İTÜ yurtlarından manzaralar
“Sürekli tetikte olman gerekiyor. Bazen kulaklık bile takamıyorum çünkü o an etrafına hâkim olman gerekiyor. Her gün iki kadının öldürülmesi ve bunun alışılageldik bir şey olması çok kötü.”
Alişan DOĞAN
İstanbul Teknik Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yurt bulmak, bulduktan sonra yurtta yaşamak pek kolay değil. Upuzun yurt yedek listeleri, bu yedek listelerinde bilmem kaçıncı sıralardaki yeni üniversite öğrencilerinin hiç bilmedikleri bir şehirde konaklayacak yer bulma çabaları kulak tıkanacak cinsten değiller. Eğer bütçene uygun bir yurda girebildiysen, sırada o yurtta nasıl rahat bir yaşam süreceğin sorusu yurt koşullarıyla bağlantılı olarak öne çıkıyor. Aynı üniversitenin iki farklı yurdunda kalan iki öğrenci ile birlikteyiz. İkisi de kimya öğrencisi, bu yıl üniversiteye başlamışlar.
Biri İTÜ’ye Denizli’den gelmiş, Gölet Öğrenci Yurdu’nda kalıyor. Bir blokta yaklaşık 50 kişinin yaşadığı bir yurt. Aparta benzeyen yurtta odalar bir ya da iki kişilik. Fiyat olarak İTÜ’deki diğer yurtlara oranla daha pahalı bir yurt Gölet yurdu ve sene başında tercih etmemesine rağmen Gölet Yurdu çıkmış. Yurt yaşantısının nasıl geçtiğini sorduğumuzda ise yurda çok uğramadığını uyumak için gittiğini söylüyor. İTÜ’den ne bekleyerek geldiğini ve ne bulduğunu sorduğumuzda ise tam olarak beklediği gibi olduğunu söylüyor. İlk başta istediği yurt çıkmadığı için önyargıyla yaklaşmış olmasına rağmen gittikçe daha olumlu bakmaya başlamış üniversiteye. Genç bir kadın olarak hafta sonu Gölet Yurduna giden ringin kaldırılmasından dolayı sıkıntı yaşadığını ifade ediyor. Saldırgan köpeklerden kaynaklı geceleri dolanarak yurda gitmek zorunda kalıyor. Akşamları yurda geç kalmamaya çalışmak zorunda kalmaktan dolayı sinir oluyor. Gece erken dönmeyi düşünmesi gerekmesinin çok iğrenç bir durum olduğunu düşünüyor. “Niye yani? Tecavüz diye bir olay var. Bu bir algı oluşturuyor bence. Kadınlar güçsüzdür ve tek başlarına gece geç saatte dolaşmamalıdırlar.”. Geçmişten gelen bir düşünce tarzı olduğunu düşünüyor Türkiye’de. Bu durumun nasıl değişeceğini sorduğumuzda ise bilemediğini, ama hukuk sisteminin de işlemediğini, tecavüzcülerin doğru düzgün ceza bile almadıklarını ifade ediyor.
AYAZAĞA KİME ÇIKIYOR Kİ?
Diğer arkadaş ise Tekirdağ’dan gelmiş İTÜ’ye. Yedek listeden de olsa yurda yerleşmiş ancak okul açılmadan sıra gelmediği için okulun açıldığı ilk üç gün açıkta kalmış, tanımadığı birinin evinde günlük kira ödeyerek kalmak zorunda kalmış. Sonrasında Ferhunde Birkan Yurdu’na yerleşmiş. 4 kişilik odalarda kaldığını ve aylık olarak ödediği 625 TL’yi hak eden bir yurt olmadığını söylüyor. 3 kişilik odaları olan ve 480 TL olan Ayazağa Kız Öğrenci Yurdu bir tercihken Ferhunde Birkan Yurdu’nun çıkmış olmasından rahatsız. “Ayazağa kime çıkıyor ki?” diyerek gülüyorlar. 48 kişi ortak tuvalet, banyo mutfağı kullanıyorlar. Odaların küçük olduğunu ve ders çalışmak için uygun olmadığını söylüyor. Etüt odalarının olduğunu ama insanların final zamanları eşyalarını bıraktıkları için yer kalmadığını söylüyor. Hafta sonları okulda yemek çıkmadığı için yurtta yemek yapıyor ve bunun ekonomik yükünün fazla olduğunu ifade ediyor. 8 Mart yaklaşırken genç bir kadın olarak üniversitede ne gibi sıkıntılar yaşadığını, sorunlarının nasıl değişeceğini soruyoruz. Yurtta bir şekilde dilekçe verirsin ama en üstteki kişileri seni önemsemediği sürece dilekçe verdiğinle kalıyorsun hiçbir şey değişmiyor diyor. Bir kadın olarak çoğu konuda tedirginlik duyuyor. Birisi kendisine iyi bir şey yaptığında bile bunu yaparken acaba arkasında bir şey düşündü mü diye düşünmeye başlamış. “Sürekli tetikte olman gerekiyor. Bazen kulaklık bile takamıyorum çünkü o an etrafına hâkim olman gerekiyor. Her gün iki kadının öldürülmesi ve bunun alışılageldik bir şey olması çok kötü.” diyor. Bu konuda erkekleri değiştirip değiştiremeyeceğini bilmediğini ama kadınların kesinlikle bilinçlenmeleri gerektiğini düşünüyor.
Evrensel'i Takip Et