TÜÖBİK 18. yılında da öğrencilerin kürsüsü oldu
Öğrencilerin bir araya gelebileceği kanalları kapatmanın yollarının arandığı böylesi bir dönemde öğrenciler, tartışma ortamı yaratmayı başardı.
Fotoğraf: Evrensel
Selinay UZUNTEL
Can KOÇAK
İstanbul Üniversitesi
Bu yıl 18.si düzenlenen Türkiye Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi (TÜÖBİK), 200’ü aşkın üniversite öğrencisinin katılımıyla 5-6-7 Mart tarihinde İstanbul ve Marmara Üniversitelerinin ev sahipliğinde Sarıyer Belediyesi Kilyos Tesislerinde “Küreselleşme ve Çıkış Arayışları” ana başlığıyla gerçekleşti. “Ekonomik Bunalımlardan Halk Ayaklanmalarına”, “Ticaret Savaşları”, “Sistem Çelişkileri ve Kriz”, “Savaş Ekonomisi Ve Paylaşılamayan Ortadoğu”, “Sömürü Ve Şiddet Kıskacında Kadın Mücadelesi”, “Krizin Gölgesinde İnsan Psikolojisi” gibi birçok alt başlıkta gerçekleşen kongre öğrencilerin kürsüsü olma yolunda bir yılı daha geride bırakmış oldu.
Akademinin içinin bu kadar boşaltıldığı, akademi-öğrenci ilişkisinin zedelendiği görmekle birlikte üniversitelerde hakim olan klasik iktisat anlayışıyla öğrenciye başka bir pencereden bakma olanağının yaratılmadığını söyleyebiliriz. Özellikle üniversitelerin sermayeye açılmasıyla birlikte eğitim piyasalaşmış, aynı zamanda bilginin metalaşmasını da beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte her geçen gün artan üniversite sayıları karşısında nitelikli eğitim ihtiyacını karşılamayan eğitim anlayışı da akademik bilgi üretimini zayıflatıyor.
ÖĞRENCİLER TARTIŞMA ORTAMI YARATMAYI BAŞARDI
Akademinin bilimsel üretimin, özgürce tartışma ortamının engellenmeye çalışıldığı, amfilerde öğrencilerin itirazlarının görmezden gelindiği, kulüplerin etkinliklerinin engellendiği ve kulüplerin işlevsiz hale getirildiği, öğrencilerin bir araya gelebileceği kanalları kapatmanın yollarının arandığı böylesi bir dönemde öğrenciler, tartışma ortamı yaratmayı başardı. Bu tartışma ortamının bize gösterdiği şey akademinin bulunduğu bu durumda dahi öğrencinin akademik alana müdahalesinin gerçekleşebileceğiydi. Bu müdahale; bağımsız ve bilimsel bir temelde öğrenci perspektifinden doğan bir nitelik taşıyordu.
Okullarda kulüplerden, topluluklardan, okuma gruplarından gelen öğrenciler; kongreye hazırlık aşamasının sene içine yayıldığını ve birkaç güne sıkışıp kalmadığını aktardı. Bununla birlikte farklı üniversitelerden gelen öğrencilerin bir araya gelerek kongre sürecini tartışması, deneyimlerini aktarması biz öğrenciler açısından ortaklaşan sorunların akademini içerisinde de nasıl vücut bulabileceğini somutladı. Sorunlarla birlikte çözümler de üretildi. Bu çözümlerin içerisinde “Nasıl bir değişim?” sorusunu da ortaya koydu. Akademiye akademi içinden ama bir öğrenci gözüyle müdahale edebilmek yine değişimin nasıl gerçekleşmesi gerektiğinde bir ışık yakabildi. Bu vesileyle sunumlara dair eleştirileri ve önerileri birlikte ördüğümüz tartışma ortamının önemini, geliştiriciliğini de hatırladık. “Genç işsizliğin çözüm yolu mevcut mu?” başlığı altında toptan gençliği etkileyen kronikleşmiş bir sorunun Türkiye’deki halini inceledik. Bu eksende devletin uyguladığı aktif istihdam politikasının gençlerin eğitimini sermayenin eline nasıl teslim ettiğini ve gençlere sunulan çalışma hedefinin esnek ve güvencesiz çalışma üzerinden ilerlediğini tartıştık. Sorunun şu anki üretim ilişkileri içerisinde nasıl kronikleştiğini incelerken bu sorunun çözümü için de gençliğin kendi geleceğini garanti altına almak için sorunu yine çevresiyle tartışması ve birlikte bir tepki vermesinin önemini de anladık.
KADINLAR SORUNLARINI TARTIŞTI
Kadın sunumları en tartışmalı geçen oturumlardan biriydi. Burada kadın sorununun özellikle genç kadınlar açısından da çokça tartışıldığını söyleyebiliriz. Kriz dönemlerinde genç kadınların nasıl etkilendiğine dair yurttaki anket çalışması üzerinden sunum yapan arkadaşımızın bize aktardığı veriler dikkat çekiciydi. Aileden para istemenin gün geçtikçe zorlaştığı, bunula birlikte genç kadınların çalışmak zorunda kaldığı gerçekliği söz konusu. Özellikle günlük işleri tercih eden genç kadınlar, daha çok vitrin olarak da kullanılıyor. Diğer taraftan neoliberalizmle birlikte kadınların esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına maruz kaldığı, kreş taleplerinin hala en acil taleplerinden biri olduğuna vurgu yapıldı. Yurtlardaki eşitsizlik, istihdamdaki eşitsizlik, akademideki eşitsizlik ve bunun karşısında kadınların söyleyecek çok fazla sözü vardı.
Bazen soru cevap süreleri yetmedi ve oturum aralarında da tartışmalar sürdü. Bu bize öğrencilerin içinde yaşadığı sorunlara dair söyleyecek çok sözü olduğu ve tartışabildiği platformlar buldukça söylemekten çekinmediğini gösterdi diyebiliriz. Kongreye yoğun ilginin 1. ve 2. sınıftaki arkadaşlarımızdan geliyor oluşu da bizlere üniversiteye yeni başlayan arkadaşların akademik tartışma arayışı içinde olduğunu göstermiş oldu.