18 Mart 2020 20:28
/
Güncelleme: 19 Mart 2020 06:26

İdlib görüşmesini değerlendiren Dr. Esen: Erdoğan beklentilerine karşılık alamadı

İdlib’le ilgili telekonferansla yapılan dörtlü zirveyi değerlendiren Dr. Berk Esen, "Büyük bir ihtimalle 4 lider görüşlerini birbirlerine aktardılar. Başka bir adım atıldığını tahmin etmiyorum" dedi.

İdlib görüşmesini değerlendiren Dr. Esen: Erdoğan beklentilerine karşılık alamadı

(Soldan sağa) Recep Tayyip Erdoğan, Berat Albayrak, Hulusi Akar, Süleyman Soylu (sağda), Mevlüt Çavuşoğlu (sağ 2) | Fotoğraf: AA

Şerif KARATAŞ
İstanbul

İdlib ile ilgili Moskova’da yapılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesinin ardından ateşkes mutabakatı sağlandı. M-4 karayolunda Rusya-Türkiye askerlerinin ortak devrinin ardından daha önce İdlib’le ilgili İstanbul'da yapılması planlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson'la zirve, koronavirüs nedeniyle video konferans ile gerçekleştirildi.

Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Berk Esen ile telekonferansla yapılan zirveyi konuştuk.

SOMUT ADIMLAR YOK

Zirvede Suriye’nin İdlib kentini, Libya ve mülteci krizinin yanı sıra pandemiyi (koronavirüs) konuştuklarını söyleyen Esen, toplantının iki saate yakın sürmesinin somut adımların atılmadığını gösterdiğine işaret etti. Esen, şu değerlendirmede bulundu:

"Türk hükümetinin Suriyeli mültecileri Yunanistan sınırına yığmasından sonra böyle bir zirvenin yapılmasının ihtiyacı doğdu. İki tarafta buluşmayı istiyordu. Gördüğüm kadarıyla Türkiye İdlib’de yaşanan çatışmaları, mülteci sorununu hatta Libya’daki krizini birbiriyle çok bağlantılı görüyor. Bir konuda atacağı adımlar ya da geri adımların diğer konularda kendisine çeşitli tavizler yaratmasını bekliyor. Büyük bir ihtimalle bu zirvede de Türkiye, karşı tarafı en azından bu konuların herhangi bir tanesinde geri adım atmaya zorladığını düşünüyorum. Avrupa Birliği (AB) açısından zaten Yunanistan’ın ordusuyla sınırı koruması, ona AB temsilcilerinin verdiği destek sonrası gördüğümüz şey, AB üyesi ülkelerin Suriyeli mülteciler konusunda geri adım atmayacağıydı. Koronovirüsü sonrası AB üyesi ülkelerin içine düştükleri sıkıntılı durumla birlikte mültecilerle ile ilgili geri adım atacaklarını düşünmüyorum. Burada Erdoğan’ın aradığı şey mülteci konusunda adım atmayan AB’yi başka konularda sıkıştırmak. Özellikle İdlib konusunda destek almak. Fakat İdlib konusunda ana aktör Türkiye’nin orada konuşması gereken, askeri gücü yüksek seviyede olan Rusya’nın yanında ABD. Dolayısıyla zirveye katılan İngiltere, Fransa ve Almanya’nın ne tip tavizler vereceğini kestirmek güç. Çünkü Türkiye’ye verecekleri destek sadece söylemsel destek olacaktır. Bunun ötesinde bölgede somut olarak ne yapabilecekleri noktasında benim kafamda soru işaretleri var. Büyük bir ihtimalle zirvede Türkiye, AB’nin başta Gümrük Birliği ve vize serbestliği olmak üzere ile çeşitli konularda taviz beklediğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra Türkiye, Suriyeli mültecilere kapılarını açtığı için AB’den aldığı parasal desteği de gündeme getirmişti. Bunun da konuşulduğunu tahmin ediyorum. Yapılan açıklamada herhangi bir anlaşma olduğuna dair işaret yok. Dolayısıyla büyük bir ihtimalle 4 lider bu konuda görüşlerini birbirlerine aktardılar. Başka bir adım atıldığını tahmin etmiyorum."

Berk Esen

Dr. Berk Esen

KORONAVİRÜS, SURİYE MÜLTECİLERİ SİYASİ KRİZ HALİNE GETİREBİLİR

Bundan sonraki gelişmelerin sıkıntılı olacağını düşündüğünü belirten Esen, “Önümüzdeki iki ay ülkelerin hepsi buna Rusya da dahil, koronavirüs ile mücadele ettikleri için büyük ihtimalle İdlib’de sıcak çatışma yaşanmayacaktır. Ortada bir ateşkes var. M-4 Rus ve Türk askeri birlikleri birlikte devriye geziyorlar. En azından bu tablonun 2-3 ay değişmeyeceğini düşünüyorum. Fakat yaşanan koronavirüsün yayılmasıyla birlikte Suriyeli mülteciler tekrar büyük bir siyasi kriz haline gelebilir. İki taraf ilişkileri açısından.” dedi.

HEM AB HEM DE ABD İLE OLAN İLİŞKİLER ESKİ KADAR GÜÇLÜ DEĞİL

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, asker kayıpların olduğu İdlib’de saldırıyı işaret ederek, “Rusya'nın bu saldırılar esnasında onlarca Türk askerini öldürdüğüne inanıyoruz. NATO müttefikimiz Türkiye'nin yanındayız” açıklamasının zirvenin yapıldığı güne denk gelmesine ilişkin sorumuza Berk Esen, şu ifadeyle yanıt verdi:

“ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, zaten birkaç haftadır, Türkiye’ye açık destek verdiğini ve çok pozitif bir söylemle Türkiye’yi tekrar ABD’nin yanına çekmek için adım attığını görüyoruz. Son açıklamasını da bu minvalde okudum. Fakat şu an İdlib’de Rusya ile Türkiye arasında hassas dengelere dayanan bir ateşkes var. Türkiye’nin İdlib’deki varlığı aslında bu ateşkes sayesinde oluyor. Ateşkes ortadan kaldığı zaman, iki hafta önce gördüğümüz gibi sıcak çatışma yaşandığı zaman her ne kadar Türk askerleri Esad rejimine ağır kayıplar verdirseler de işin sonunda Rusya’nın hava kontrolü nedeniyle Türkiye’nin orada pozisyonun sürdürmesinin ne kadar zor olduğunu gördük. Dolasıyla Türkiye tekrar ABD’ye yaklaşarak bölgede kendini Rusya karşısında daha çok sıkıntılı bir duruma sokmak istemiyor. Ve İdlib’deki hassas dengeyi bozmamak açısından büyük ihtimalle ABD’den gelen bu tarz pozitif açıklamalara şu an için çok rağbet etmiyor. Ama İdlib’deki ateşkesin daha önce de size belirtiğim gibi, uzun vadeli olacağını düşünüyorum. Her ne kadar öteliyor olsa da İdlib’de bir karar verecek. Ya Rusya’nın istediklerinin önemli bir bölümünü yapıp, bir şekilde orada varlığını sürdürecek. Ya da bunu yapmadığı için Rusya ile eninde sonunda köprüler atılacak. Ve bu seferde Batı ile ABD ile olan ilişkilerini gözden geçirecek. Türkiye’nin şu an hem AB hem de ABD ile olan ilişkileri eski kadar güçlü ve olumlu değil. Her ne kadar arada kurumsal bağlar olsa da Erdoğan yönetiminin attığı adımlar nedeniyle bu bağlarda zayıflamış durumda. Şu an Türk hükümeti elindeki kozlara dayanarak, karşı taraftan daha uygun tavizler almayı sağlayacak bir pazarlığı götürmeye çalışıyor. Suriyeli mültecilerin de bu konuda öne çıktığını görüyoruz. Fakat Türk hükümetinin sınıra mültecilere yığması, Yunanistan’ın Türkiye ile olan sınırı kapaması nedeniyle mültecilerin Avrupa’ya geçememesi, Türkiye’nin bu konuda yürüttüğü pazarlığı biraz zayıflattı.”

Evrensel'i Takip Et