17 Mart 2020 04:33

İngiltere’de Boris Johnson “Başınızın çaresine bakın” dedi

Nüfusun yüzde 80'ninin koronavirüs kapacağını açıklayan İngiltere hükümetinin önlem almaması tepkilere neden oluyor. Halk kendi dayanışma ağlarını oluşturuyor.

Fotoğraf: DHA

DÜNYA

Paylaş

Arif BEKTAŞ
Londra

İngiltere’de koronavirüs hızla yayılmaya devam ediyor. Bir hafta önce ilk vakanın yaşanmasının ardından, hafta içinde toplan 1600’e yakın kişi virüse yakalandı. 55 kişinin de hayatını kaybettiği açıklandı.

Salgının hızla yayıldığı bir ülkede İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve hükümetinin önlemleri merak edilirken, bir hafta içinde başbakan kameraların karşısına iki kez çıkarak açıklamalarda bulundu. En son dün yaptığı açıklamalar, halkın önemli bir kesiminin, sendikaların ve bazı bilim insanlarının tepkisini çekti.

EVİNİZDE KALIN KENDİNİZE İYİ BAKIN!

İki danışmanı ile kameralar karşısına çıkan Johnson, salgının ciddi boyutlara ulaştığını ve bunun daha da ilerleyeceğini söyleyerek, belirtileri hissedenlerin evinden dışarı çıkmamalarını önerdi. Hükümetin hiçbir somut önleminin olmadığı açıklamada, kuru öksürük ve ateşi olan vatandaşların 14 gün boyunca evlerinden dışarı çıkmamaları gerektiği ve ancak “ölüme yaklaşıldığı” durumda sağlık servisi NHS’i aramaları istendi.

Johnson, özellikle yaşlıların 12 hafta boyunca evlerinde kalmaları gerektiğini açıkladı. Daha fazla yayılmaması için “Evinizde kalın, kendinize iyi bakın, bir yakınınız size yardımcı olsun” diyen Johnson, açıklamasında ekonomik sıkıntıların da baş göstereceğinin altını çizdi. Johnson’un “önlem” diye önerdiklerini zaten halk bir süredir kendisi yapmaya çalışıyordu.

KÖTÜ GÜNLERE DAHA GELİNMEDİ

Salgının henüz ilk aşamasında olduğumuzu, daha kötüleşeceğini ve geniş kesimlere yayılmasının önümüzdeki haftalarda gerçekleşeceğini söyleyen Johnson’un, önlem olarak sadece pub, kulüp, restoran ve barların kapatılmasını önerdiklerini söylemesi de eleştiri konusu oldu.

Salgına yakalananların büyük bir çoğunluğunun Londra’da olduğunu ve giderek ülkenin başka bölgelerine de yayıldığını söyleyen Johnson, ikinci kez “Sevdiklerinizi kaybedeceksiniz” demesi de tepkiler aldı.

Okulların kapatılmamasını eleştiren öğretmenler, veliler ve bazı kampanya grupları, Johnson ve iktidarının, sermaye çevrelerinin parasını, insan sağlığından daha fazla düşündüğünü belirterek tepki gösterdi.

HALK MAHALLE MAHALLE ÖRGÜTLENİYOR

Hükümetin, okulları ve bazı işyerlerini kapatmayarak patronların parasının hesabını yapması ve halk sağlığından çok sermayenin çıkarlarını kollaması İngiltere’de iyice açığa çıkmış oldu. Birçok kampanya grubu hükümetin alması gereken önlemleri günler öncesinden kamuoyuna duyurmuş olmasına rağmen bir adım atılmamış olması, halkın büyük tepkisine yol açtı ve kendi sorunlarına kendisi çare aramaya yöneldi.

Birçok mahallede, çeşitli sosyal medya araçları kullanılarak, haberleşme ve yardıma muhtaç insanların yardımına koşmanın metotları belirleniyor.

Londra’da yaşayan Türkiyeliler ve Türkiyeli kurumlar da çeşitli ağlar oluşturarak ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya çalışıyor. Yaklaşık 50 Türkiyelinin de virüs taşıdığı belirtiliyor. Türkiyelilerin önemli kurumlarından biri olan Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi (DAY-MER), her mahallede genç üyelerinin çabaları ile yardıma muhtaç kişilere ulaşmaya çalışıyor, virüsten korunma konusunda danışmanlık yapıyor. Alevi Kültür Merkezi ve cemevi de üyelerinin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışırken, birçok kurumun ortak platformu olan Demokratik Güç Birliği de çağrıları ile Türkiyelilerin salgından korunmasına yardımcı olmaya çalışıyor.

İNGİLİZ HÜKÜMETİ SAĞLIK HAKKINI GASBEDİYOR

Halklar Meclisi (The People’s Assembly) kamuoyuna yaptığı açıklamada, hükümetin önlem almayarak halkın temel hakkı olan sağlık hakkının gasbedildiğini belirtti ve “Halk, hükümetle karşı karşıya” dedi. Meclis, önlem için taleplerini de sıraladı.

Talepler arasında okulların kapatılması, toplu çalışılan işyerlerinin kapatılması, gıda yardımı alan çocukların ve ailelerin aynı yardımı almalarına olanak sunulması
Evden çalışma koşulu olan işlerde işçilerin evlerinden çalışması, çalışamayan işçilerin ücretlerinin ödenmesi ve çalıştırılmaması, sınav döneminde öğrencilerin sınavlarının derhal iptal edilmesi ve salgının geçtiği bir tarihte yapılması.
Tüm halkın testlerden geçirilmesi, Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarılarının dikkate alınması, hastanelerin tüm bölümlerinin hazır hale getirilmesi, gerekirse zenginlerin parasına el konularak tedavi olanaklarının arttırılması, tüm özel hastanelerin kamu hizmetine sunulması talep edildi.
Halklar Meclisi, Çinli ve İtalyan göçmenlerin de suçlanarak hedef gösterilmesinin önüne geçilmesini istedi.

ÖNLEMLER BİR HAFTA SONRA GELEBİLİR

Öte yandan hükümetin sıkı önlemleri bir hafta sonra alması bekleniyor. Bunun sebebi ise, zaten iki hafta sonra okulların iki haftalık Paskalya Tatili’ne girecek olması. Johnson hükümeti o zamana kadar idare etmeye çalışıyor. Okulların şimdi tatil edilmesi durumunda çalışan anne ve babaların çocuklarına bakmak için evlerinde kalacağı ve çalışmayacakları, bu nedenle ekonomide sıkıntıların yaşanacağı hesaplanıyor. Okulların tatil edilmemesinin altında yatan sebebin bu olduğu tahmin ediliyor. Tüm spor müsabakaların iptal edildiği İngiltere’de okulların tatil edilmemesi tepki almaya devam ediyor.

FIRSATÇILAR İŞ BAŞINA

Dünyanın her yerinde olduğu gibi İngiltere’de de bazı marketlerde fiyatlar yükseltilmeye devam ediyor. Birçok markette hijyenik ürünler kalmazken, var olanlar da fahiş fiyatlarla satılıyor. Özellikle kolonya gibi ürünlerin Türkiyeli market ve toptancılarda yüzde 500 oranında fiyat yükseltmesi büyük tepkilere neden oldu. Et ve süt ürünlerinin yanı sıra, evden çalışma olasılığı hesaplanılarak bazı elektronik eşyalarda fiyat artışı oldu. Her ülkede olduğu gibi İngiltere’de de temizlik malzemesi, tuvalet kağıdı gibi ürünlerin rafları boşalmış durumda.