Dilde yiten elde durmaz!
"Afrika halklarının 'Uhuru'sunu ('özgürlük'ünü), 'İncil'li saldırganın, 'Klimanjaro' yapışı boşuna değildir!"

Fotoğraf: Pixabay
“Böcek ilacı” soran müşterisine eczacı Temel’in yanıtının, “Nesi vardur böceğin da?” oluşu boşuna değildir. “Böcek ilacı” diye bellediklerimiz, aslında “biz yoğ iken var olan”a / börtü böceğe karşı kullandığımız zehirlerdir. Dilimizi zehirleyenin hayatımıza neler yaptığını kavramak zor değil aslında!
Okudukça, konuştukça, öğrendikçe arındırsak ya dilimizi şu zehirden!..
Bize, her gün her saat, şekere banılarak sunulana razı olmasak ya!
Yalnızca “zehir”in “ilaç” yapılıvermesi değil ki iş!
Örnek mi? Siyahi dostlarımıza “zenci” demekten de kurtarsak ya kendimizi!
Şu köylerimizin adlarıyla oynayanlara inat, hayatın içinden doğan adlarını terk etmesek ya yaşam alanlarımızın!
Afrika halklarının “Uhuru”sunu (“özgürlük”ünü), “İncil”li saldırganın, “Klimanjaro” yapışı boşuna değildir!
Evrensel'i Takip Et