Sınıfta kalan öğrenciler mi eğitim sistemi mi?
Ziya Selçuk’un kararı ve benim yazdıklarımdan sonra “Sınıfta kalan çocuklar mı, yoksa Ziya Selçuk ve eğitim sistemimiz mi?” diye soruyor, kararı size bırakıyorum.
Fotoğraf:pixabay
Harun DEMİR
Şair Abay Konanbay Anadolu Lisesi
Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk eğitim kalitesini artırmak adına aldığı kararları açıkladı. Bunlardan birinde şöyle diyor bakanımız “Sınıfta kalmanın olmaması eğitimde önemli derecede seviye düşüklüğüne yol açtı. Dört işlem bilmeden lise bitiriliyor. Eğitimde kalitenin daha da düşmemesi için bu sisteme son veriyoruz.”
Fakat burada bir soruya dikkat çekmek istiyorum. Eğitimde kalitenin daha da düşmemesini engelleyecek doğru uygulama çocukları sınıfta bırakmak mıdır? En basitinden bir sınıf mevcudunun 45-50 kişiyi bulduğu, iki kişilik sıralarda üç kişinin oturmak zorunda kaldığı sınıflarda her gün 6-8 saat 10 dakikalık aralarda ders işlemek zorunda kalan öğrencilerden bahsediyoruz. Bu kadar kişinin başında “bir şeyleri öğretmesi” için yalnızca bir öğretmen var. “Aç ayı oynamaz” tabirini elbette duymuşsunuzdur. Fakat tam olarak aç ayılar olarak oynatılıyoruz okulda. Çünkü yemek yemek istediğimiz zaman mükemmel kantinimiz, envai çeşit yemekleri ve sudan ucuz fiyatları ile karşılaşıyoruz(!) Aslında şikâyet edilen “Dört işlem bilmeden lise bitirmek” kaçınılmaz bir sondur ve bakanımız bu kadar sorunun çözümü “sınıfta bırakmak” olarak buluyor. Hadi oradan! Ziya Selçuk’un kararı ve benim yazdıklarımdan sonra “Sınıfta kalan çocuklar mı, yoksa Ziya Selçuk ve eğitim sistemimiz mi?” diye soruyor, kararı size bırakıyorum.
