305 maden sahası ihalesine karşı dava açıldı
Çevre dernekleri ve meslek odaları, 17 Ocak'ta Resmi Gazete’de yayımlanan 305 maden sahasının ihalesine karşı Enerji Bakanlığına dava açtı.
Avukat İsmail Hakkı Atal | Fotoğraf: Evrensel
Volkan PEKAL
Adana
Çevre dernekleri ve meslek odaları, 305 maden sahasının ihalesine karşı Enerji Bakanlığına dava açtı. Söz konusu sahaların bulunduğu bölgelerde çevre mücadelesi veren Yeşil Artvin Derneği, Çan Çevre Koruma Derneği, Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, EGEÇEP, DAÇE, Adana Tabip Odası, Erzin Üretici Birikleri ve Ziraat Mühendisleri Odasının açtığı davada hukuka aykırılık ve telafisi imkansız zarar şartları birlikte taşındığından dava sonuçlanıncaya dek yürütmenin durdurulması da talep edildi.
Davayı açan Avukat İsmail Hakkı Atal, ormanların su üretimi, erozyonu önleme, biyoçeşitliliğe ortam oluşturma gibi çok sayıda kamu yararı olduğunu belirterek ormanları yok edecek maden faaliyetlerinde kamu yararı olmadığını söyledi. Devletin zaruri madencilik faaliyetleri dışında özel teşebbüs madenciliğini tamamen sonlandırması gerektiğini belirten Atal, “Kanunlara uygun yapılıyormuş gibi gözüken madencilik faaliyetleri kanuni olmadığı gibi hukuki de değil. İklim krizinin ülkeleri ve dünyayı sarsan etkisini göz önüne almamış olan bir madencilik mevzuatının üzerinde tesis edilmiştir” dedi.
“MADEN KANUNU, SU VE GIDA KAYNAKLARINI YOK EDECEK ŞEKİLDE YAPIANDIRILIYOR”
Söz konusu mevzuattan bahseden Atal, devlet ormanları içinde yapılacak madencilik faaliyetlerine ve bu faaliyetler için yapılacak tesislere Orman Kanunu hükümlerine göre izin verilebildiğini belirterek “İş öyle kuralsız bir boyuta vardırılmıştır ki Orman Genel Müdürlüğünce uygun bulunan alanlar için herhangi bir izin alınmayacaktır” dedi.
Kanunun, iklim krizi nedeniyle 21’inci yüzyılda petrolden ve altından daha değerli hale gelecek su ve gıda kaynaklarını yok edecek şekilde yapılandırıldığını anlattı.
Atal’ın aktardığına göre, kanunun ek fıkralarından 15’inci fıkraya göre madencilik faaliyetinin otoyol, demiryolu, havaalanı, liman, baraj, enerji tesisi, petrol, doğal gaz, jeotermal gibi tesislerle birbirini engellemesi durumunda karar Bakanlıklar tarafından veriyor. Ancak madencilik faaliyetinin, tarım alanı, mera, hayvancılık, yer altı suları, balıkçılık ile çakışması durumundan bahsedilmiyor.
Yasanın, madenlerin doğal kaynaklarla çakışması durumunda madencilik faaliyetlerini, doğal kaynaklardan ve bu doğal kaynakları kullanan insanlardan korumak için yapılandırıldığına dikkat çeken Atal, “Nitekim maden hakkının verilmeyeceği durumları düzenleyen 8’inci madde ise 2004’te yürürlükten kaldırılmıştır” dedi.