Taşkışla Postası

Murat DOĞU

İTÜ

İTÜ Mimarlık Fakültesi veya bizim deyişimizle Taşkışla. Uğraşın çokluğu ve derslerinin yoğunluğuyla bilinen bir fakülte burası. Fakat öyle umuyorum ki önümüzdeki günlerde Taşkışla binasının güzelliği dışında farklı şeylerle de daha çok anılacak. Keza tarihi binasının içerisindeki son yıllarda giderek artan hareketlilik durumu deyim yerindeyse meyvelerini vermeye başladı. Sayfanın yettiği ve okuyanın sıkılmayacağı kadarıyla sizlere bahsetmeye çalışacağım bu “meyvelerin” eksiği var fazlası yok.

Okulumuzun sosyal olanaklar açısından daha vasat bir hal alması diğer taraftan sosyal faaliyetlerin artması yönünde talebi de doğuruyor. Cepleri zorlamayacak ve okul yoğunluğundan koparmayacak şekilde sosyalleşmenin artık daha zor bir matematik hesabı var. Öğrenci şenlikleri bu konuda yangın söndürme tüpü gibi, hele ki ücretsizse ve eğlenirken kendinizi alışveriş mağazasında gibi hissettirecek büyük markalarda orada yoksa. Taşkışla kulüplerinin son üç senedir bir araya gelerek ve düzenli toplantılar yaparak sponsorsuz şekilde gerçekleştirdiği bahar şenlikleri de tam bu cinsten. Her geçen sene daha fazla kulüple bir arada çalışarak ve birlikte iş yapma deneyimini arttırarak her sene daha iyisini gerçekleştirmeyi umuyoruz. Bu Mayısta yapılacak olanın hazırlıklarına ise şimdiden başlandı bile. İstanbul’da yapılması planlanan ve birçok felakete yol açacak olan kanal projesine dair söz söylemek isteyen ve buna karşı bir şeyler yapmayı kendine görev bilen insanlar “Ya Kanal Ya Geleceğimiz Platformu” bir araya gelip çalışmalara başladı. Kent ve Kentlileşme Kulübünün İTÜ’deki diğer kulüplerle iletişime geçerek yayınladığı ve 30 kulübün imzacısı olduğu bildiri ile süreç başlamıştı. Şimdi ise platform önüne düzenli olarak bir araya gelip çalışmalar yapıyor. Önümüzdeki günlerde ise çeşitli etkinlikler ve yayınlar ile çalışmasını büyütmeyi planlıyor. Depreme konusunu her gün derslerine konu eden ve bu konuda ne yapılması gerektiğini pekiştiren bir yer Taşkışla. Hepimiz deprem sırasında ve sonrasında teknik olarak ne yapacağımızı bilsek de bunları uygulayabileceğimiz kentlerde yaşamıyoruz. İş kentleri depreme hazırlamaya gelince bir müdahale alanı ve yöntemi bulamıyoruz. Depremi ve etkilerini en iyi bilen bizler çürük, hasarlı öğrenci evlerinde yaşamaya ve depremde acaba canımızı kurtarabilecek miyiz sorularına razı olmak durumunda kalıyoruz. Ayrıca İstanbul’da son yaşanan depremlerle birlikte görüldü ki Taşkışla’da bulunan herkes de okul zamanında afetler karşısında tam olarak koruma altında mı sorusunun cevabı pek belli değil.  İnsanların bir arada olduğu alanlarda bu durumu değiştirmek için düzenli seminerler ve tatbikatlar yapılması ise şart. Aynı zamanda bu durumun çözümü ise okulların bürokratik yapısının yavaşlığına takılmaması gereken bir önem sırasında. Bu durumun yarattığı ortama yönelik “Ya Kanal Ya Geleceğimiz Platformu” ve Kent ve Kentlileşme Kulübünün ortak çalışmasıyla bir seminer düzenlenecek ve afetler karşısında alınması gereken tedbirlerin acilen alınmasına yönelik bir dilekçe kampanyası başlatılacak.