duymak ve görmek istemediğini söyleyen Erden, “Sorunlarımızı anlatmaya, itirazımızı birlikte örgütlemeye devam edeceğiz ve çözüm bulacağız. Eğer buna bir çözüm yaratılmazsa 17 Nisan’da, ‘Ya sağlıktaki şiddet duracak ya da biz sağlık sistemini durduracağız’ diyerek iş bırakacağız çünkü bu işin öznesi biziz ve biz mücadele etmezsek maalesef kimsenin çözmeye ilişkin bir derdi yok” diyerek tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini Ankara’ya çağırdı.
"SAĞLIK ALANINDAKİ SORUNLARI BİZİMLE ÇÖZMEK BAKANI DA RAHATLATIR"
Erden, TTB’nin hazırladığı kendilerinin de ortaklaştığı sağlıkta şiddet yasa tasarısının da Meclisten artık geçmesi gerektiğini ifade ederek, “Bugün, eğer bir doktor uğradığı şiddetle hastanede öldürülüyorsa bunun sorumlusu siyasal iktidar ve Sağlık Bakanının kendisidir. Bu sorumluluktan kendilerini sıyıramazlar. Çünkü bunu önlemeye dönük politikalar üretmekten uzak oldukları gibi kaygı ve çaba içerisinde de değiller. Bütün sağlık örgütleri neredeyse Sağlık Bakanlığından defalarca randevu talep etmesine rağmen maalesef ki kabul edilmiyor. Ama bu sürecin tarafları olan sendikalar, odalar, birlikler, dernekler ve emekçilerin kendisi ile çözmeye çalışmak Sağlık Bakanının kendisine de kolaylık sağlayacaktır. Çünkü sorunları biz yaşıyoruz ve çözüm noktasında en iyi yolu biz biliyoruz” dedi.