İstanbul halkını koronavirüs endişesi sardı: Önlemleri yetersiz bulan var
İstanbul halkı koronavirüsü değerlendirdi. Bazıları durumun abartıldığını düşünürken, bazıları önlemlerin yetersiz olduğunu düşünüyor.
Fotoğraf: MA
15 milyonu aşkın insanın yaşadığı İstanbul'u koronavirüs paniği sardı. Yüz maskesi, el dezenfektanı gibi malzemeleri bulmakta zorluk çeken kent halkından bazıları durumun abartıldığını düşünürken, bazıları ise önlemlerin yetersizliğinden endişeli.
Dünya Sağlık Örgütünün "pandemi" (salgın) olarak sınıflandırdığı koronavirüs (Kovid-19) tehdidi dünya çapında giderek büyüyor. Aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan salgın, Türkiye dahil 120'den fazla ülkeye yayılmış durumda. İstatistik sitesi Worldometers'a göre, dünya genelinde koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 5 bine yaklaştı. Hastalığa yakalananların sayısı ise 134 bini aştı.
Türkiye’de halkın koronavirüs konusunda duyduğu kaygı ve korkulara Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın vaka tespit ettikleri yönündeki açıklamasının ardından küçük çaplı bir panik havası da eklenmiş durumda. Panik yaşanan kentlerin başında ise, 15 milyondan fazla insanın yaşadığı İstanbul geliyor.
YÜZ MASKESİ, EL DEZENFEKTANI BULMAK ZOR
Koca’nın açıklamasının ardından kentte birçok kişi marketlere ve eczanelere akın etti. Özellikle kolonya, ıslak mendil gibi hijyen ürünleri ile kuru gıda malzemelerine gösterilen yoğun talep sonucu raflar boşaldı. Bu yüzden bazı marketlerde ürünler kişi başına sınırlı sayıda satılmaya başlandı. Buna rağmen halen birçok ürünü bulmak zor.
Özellikle hijyen ürünlerine dönük yoğun talep, fiyat artışlarını da beraberinde getirdi. Artan taleple bazı firmalar krizi fırsata çevirme peşinde. Mezopotamya Ajansından (MA) İdris Sayılgan'ın haberine göre, kimi eczacılar yüz maskesi, el dezenfektanı ve benzeri ürünlerin tükenmiş durumda olduğunu belirtti. Bu ürünlerin fiyatlarda yüzde 500’e varan artışlar olduğunu aktaran eczacılar, buna rağmen bu ürünleri satan şirketlerin stokçuluk yapmaları nedeniyle satacak ürün bulamadıklarını ifade etti.
FİRMALARIN KORKU TACİRLİĞİ
Bazı firmalar ise, halktaki korkuyu büyüterek ürünlerini pazarlama yarışına girdi. Kentin cadde ve sokaklarındaki birçok reklam panolarını "Tehdit Kapıda" sloganıyla sunulan ürünlerin reklamları kaplamış durumda.
Kentin sokaklarında maske takan yurttaşların sayısında da her geçen gün artış söz konusu. İstanbul Büyükşehir Belediyesince alınan önlemler kapsamında oluşturulan özel ekipler, otobüs, metro, tramvay gibi toplu taşıma araçlarını her gün dezenfekte ediyor. Salgının soğuk algınlığı ve grip ile benzer özellikler göstermesi, kış ayının etkisiyle bu hastalıklara yakalananlarda "Acaba koronavirüs bulaştı mı?" endişesi yaratıyor. Yurttaşların en büyük tepkisi ise hükümetin salgın konusunda yeterli bilgilendirmede bulunmadığı yönünde.
"BU KADAR PANİĞE GEREK YOK"
İnsanların kendi önlemlerini almaları gerektiğini ifade eden Serkan Peker isimli yurttaş, panik yapacak bir durum olmadığını dile getirdi. Halka salgın konusunda yeterli bilgilendirme yapılmadığını belirten Peker, özellikle sosyal medyada yer alan bilgi kirliliğinden şikayetçi.
Marketlerde temizlik ve gıda ürünlerine olan talep artışını abartılı bulduğunu söyleyen Peker, "Öyle gıda stoku, marketlere hücum etmek gibi şeyler olmaması gerekiyor. Bu kadar panik yapmanın anlamı yok. Gereksiz yere biraz fazla panik yapıldığını düşünüyorum. İnsanların her zaman temiz olmaları gerekiyor. Bu virüslük bir durum değil" diye belirtti.
"KORONA GELİYORUM DEMEZ"
Bakan Koca’nın ilk vakayı açıklamasının ardından paniklediğini söyleyen Raşit Tanrıöver isimli öğrenci ise, toplumda genel olarak bir korku havasının hakim olduğuna işaret etti. Hükümetin bilgilendirmelerinin yetersiz olduğunu ifade eden Tanrıöver, şunları dile getirdi:
"Olay Çin’de yaşandı ama korku o zaman da burayı sardı. Arkadaşlarla şakalaşıyorduk ama gene benim içimde bir korku vardı. Bu korona olayı çıktıktan sonra hasta oldum. Bir korku bürüdü beni tabi böyle. Arkadaşlar biraz dalgasına vurdu ama korkuyordum. Evdekiler de kolonya falan her şeyi hazırlamış, maske almış. Hatta annem bu deprem olayından dolayı düdük de almış, her şeyi hazırlamış. Baya bir masraf çıkarmış yani. İnsanlarda bir iki metre uzak duruyorum. Bayağı zor oluyor benim için. Dershaneye gidiyorum ben. Ellerimi düzenli olarak yıkamaya dikkat ediyorum. Korona geliyorum demez."
"SAĞLIK SİSTEMİ YETERSİZ KALIYOR"
MA'ya konuşan Tanrıöver, salgına karşı şu ana kadar alınan önlemlerin de yetersiz olduğu düşüncesinde. Tanrıöver, "Bence sağlık sistemi yetersiz kalıyor. Daha fazla önlem alınabilir. Daha üst seviyelerde tedbirler alınmalıdır. Hükümetin bilgilendirmesi yetersiz. Bizim halk her şeyi şakaya alıyor. Ama bence insanların tam tedbirli olduğunu düşünmüyorum. Birçok ürünün satışında artış olsa da yeterli bilinçle yapıldığını düşünmüyorum” diye belirtti.
"İSTANBUL GİBİ BİR ŞEHİRDE KORUNABİLECEĞİMİ DÜŞÜNMÜYORUM"
Neriman Nergiz isimli yurttaş da alınan tedbirlerin kendilerini bir nebze de olsa rahatlattığını ifade etmesine rağmen, ileriki günlerde virüsün daha da yayılması korkusu içerisinde.
Kişisel olarak hangi tedbirleri aldığını sorduğumuzda ise, çantasından kolonya şişesini çıkarıp, şunları dile getirdi:
"Tabi ki kolonyamızı, dezenfektenimizi aldık. Her gittiğim yerde sıkıyorum. Maske de aldım. Dezenfektan da aldım ama halen kullanmadım. Türkiye’ye de geleceği belliydi zaten çünkü komşu ülkelerde vardı. Korkuyorum tabi. Çocuklarım işe gidiyorlar. Ama nasıl olacak onu da hiç bilmiyoruz. Endişeliyiz, hem de çok endişeliyiz. İstanbul gibi kalabalık bir şehirde korunabileceğimi düşünmüyorum. Bu durum korkuyu daha da arttırıyor. Metrobüse biniyoruz, otobüse biniyoruz, elimiz her yere değiyor."
"HİÇBİR ŞEYİ GİZLEMESİNLER"
Türkiye’deki sağlık sisteminin bu salgını kaldırabileceğini düşünmediğini de ekleyen Nergiz, "Ama inşallah kaldırır. Gerekli bilgilendirmenin yapılmadığını düşünüyorum. Hiçbir şeyi gizlemesinler her şeyi açık açık söylesinler bize" dedi.
(HABER MERKEZİ)