Edirne sınırındaki mültecileri ziyaret etmek isteyen avukatlar engellendi
İstanbul, Antalya, Tekirdağ, Kırklareli baroları ve hukuk kurumlarından oluşan heyet Edirne Pazarkule'ye gitti. Avukatların mültecilerle görüşmesi engellenirken baro başkanları görüşme gerçekleştirdi.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Eylem NAZLIER
Edirne
İstanbul Barosu, Antalya Barosu, Tekirdağ Barosu ve Kırklareli Barosu başkanlarının da aralarında olduğu çok sayıda avukat, Avrupa’ya geçme umuduyla Edirne sınırına gelen mültecileri ziyaret etmek istedi. Ancak avukatların mültecileri ziyaret etmesine izin verilmedi. Sadece baro başkanlarının Pazarkule Sınır Kapısı'na girişine izin verildi.
Barolar ve hukuk kurumları, mültecilerin durumunu yerinde incelemek ve maruz kaldıkları hak ihlallerini yerinde gözlemlemek üzere Edirne Pazarkule Sınır Kapısı’na gitti. Ancak mültecilerin olduğu noktaya girişleri valilik kararıyla engellenen avukatlar, Pazarkule yolu Meriç Viyadüğü'nde açıklama yaptı.
"HAK İHLALLERİNİ BÜTÜN DÜNYAYA DUYURMAK İÇİN BURADAYIZ"
Burada konuşan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, insan hakları ihlallerini gözlemlemek ve onunla ilgili yapılacak olanları tespit etmek amacıyla hem ulusal hem uluslararası kamuoyuna bilgi aktarmak için burada olduklarını söyleyerek "Avukatlık kanununun 76. ve 95. maddeleri barolara, insan haklarını korumak ve var olan insan hakları ihlallerini bildirmek, gereğini yerine getirmek gibi bir görev yüklüyor. Bugün bu görevle buradayız. Yaşanmakta olan insan hakları ihlallerini gözlemlemek üzere, mültecilerin bulunduğu yerlere gidip belli gözlemlerde bulunduk. İstanbul Barosu olarak bu işin başladığı 28 Şubat'tan beri her gün buradayız. İnsan hakları merkezimiz sürekli olarak gözlemlerde bulunuyor. Örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmak, özellikle Yunan kolluk kuvvetlerinin yaşatmakta olduğu insan hakları ihlallerini tespit edip kızgın suyla yakılan, bizzat kurşunla öldürülmüş olan insanların yardımına koşmak, özellikle insan hakları mahkemesinde başvurularını yapmak için harekete geçtik. Türkiye'nin geri kabul anlaşması yaptığı ülkelerin sorumluluklarını görmezden gelerek davranmak zorunda değiliz. Yaşananlar yaşam hakkının ihlaline kadar dönüşmüştür. Bu ihlalleri bütün dünyaya duyurmalıyız. Bu ülkede yaşanan Suriye politikalarının, bir dramın örneğidir. Bütün dünya bilmelidir ki burada insan hakları ihlalleri çok yoğundur. Bu gelişmeler Türkiye'nin çabalarıyla içinden çıkacağı bir sorun değildir. Dünyanın bu sorunla ortaklaşması, çözüm bulunması gerekiyor" diye konuştu.
"SAVAŞ VE SÖMÜRÜ POLİTİKALARININ SONUCU"
Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan ise şunları söyledi: Buradaki insanlar geleceksiz bırakılmışlar. Kurşunlanıyorlar, kızgın yağlarla katlediliyorlar. Bu şartlarda yaşam savaşı veriyorlar, tüm bunlar ne yazık ki uzun yıllardan beri süregelen savaş ve sömürü politikalarının bir sonucudur ve bu savaşa, sömürüye ortak olan tüm devletler bundan sorumludur. Mültecilerin hayatları paramparça edilmiş durumda. İnsan onuruna sahip çıkmak için buraya gelmiş bulanmaktayız. Gözlemlerde bulunduk, bulanacağız. Burada yaşananları herkesin bilgisine sunacağız. Yaşanan insanlık dramını daha görünür kılacağız. Bütün insanlığa ait olan bu sorunu hep birlikte, dayanışma içinde çözeceğiz.
"BURADA İNSANLIK TRAJEDİSİ VAR"
Tekirdağ Barosu Başkanı Sedat Tekneci, mültecilerin yaşadığı dramı gözlemlemek için geldiğini söyleyerek "İnsanlar buraya yığılmış durumda ancak Suriyeliler tartışması üzerinden açılan kapılarda Suriyelilerin az olduğunu gördük. Bu anlamda Avrupa'nın göçmen politikaları nasıl yanlış ise ülkemizin de insanların umutlarından faydalanarak yaşam koşullarını daha kötüye çevirmesi, bu şekilde bir göçmen politikası ne ahlaki ne insani ne hukukidir. Bir an önce bu trajedinin son bulmasın istiyoruz" dedi.
"MÜLTECİLERİN HAKLARINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ"
Kırklareli Barosu Başkanı Turgay Hınız, "Maalesef bir umuda yolculuğun olduğu coğrafyadayız. Ancak bu umuda yolculuğun sonu kötü bitmekte, bir insanlık dramı yaşanmakta. Biz avukatlar olarak insan haklarını tek tek hatırlatmak için buradayız. Mülteciler yalnız değildir, biz avukatlar her zaman yanlarında olacak, haklarını sonuna kadar savunacağız" diye konuştu.
AVUKAT İMREK, ENGELLEMEYE TEPKİ GÖSTERDİ
Açıklamanın ardından hukuk kurumları sınıra girmek için valilik ile görüşme gerçekleştirdi. Avukatların yaptığı görüşme sonunda da sınıra geçişlere izin verilmedi.
İstanbul Barosu avukatlarının sınıra girişinin engellenmesi tepki gösteren Av. Yıldız İmrek şunları söyledi: Bugün İstanbul, Kırklareli, Antalya, Tekirdağ Barolarıyla birlikte aynı zamanda çeşitli hukuk kurumları birlikte geldik. Mültecilerin durumunu yerinde gözlemlemek ve hak ihlallerini raporlamaktı amacımız. Ancak Pazarkule sınırına yakın noktada durdurulduk. Bir güvenlik bariyeri vardı ve buradan içeri girmemize izin verilmedi. Burada başkanları olarak bir açıklama yapıldı fakat biz bunun yeterli olmadığını ve mutlaka sınırı görmek istediğimizi ifade ettik. Bir grup arkadaş döndü. Hukuk kurumları temsilcisi olarak Vali Yardımcısı ile görüştük. Şu an için sınıra girişimiz ile ilgili olumsuz cevap geldi, izin verilmeyeceği belirtildi. Gerekçe olarak bir taraftan koronavirüs meselesi diğer taraftan Yunanistan tarafından ateş açma, gaz sıkma gibi sebeplerle gösterildi. Fakat bugüne kadar gelenler olmuştu ve yine aynı koşullar söz konusuydu. Çeşitli hukuk kurumları, sivil toplum kuruluşları içeri girebiliyorlardı. Halen bildiğimiz kadarıyla avukat arkadaşlarımız sınır noktasında raporlaramaya, gözlemeye devam ediyorlar. Belki TBB Başkanı Metin Fevzioğlu'nun bugün buraya gelmiş olması bu engellemenin nedeni olabilir
Avukat Devrim Avcı ise "Sınıra gitmeye çalıştık demek daha doğru olur çünkü gidemedik. İlk yol ağzında durdurulduk, izin verilmedi. Orada yol kenarında küçük bir basın açıklaması yaptık. Sonra daha fazla ilerlemeye izin verilmediği için dönmek zorunda kaldık" ifadelerini kullandı.