Adana'da kadınlar 8 Mart'ta barış talebini yükseltti: Savaşa ve sömürüye hayır!
Adana Kadın Platformu'nun çağrısı ile Uğur Mumcu Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar savaşa, krize, şiddete ve eşitsizliğe karşı birlik talebini yükseltti.
Fotoğraf: Evrensel
Adana’da kadınlar Adana Kadın Platformu'nun çağrısı ile Uğur Mumcu Meydanı’nda miting düzenledi. Kasım Gülek Köprüsü’nde toplanan kadınlar miting alanına yürürken taleplerini haykırdı. Mitingde 10 Ekim katliamında hayatını kaybeden Gülhan Elmascan, Şebnem Yurtman, Dilan Sarıkaya da anıldı. Eylemde savaşa, krize, şiddete ve eşitsizliğe karşı birlik talebi öne çıktı. İktidarın savaş politikası nedeniyle emekçilerin yaşadığı sefaletin arttığı, emperyalistlerin sermayenin ve iktidarın bekası uğruna gencecik yaşamların son bulduğuna vurgu yapılarak mültecilerin iktidar tarafından şantaj aracı haline getirilerek sınıra gönderilmesine de karşı çıkıldı.
AKİT'İ AKP'Yİ DİYANETİ ELEŞTİREN DÖVİZLER ALINMADI
Kolluk kuvvetlerinin yürüyüş alanına giriş sırasında içerisinde savaşa karşı barış talepli pankartları almak istemedi. Polisin engellemesi üzerine kadınlar tepki gösterdi. Tertip komitesinin girişimi ile pankart içeri alındı. Ancak "Akit kapatılsın, AKP'nin gülüşü kadınları öldürüyor, Diyanet kapatılsın yerine sığınma evi açılsın" yazan dövizler alana alınmadı.
Dünya genelinde baskıcı kapitalist politikalara karşı Irak’ta, Lübnan’da, Ekvador’da, Sudan’da, Meksika’da, Şili’de ve dünyanın dört bir yanında direnen kadınlar selamlandı, 8 Mart’ı direniş çadırında karşılayan VİP Tekstil işçilerine de destek mesajı gönderildi. Mitingde “Las Tesis” dansı yapıldı.
Mitinge Adana Kadın Platformu pankartı arkasında Emek Partili Kadınlar, Ekmek ve Gül, Çukurova Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu , Kadın Emeği Kollektifi, Kadın Meclisleri, Mor Dayanışma, Kadın Kolektifi, ÇHD’li kadınlar, Sosyalist Kadın Meclisleri, HDP, TJA, ÇHD'li Kadınlar, KESK Kadın Meclisi, Adana Tabip Odası, TMMOB, İHD katıldı.
“SAVAŞA DEĞİL KADINLARA VE ÇOCUKLARA BÜTÇE”
Adana Kadın Platformu adına Avukat Sevil Aracı konuştu. İktidarın savaş politikalarını eleştiren Aracı, savaşla emekçilerin yaşadığı sefalet artarken emperyalistlerin, sermayenin ve iktidarın bekası uğruna gencecik yaşamların son bulduğunu belirtti. Yoksul evlerin önünde yükselen ağıtların en çok kadınların canını yaktığını söyleyen Aracı, “Cebimizden, soframızdan çalınanların başka ülkelerdeki insanların tepesine bomba olarak yağdırıldığını, o bombalardan kaçıp ülkemize sığınanların iktidar tarafından şantaj aracı haline getirilip canları pahasına sınırlara sürüldüğünü görüyoruz” dedi. Savaşın göç yollarındaki kadınlar için ucuz emek olarak sömürülme, para karşılığı evlendirilme ve fuhuşa zorlanma anlamına geldiğini söyleyen Aracı “Savaşa değil, kadınlara ve çocuklara bütçe. Kürt sorununda barışçıl, adil, demokratik, eşit haklar temelinde çözüm” dedi.
OHAL’de kapatılan kandın derneklerine de dikkat çeken Aracı, “Kayyumla gasbettikleri belediyelerde önce kadın merkezleri yok edildi, kreşler kapatıldı, kadın işçiler işten çıkarıldı. Kadın milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ve pek çok kadın arkadaşımız halen cezaevinde. Binlerce kamu emekçisi soruşturma, açığa alma, ihraç ve sürgünlerle işlerinden edildi, açlıkla terbiye edilmeye çalışıldı, baskıya uğradı” dedi.
“ŞİDDETEN KURTULMAK İSTEYEN KADINLAR ZORLUKLARLA KARŞILAŞIYOR”
Sokaklara her gün daha da büyüyen bir tedirginlikle çıktıklarını ifade eden Aracı, “Hapsedilmek istendiğimiz evlerde ise şiddetle baş başa bırakılıyoruz. Kadınlar çantalarında koruma kararları, ellerinde şiddet butonları ile öldürülmeye devam ediliyor. Kadın cinayetlerine karşı mahkemeler haksız tahrik indirimleri, iyi hal indirimleri ile katilleri ödüllendirmeye devam ediyor. Çocuklar istismar ediliyor. Hükümet ise buna karşı çocuk evliliklerini meşrulaştıracak, tecavüzcüleri cezasız bırakacak yasalar çıkarmaya çalışıyor” diye konuştu.
Şiddetten kurtulup çalışmak isteyen kadınların zorluklarla karşılaştığını anlatan Aracı, şunları söyledi:
“Her 10 kadından yalnızca 3’ü çalışıyor. 2019 yılında 500 bin kadın ev içi bakım hizmetleri nedeniyle işinden ayrıldı. 12 milyon kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına giremedi. Bu zorlukları aşıp çalışan kadınlar kat kat sömürülüyor. Üstelik aynı işi yaptığımız erkeklerden daha az ücret alabiliyoruz. Patronların kar hırsı yetmezmiş gibi işyerlerimizde sürekli hakaret görüyor, aşağılanıyor, ayrımcılığa, tacize ve mobbinge maruz bırakılıyoruz. Çalışan kadınların, doğum izni, süt izni, kreş gibi tüm annelik hakları gasbediliyor. Her gün ‘3 çocuk yetmez, 5 çocuk isteriz’ vaazları verilirken, hamilelik işten çıkarma gerekçesi sayılıyor. Krizi fırsata çeviren patronlar, haklarımızı gasbedip her gün işçi atarken, fazla mesai ve gece vardiyası dayatıyorlar. Artan vergiler, zamlı faturalar, düşük ücretler geçinmeyi imkansız kılıyor. Hem işte hem evde daha çok çalışan, bir parça dinlenmeye hasret kadınlardan yoktan var etmesi bekleniyor”
Aracı kadınların taleplerini sıraladı: “Şiddete, tacize, tecavüze, kadın katliamlarına karşı öncelikle can güvenliği hakkı, caydırıcı cezalar, LGBTİ+ haklarına anayasal güvence, tecrit ve izolasyon politikalarına son, anadilde eğitim, parasız eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hakkı, nitelikli, sürekli ve güvenceli iş, insanca yaşayacak ücret, eşdeğer işe eşit ücret, iş, işyerlerine kreş, grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı, 8 Mart'ın resmi tatil olması, her ile kadın kurumlarının kontrolünde kadın sığınma evleri, güvenliğimiz için iyi aydınlatılmış sokaklar" ded
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HAYATA GEÇİRİLSİN"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, tüm kadınları daha eşit ve özgür bir dünya için daha çok mücadele etmeye çağırdı. Kadın adının gerek iş yaşamında gerekse sosyal, siyasi, sportif ve kültürel alanda daha çok yer almasının Türkiye’nin çağdaş yarınları adına önemli bir kazanım olacağına dikkat çeken Dr. Şevkin, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, istihdam dışına itilen politikalar, aile içi sorumluluklar, sosyal yaşamdan uzaklaştırılan birçok etkenle mücadele eden kadının Türkiye’de hem ekonomik hem de sosyal özgürlükten yoksun yaşadığına dikkat çekti.
İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için son derece önem taşıdığını ancak Türkiye’de imzalanmasına rağmen uygulanmadığına dikkat çeken Dr. Şevkin, “Kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek” amacını taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nin hayata geçmesi gerektiğini vurguladı.
"SAVAŞA HAYIR"
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları da Türkiye'nin Suriye'de yürüttüğü operasyonları eleştirerek başladığı konuşmasında "Biz kadınlar ne Türkiye'de, ne Suriye'de, Libya’da savaş istemiyoruz. Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri nasıl barışı seslendirdiyse biz de 8 Mart'ta savaşa hayır, barış hemen şimdi diyoruz" dedi.
İranlı bir kadın da mitingde konuşma yaptı. İran'da tecavüze uğrayan, şiddete uğrayan kadınların sesi olan İranlı kadın, "Elbisemi seçme halkım var. Sessiz olmaya mahkumlar. Kadınlarla erkeklerin eşitliği için savaşıyoruz. Yaşasın 8 Mart" dedi. (Adana/EVRENSEL)