Yüz yıldır mutlu son yok
Kadın Çalışmaları Topluluğu Tiyatro Grubu "Gerçeği, hayatı ve birçok şeyi insanlara anlatma ihtiyacını görüyoruz ve biz de kendimizi tiyatroyla anlatıyoruz" diyerek kendilerini yazdılar.
Hacettepe Üniversitesi
Kadın Çalışmaları Topluluğu Tiyatro Grubu
Gerçeği, hayatı ve birçok şeyi insanlara anlatma ihtiyacını görüyoruz. Bunu yaparken en etkili yolu bulmaya çalışıyoruz ve tiyatro da aynı anda hissettiğimiz, yaşadığımız bir “an” olduğu için kendimizi tiyatroyla anlatmayı tercih ediyoruz.
RADYUM KIZLARI
Bir Peri Masalı: Radyum Kızları: 2 Dünya Savaşı arasındaki sürede, ABD Waterbury Saat Fabrikası’nda çalışan altı kadının cepheye gönderilecek saatleri radyumla boyarken hastalanması ve Radyum Kızlarına dönüşmelerini anlatır. Karden Kasaplar’ın tiyatro sahnesine taşıdığı bu gerçek olayı biz de Hacettepe Kadın Çalışmaları Topluluğu tiyatro ekibi olarak sahnelemeye karar verdik. Oyunu seçerken birçok şeye önem verdik ve bu seçimi yapmak da o kadar kolay değildi. Kadınların yaşadıkları sorunları ve mücadelelerini anlatan birçok oyun vardı. Ama kapitalist sistemde kadının konumunu en etkili şekilde anlatması ve mutlu sona yüz yıl geçse de ulaşılmadığını vurguladığı için bu oyunu sahneleme fikri bizi heyecanlandırdı. Birçok kadının çalışma ortamında cinsiyet temelli ayrımcılığa uğradığını, kadınların aldıkları ücretlerin erkeklerin aldıklarının altında kaldığını, kreş hakkının olmadığını, sağlıksız çalışma şartlarının varlığını ve daha birçok şeyi “Mae, Grace, Quinta, Albina, Katherine, Edna” bu altı Radyum kızının hayatlarını izleyerek hatırlıyoruz. Savaş sürecinde çalışan kadınlar bir gün, radyuma batırıp ağızlarıyla incelttikleri fırça ile saat kadranını boyamaktadır. Kadınların yavaş yavaş hastalanmaya başlaması fabrika tarafından örtbas edilir. Fabrika tarafından görevlendirilen doktorlar, kadınlara bilinçli olarak yanlış teşhis koyar. Kadınların hayallerinin yıkılması, hastalığın gerçek nedeninin ortaya çıkması ile kadınlar mücadeleye, fabrikaya dava açmaya karar verirler. Radyum şirketinin ve fabrikanın gücü nedeniyle dava düşer. Edna’nın ölmesi, radyum kızlarının hastalanması onları vazgeçirmez. Harvard Üniversitesinin radyumun zararlı olduğu raporundan sonra radyum kızlarının açtığı dava arabulucu yoluyla tazminat ödenerek sonlanır. Fabrika çalışmaya yeni radyum kızları yaratmaya devam eder.
KARAKTERLER YABANCI DEĞİL
İstanbul Devlet Tiyatrosunda da sahnelenen oyununu sahneye koyma süreci kolay geçmiyor. Devlet tiyatrolarının sahip olduğu imkanlara sahip olmamamıza rağmen topluluk olarak dramaturgisinden dekoruna kadar hep birlikte çalışıyoruz. Hepimiz profesyonel oyuncular değiliz ancak oyundaki her bir karaktere sandığımız kadar da uzak değiliz. Üstelik hikâyenin gerçekliği bizi bir o kadar etkiliyor ve içine çekiyor. Her hafta bir araya gelip prova yapmak kolektif hareket etme bilincimizi arttırıyor. Hayatın her yerinde bir araya gelmenin önemini kavradığımız günümüzde, 8 Mart yaklaşırken kadınlar için hiçbir şeyin değişmediğini biliyoruz. 8 Mart 1857’de New York’ta bir dokuma fabrikasında, 1920’de bir saat fabrikasında bir araya gelen kadınlar bugün de gücümüzün birliğimizde olduğunu bize hatırlatıp hayatımızın her anında sesimizi daha gür çıkarmanın önemini deneyimleriyle göstererek kadınları mutlu sona daha da yaklaştırıyor.