İşçilerden koronavirüs tedbiri uyarısı: Yıllık izinlerimize göz dikmesinler
“Kahveye giden biziz, kahveye gitmiyorsak işe neden geliyoruz?” diyen işçiler, ücretli izin uygulamasının başlamasını istiyor.
Fotoğraf: DHA
Vedat YALVAÇ
İstanbul
Koronovirüs tedbirleri kapsamında kahvehaneler, okullar, sinemalar, barlar, taziye evleri kapatıldı. Fabrika ve işyerleri ise çalışmaya devam ediyor. “Kahveye giden biziz, kahveye gitmiyorsak işe neden geliyoruz?” diyen işçiler, ücretli izin uygulamasının başlamasını istiyor. Hükümetin virüse karşı açıkladığı “Ekonomik Kalkınma Paketi”ni konuştuğumuz 5 işyerinden işçiler, önlemlerin işçiler için değil patronlar için alındığına dikkat çekti. İşçiler, sendikaların sessizliğinin ve hükümete baskıyı kurmamasının bu sonuca yol açtığını dile getirdi.
İşçi sağlığı iş güvenliği açısından en riskli alan olan madenlerde, virüsle birlikte risk kat kat artmış durumda. Yerin metrelerce altında kapalı ortamda çalışan işçilerde tedirginlik var. Tokalaşmaların azaldığını belirten Zonguldak TTK işçisi, “Herkese maske dağıttılar. Maske ve eldiveni şart koştular. Zonguldak’ta henüz bir vaka yok ama herkes önlemini artırdı. Çoğu işçi korkudan doktora dahi gitmiyor” dedi.
Kahvehaneler, okulların kapalı olup işçilerin işe gidiyor olmasının çelişkili olduğunu ifade eden işçi, şöyle devam etti: “Sonuçta kahveye giden insanlar da bizleriz. Kahveye gitmiyorsak işe neden geliyoruz? İşten çıkıp ailemizin yanına geliyoruz. Her müessesede 1200 kişi çalışıyor. Her gün yüzlerce kişiyle temas ediyorsun, aynı yerde duş alıyorsun. Çalıştığımız ortam zaten kapalı bir ortam, metrelerce uzakta öksürsen bile bir şekilde geliyor sana. Önlem alıyoruz ama ister istemez aileler de tedirgin oluyor.”
DEVLET NE ZAMAN YANIMIZDA OLACAK?
Madenlerde ücretli izin verilecek söylentisi dolaştığını ancak sendikacıların bunu reddettiğini aktaran işçi “Ücretsiz izin olmaz zaten. Herkesin harcı, borcu var. Herkes ücretli izne çıkarılmalı. Tüm fabrikalar, işyerleri durmalı bu süreçte. Ne kadar sürecekse artık. İşsizlik fonu bugünler için var zaten. Bankalar borçları ötelesinler. Birkaç ay sonra faizsiz kaldığı yerden devam etsin. Biz devlete ne için vergi ödüyoruz? Devlet böyle bir zamanda yanımızda olmayacak da ne zaman olacak? Manevi destek bizim insanımızda zaten var biz maddi destek istiyoruz. Koronanın yanında bir de ekonomik kriz var bu ülkede ve insanlar bu kriz yaşıyor bir şekilde. Sonuçta geçim derdi her şeyin önüne geçiyor” diye konuştu.
MAKİNANIN BAŞINDAKİ İNSAN DEĞİL Mİ?
Üretim rekorları kıran Şişecam Topluluğu’nda üretim tam gaz devam ediyor. Ateşin ölçülmesi, kronik hastaların idari izne çıkarılması, dezenfekte ilaçların fabrika içerisine konulması, her masada maksimum iki kişinin oturması gibi önlemler alınsa da tıkış tıkış servilerle işe gidip gelen işçiler tedirgin: “Devlet memuru insan, kahveye giden insan, kafeye giden insan da makinanın başındaki insan değil mi? Bulaşamaz mı virüs? Sinemayı, konseri yasaklıyorsun makine başında çalışan işçiyi ayrı tutmanın nasıl bir mantığı var. Daha fazla kâr edebilmek için binlerce insanın hayatıyla neden oynanıyor ki. Servisler tıkış tıkış. Bir tanesinde bir vaka olsa 27 kişiye komple bulaşacak. Koltuklara teker teker oturulmuyor sonuçta. Ayrıca mecbur yan yana çalışıyorsun. Sonuçta birlikte iş yapıyorsun. Bizim fabrika 800 kişiye yakın. İlla ki 500’ün birbiriyle bir teması oluyor. Kırklareli Cam’da 1000 civarı işçi var. Bardak aynı fırından çıkıyor sonuçta onu toplarken yana yana topluyor. 400 civarı da Düzcam’da çalışıyor. Üretim biçimi gereği bir şekilde temas etmek zorunda.” Ücretli izin verilmesini isteyen işçi, “Senelik izinlerimize falan da göz dikmesinler” diyerek hem işvereni hem de sendikayı uyardı.
AKŞAM EVE GİTMEYEN İŞÇİLER VAR
Eşine ve çocuğuna hastalık bulaşmasın diye eve gitmeyen arkadaşların dahi olduğunu aktaran bir başka Şişecam işçisi şunları söyledi: “Sendikadan hiçbir açıklama yok. İnsanlar panik olduğu için yıllık izinleri kullandırmaya çalışacaklar. Ama işçi ücretsiz izne çıktığı anda büyük mağduriyet yaşayacak. En az 14 gün olmaman gerekiyor. Para almayınca bu sefer de evinde geçinemeyeceksin. Zaten insanlar harç borç içerisinde. İşverenin ya da hükümet yetkililerinin böyle bir sıkıntısı yok bizim harçlarımız borçlarımız var, bakacağımız ailelerimiz, çocuklarımız var. Bu durum karşısında bizi ücretli izne çıkarmaları gerekiyor. İşçinin birleşip bunu talep etmesi, sendikanın da bunu bastırması gerekiyor. İşveren 1 ayda kapatsa anca karından zarar eder ama biz 1 ay para almazsak büyük sıkıntı yaşarız.”
KONFEDERASYONLAR ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMUYOR
Eskişehir Şişecam’da çalışan işçi ise hijyen tedbirlerinin dışında kalp, astım gibi kronik hastalığı olanların 14 gün idari izne çıkarılmaya başlandığını ve bunun Şişecam’ın tüm fabrikalarında uygulanmaya başladığını aktardı. “Özelikle bizim gibi bin küsur kişinin çalıştığı yerlerde elbette alınan yeterli değil” diyen işçi şöyle devam etti: “Konfederasyonların adım atması lazım. Topyekun bir mücadele verilmesi lazım. Nasıl işveren dernekleri, odaları, sendikaları bir araya gelip işverene baskı kuruyorsa konfederasyonlarında bir araya gelip hükümete baskı kurmaları gerekiyor. Doğru düzgün bir açıklama bile yok.”
Açıklanan “Ekonomik Kalkınma Paketi” işçiler için değil işverenler için açıklandığını ifade eden işçi, “Hepsi zincirin birer halkası. Konfederasyonların da bu noktada dahil olması, bastırması gerekiyordu. Çalışanları korumak adına birtakım öneriler sunması, bu önerilerin gerçekleşmesi için baskılar kurması gerekiyordu ama hiç ellerini taşın altına koymuyorlar” diye konuştu.
İŞSİZLİK FONUNU İŞÇİ İÇİN KULLANSINLAR
500 civarı işçinin bulunduğu Ateşsan Kağıtçılık da çalışan işçi dezenfektan ilaçlarının koyulması, şoförlere ıslak mendil verilmesi dışında bir önlemin alınmadığını aktararak şunları söyledi: “İşler durur mu durmaz mı diye bekliyoruz. İlk başlar da bize bir şey olmaz diyen işçiler vardı. Vakalar artıkça, ölüm haberleri geldikçe tedirginlik artmaya başladı. Artık öyle diyen işçiler de “iş ciddi, gidişat iyi değil” demeye başladı. Benim düşündüğüm bize verecekleri izin ücretli mi olacak, ücretsiz mi olacak? Sıkıntı orada. Olması gereken herkesin ücreti izne çıkması. Tabi senelik izinlerimizden alacaklar diye kaygımız da var. İşsizlik fonunda milyarlarca lira para var. Onu işçi için kullandırsınlar. Herkesin borcu var, evlenecek arkadaşlar var. Ev kredi borcu olan insanlar var.”
HERKES TATİL İSTİYOR AMA TOPLANIP DİYEMİYOR
250 işçinin bulunduğu Çelikler Alimünyum’da çalışan işçi, dezenfektan koymak dışında bir önlem alınmadığını belirtti. “Normal işimize devam ediyor” diyen işçi şöyle devam etti: “Serviste beraberiz, yemekhane dip dibeyiz. İşyerinde de ister istemez herkes bir şeylere dokunuyor ve sen de ona dokunuyorsun. Birbirine mal alıp veriyorsun. İki üç kişi yan yan çalışıyor. Sonuçta birbirimize mal verirken ister istemez birbirimize temas ediyoruz. Asıl kaygım servis. 35 kişilik servis. Kronik hastalıkları olan insanlar var. Kamuda kronik hastalara izin veriliyor ama özelde geçerli değil. Kötümser bir hava var fabrikada.
Kendi aralarında herkes diyor tatil edilmeli diye ama toplanıp gidip ustabaşına söyleyelim demiyorlar. Fabrika bizim için büyük risk. Elden ele mal veriyoruz yan yana çalışıyoruz. Aynı yere gidip su içiyoruz. Aynı anda yemekhane ful dolu oluyor. 4 kişilik masalarda 4 kişi yemek yiyoruz.”
ÖNÜNE GEÇİLMEZ BİR HAL ALMADAN…
Yaklaşık 150 işçinin çalıştığı Orego Ambalaj’da yemek masaları 4’ten ikiye indirilmiş, dezenfektan sayıları iki katına çıkarılmış, uyarılar asılmış. Geçtiğimiz günler de bir uzmanın gelip 10 dakika konuşma yaptığını aktaran işçi, “Uyarılar yapılıyor ancak yan yana çalışıyoruz. Birbirimize malzeme veriyoruz. Yüz yüze gelmesen bile arkadaşının dokunduğu yere bir şekilde dokunuyorsun. Ellerini yıka diyorlar ama makineler çok hızlı olduğu için işçinin bunu yapma şansı yok. Okulları kapatıyorlar ama bir fabrikada bir kişi hastalığında herkes hastalanacak. Okuldan farklı değil ki bu anlamda. Dolayısıyla yayılmasının hızlı olacağı bu dönemde işçilerin ücretli izne çıkarılması lazım. Yoksa önüne geçilmez bir hal alacak” diye konuştu.