Gazeteciler kendini nasıl korumalı, nasıl haber yapmalı?
Gazeteciler kendilerini koronavirüsten nasıl korumalı? Haberlerini nasıl yapmalı? Journo gazetecilerin panik yaratmadan nasıl haber yapabileceklerini anlatan bir haber yayınladı.
Fotoğraf: Pixabay
Haber neredeyse gazeteciler orada. Kimi zaman hastane önlerinde koronavirüs takip ediyor, kimi zaman Sağlık Bakanının basın açıklamasını izliyor. Üstelik telefon, tablet, kamera, fotoğraf makinesi, bilgisayar gibi onlarca materyal kullanmak zorunda kalıyor ve bu durum hijyen açısından oldukça sorunlu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası yayın organı Journo gazetecilerin hem haber yaparken kendilerini nasıl korumaları gerektiğini hem de haberlerini panik yaratmadan nasıl yapabileceklerini anlatan bir haber yayınladı.
KORKU DİLİ KULLANMAYIN
Haberlerinizde öznel sıfat kullanımını azaltın. Örneğin hastalığı betimlerken “ölümcül” gibi ifadeler kullanmayın. Görselleri dikkatle kullanın. Önleyici eylemleri açıklayın. Tık avcısı başlıklardan kaçının ve sunumda yaratıcı olun. Hastalığı siyasi çıkarları için kullanabilecek partizan kaynaklara karşı tetikte kalın. Haberinizi sadece tıp uzmanlarının görüşüne dayandırın.
UZMANLARINIZI ÖZENLE SEÇİN
Salgınla ilgili bilgi sağlamaktan sorumlu resmi kurumları takip edin. Bu hastalıkla ilgili uzman bulmak ise her zaman kolay olmaz. Uzmanlarınızı dikkatle seçin. Bir bilimsel konuda Nobel Ödülü kazanmak sizi tüm bilim konularında bir otorite yapmaz. Doktoralı olmak veya prestijli bir tıp fakültesinde ders vermek de sizi farklı bir alanda uzman yapmaz.
Uluslararası Gazetecilik Ağı (IJN), COVID-19 salgınını haberleştiren gazetecilere şu tavsiyelerde bulunuyor: Sahadaki ruh hâlini anlayıp kendi çalışmanıza aktarın. Analize değil, habere odaklanın. Başlıklarınıza dikkat edin. Verilen her sayının doğru olmayabileceğini hatırlayın. Mümkün olduğunca çok insanla konuşun. Irkçı klişelerden kaçının. Ortam yatıştıktan sonra da haberin peşini bırakmayın.
ÖNCE KENDİNİZİ KORUYUN
New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) COVID-19 rehberine göre gazeteciler şu önlemleri almalı:
Ellerinizi mutlaka sıcak su ve sabunla yıkayın. Tıbbi tedavi merkezleri gibi enfeksiyonun olduğu yerleri ziyaret ederken koruyucu eldiven takın.
Virüsten etkilenen bir bölgedeki et ve balık pazarları, çiftlikler gibi yerlere gitmeyin. Ekipmanınızı antimikrobiyel mendillerle temizleyin ve daha sonra detaylı olarak dezenfekte edin. (MEDYA SERVİSİ)
ARSAN: KORONAVİRÜSE İLİŞKİN HABERLER EKSİK VE HATALI
Uluslararası düzeyde kamu sağlığını tehdit eden koronavirüsünü doğru haberleştirecek sağlık muhabirinin kalmadığına dikkati çeken Akademisyen Esra Arsan, “Kriz ve seferberlik dönemlerinde en çok ihtiyacımız olan bilgi yerine, ‘Müslüman’a corona işlemez’ diyen insanları izliyoruz” dedi.
Koronavirüse ilişkin dünya ve Türkiye basınında çıkan haberler ve gazetecilerin konuya yaklaşımını karşılaştıran Arsan, Türkiye’de doğru sağlık haberlerini yapacak muhabirlerin kalmadığına dikkati çekti.
“Benim izlediğim Anglosakson medyada, özellikle de İngiltere’de, halkı paniğe sokmadan uyaran, bilgi içeren, virüse yakalanmamak için yapılması gerekenleri açıklayan bir habercilik var. Anglosakson dünya tabii hem bilim hem de sağlık haberciliğinde çok ileri. Biz de mesela artık doğru dürüst sağlık haberciliği kalmadı.” diyen Arsan şöyle devam etti: “Başarılı gazetecilik örneklerinin aksine Türkiye’de virüs ilk konuşulmaya başlandığında, büyük medyada konuyla dalga geçen ve ‘Türklere virüs işlemez’ geyiğini yeniden üreten türden haberler yer aldı. Hastalığın ne kadar hızlı yayılan bir tür olduğuna ve dikkat edilmezse Türkiye’de de İtalya gibi yayılabileceğine dair haberler azdı. Bu nedenle, ülkemizde ilk uyarıcı haberlerin eksik ve hatalı yapıldığını düşünüyorum. Ancak sosyal medyada yer alan paylaşımlar ve yurt dışından gelen haberler sonrasında, Türkiye medyası da kendisine çeki düzen vermek zorunda kaldı. Ancak bizdeki en büyük sorun, Çin’deki gibi, devletin sağlık teşkilatlarının gazetecilere bilgi vermemesi, data sunmaması. Bu nedenle, hastalığın ülkemizdeki yayılma boyutu hakkında yeterince bilgi alamıyoruz. Bunun yanında, hastalık şüphesiyle hastanelere başvuran yurttaşlara hastane kapılarının kapalı olduğu, test yapıp gönderildikleri, pozitif veya negatif yerine, ‘yüksek riskli’ gibi, manasız raporların verildiğini sosyal medyadan veya kulaktan duyarak öğreniyoruz” diye konuştu. (MA)