19 Mart 2020 20:15

Ford işçileri: Bir araya gelip kendi kalkanımızı oluşturalım

"Onlar için önemli olan para mı yoksa işçilerin sağlığı mı? Açıkça görüyoruz ki para her şeyin üzerinde onlar için.”

Fotoğraf: Ford Otosan Basın Bülteni

Paylaş

Bir grup Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Fırat Kalkanı ile başlayan kalkanlar zinciri ekonomik istikrar kalkanı ile devam ediyor. Bu kalkanlardan görüyoruz ki, kalkanlar bizleri değil patronları, zenginlerin çıkarlarını korumak için.

Günler geçti ancak Ford yönetiminin aklına servis giriş çıkışını ilaçlamak yeni geldi, o da yine eksik gedik. Bizlerin talebi üzerine bir günlüğüne göstermelik dezenfektanları koyanlar, (sadece bir gün olan dezenfektanlar öbür gün yoktu ve kutular boştu) hattı yürütmek için her şeyi yapanlar, yemekhanede masaları ayırmışlar sanki hatta dip dibe çalışıyormuşuz gibi, soyunma odasında dip dibe giyinmiyor, servislerde yan yana oturmuyormuşuz gibi. İşçisine verdikleri değer bu kadar işte, göstermelik şovdan ibaret.

Sanki bir korku filminin içindeymişiz gibi. Biliyorsunuz fabrikada 2 hafta üretime ara verilecek. Lakin duruş her bölüm için farklı günlerde başlayacak. Fabrikanın bir tarafı dururken öbür tarafı neden hâlâ yürüyor? Çünkü parça bitene kadar çalıştırmaya karar verdiler, gemiler dolu stoklayacak yer kalmadı, yoksa hayatta durmak istemiyorlar. Koronavirüs için durduğumuzu söyleyen Genel Müdür Haydar bey hatları neden daha erken durdurmadığını veya neden kademeli olarak durduğunu açıklamalı. Birçok fabrikada bulunan ısı ölçer kameralar Ford gibi büyük bir şirkette neden yok? Onlar için önemli olan para mı yoksa işçilerin sağlığı mı? Açıkça görüyoruz ki para her şeyin üzerinde onlar için.

Ancak bizden çok korkan biri daha var o da patronlar. Fakat onların da içine su serpecek açıklamalar geldi. Ford yönetiminin çok benzediği biri daha var, Sayın Cumhurbaşkanı. Kendisi dün açıklamalar yaptı. Dinlediğimizde görüyoruz ki patronlar için her şey düşünülmüş, bütün kolaylıklar seferber edilmiş, çalışanları sadece zorunda kaldıkları için eve gönderip, bizlerden her ay kestikleri işsizlik fonundan bizlere kısmı çalışma parası yani brüt ücretin yüzde 60'ını ödeyeceklermiş. Ayrıca çalışmadığımız günler için emekliliğe esas prim ödenmeyecek sadece sağlık sigortamız ödenecekmiş. Yani aslında kendi maaşımızı kendimiz ödeyeceğiz. Bu fon madem her yere kullanılıyor, grevdeyken de bizler buradan maaş alalım. İşsizlerin bu fondan bir gram faydalanmak için bin tane şartı yerine getirmesi gerekiyorken patronlar bir dilekçe ile direk kullanabiliyor. Patronların ödemelerini erteleme kolaylığı sağlayacağını söyleyenler, asgari ücret teşvikinin devam edeceğini, patronlara kredi imkanı sağlayacağını ve çeşitli kolaylıklar yapacağını anlatanlar, vatandaşın faturalarını neden bu sürede devlet hazinesinden karşılamıyor? İşten atmaları neden yasaklamıyor, esnek çalışmayı yaygınlaştırmak, teşvik etmek yerine neden işçiyi koruyacak yasalar yapmıyor? Sadece vatandaşlara ucuza kredi, yani gelin tekrar borçlanın diyorlar? Emekli maaşını en düşük 1500 liraya çekeceğini söyleyenler, o para ile nasıl geçinilir bunu hiç düşünüyorlar mı? Asgari ücretin altında emekli maaşı mı olur? Bu süreç sonlanırsa döndüğümüzde işten atmaların olmayacağının garantisi var mı? Ya da siparişler birikirse yine uzun çalışma saatleri bizi beklemiyor mu? Hatta belki de yazın tatilimiz iptal olacak ve gerekçesi olarak bu geçen süreler öne sürülecek.

Onlar tek başına saraylarda yaşarken, evlerinden güvenle süreci takip ederken, hatta karantina otobüsünden bir bürokratın çocuğu özel olarak polisler tarafından alınırken, bizler yine bir arada çalışıp, yemeye devam ettik. Bunlar bizi ne yerine koyuyorlar? İnsan yerine koymadıkları kesin. Tüm bu olanlara sendikamız seyirci kalmakta, Pevrul bey (Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak) kendi işyeri ziyaretlerini ertelerken işçileri çok mu umurunda? Hepsi kendi kârının, canının, parasının derdinde. Bizlerin bu hayatta kaybedecek bir tek canı kaldı. Hepimizi ay içinde yapacağımız ödemeler tedirgin etmiyor mu? Maaşımızı tam olarak alamamamız hepimizi zora sokmayacak mı? Bir kalan canımızı da alsınlar diye bekleyecek miyiz? Hastalanıp rapor aldığımızda canımıza okuyanlar, şu an bu virüs karşında el pençe divan durdular.

Bizim ihtiyacımız olan birliği sağlamadıkça canımıza kast etmeye devam edecekler. Bu süreci birlikteliğimizin ne kadar önemli olduğunu anlayıp dayanışmayla ve bir araya gelerek atlatalım. Döndüğümüzde patronların ne kadar acımasız olacağı ortada. Bizde bir araya gelip, işçiler olarak kendi kalkanımızı oluşturalım.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de ligler koronavirüs nedeniyle ertelendi

SONRAKİ HABER

Boyner işçisi: İşten atılmak değil, iş güvencesi ve ücretli izin hakkı istiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa