ODTÜ’de öğrenciler de çalışanlar da tedirgin
Koronavirüs nedeniyle eğitime ara verilen ODTÜ'de öğrenciler ve çalışanlarla alınan önlemleri ve yaşamlarına etkilerini konuştuk. Yurtta kalan öğrenciler ve çalışanlar belirsizlikten endişeli.
Buse VURDU
Ankara
Koronavirüs nedeniyle eğitime ara verilen ODTÜ'de kalan öğrenci ve çalışanlar sürecin belirsizliğinden endişeli. Öğrenciler eğitimlerine nasıl devam edebilecekleri ve kampüste yaşamlarını nasıl sürdürebileceklerini düşünürken, işçiler ise işten çıkarma ve ücretsiz izin dayatması ile karşı karşıya.
Koronavirüs nedeniyle üniversitelerde 3 haftalık tatil süreci başladı. 30 binin üzerinde nüfusa sahip ODTÜ’de, YÖK’ün üniversitelerde eğitime ara verme kararı sonrası hayat neredeyse durma noktasına geldi. Rektörlük tarafından öğrencilere atılan maile göre 18 Mart itibariyle yurtların yüzde 85’i boşaldı. Tatilin ilk günlerinden itibaren yurt kantinlerinin birçoğu 3 hafta boyunca kapalı olacağını duyururken, çarşıda bulunan kimi işletmeler ise yavaş yavaş kapanmaya başladı. Her geçen gün biraz daha boşalan ODTÜ’de öğrenciler ve çalışanlar ile koronavirüs karşısında alınan önlemleri ve yaşamlarına etkilerini konuştuk.
"AİLE BASKISINDAN MEMLEKETE DÖNECEĞİM"
İlk olarak Sağlık ve Rehberlik Merkezi’nin (SRM) yolunu tutuyoruz. Virüs endişesiyle olsa gerek, kampüsün geri kalanına göre daha hareketli olan bu alanda bir erkek öğrenci ile konuşuyoruz. Ailesinin Ardahan’da yaşadığını, memlekete dönmesi için çok ısrar ettiklerini ifade eden öğrenci, “Burada kalmak daha güvenli ama baskıya dayanamadım. Şimdi 19 saat yol gideceğim, artık kim öle kim kala! Bir şey varsa onlara da bulaşabilir ama çok ısrar ediyorlar” diyor. O sırada yurttan valizleriyle çıkan iki kadın öğrenciyle daha karşılaşıyoruz. Kampüsü terk eden öğrenciler açısından aile baskısı kadar “Burada ne yiyip ne içeceğim” endişesi de öne çıkıyor.
"KIZIM EVDE HASTA, BEN BURADAYIM"
SRM’de çalışan sağlık ve büro emekçilerinin aktarımına göre öğrencilerin önemli bir kısmı aynı kaygılarla memleketlerine gidiyor. Yola çıkmadan önce sağlık merkezine valiziyle gelip ateşini ölçtüren, tahlil yaptıran öğrenci sayısı azımsanamayacak durumda… SRM çalışanlarına “Peki sizde durumlar nasıl?” diye soruyoruz. İçlerinden biri, çocuğu olan sağlık çalışanlarına izin verilmemesine tepki gösteriyor. 10 yaşında bir kızı olduğunu ifade eden sağlık çalışanı, “Kızım evde hasta, ateşi var çocuğun. Ben buradayım. Tarçınlı nane-limon yapmak istemiş geçen. Telefondan fotoğraf atıyor ‘Anne böyle mi yapılıyor’ diye. Bize de izin vermeleri gerek” diyor. O sırada orada bulunan bir kadın büro emekçisi ise bulundukları birimin inisiyatifiyle bugünden itibaren yıllık izinlerini kullanmalarının önünün açıldığını ifade ediyor. Ancak sürecin nasıl işletileceğine ilişkin kimsenin geniş bir bilgisi bulunmuyor.
"KAPANAN İŞYERLERİ ARTACAK"
SRM’den çıkıp çarşıya yöneliyoruz. Normalde günün neredeyse her saati dolu olan çarşıda müşteri sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. İlk olarak kırtasiyelerden birinde çalışan bir erkek işçi ile konuşuyoruz. Çarşıdaki birçok yerin çalışanları ücretsiz izne çıkarmaya hazırlandığını ifade eden işçi, kendilerinde ise durumun farklı olduğunu söylüyor. ODTÜ yönetiminin dükkan kiralarını tam istemesi nedeniyle çarşı esnafının işten çıkarma veya ücretsiz izne yöneldiğini dile getiren işçi, “Biz biraz bastırınca patron ücretli izne çıkarmak durumunda kaldı. Diğer yerlerde çalışanların da ücretli izne çıkarılması lazım” diyor.
"ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARSALAR NE YİYECEĞİZ?"
Erkek işçinin yanından ayrılıp restoranlardan birine yöneliyoruz. O sırada bir dükkanın daha kapandığını görüyoruz. Normalde oldukça işlek olan restoranlardan birinde çalışan bir kadın işçi ile sohbete başlıyoruz. Gidişatın belirsizliğinin kendini tedirgin ettiğini dile getiren kadın işçi, ücretsiz izne çıkarılmaları durumunda geçinemeyeceklerini ifade ediyor. “Bir kızım var, kiram var, kredi borcum var. Ücretsiz izne çıkarsalar ne yiyip ne içeceğiz, borcumuzu nasıl ödeyeceğiz?” diye soruyor. Hükümet tarafından yapılan açıklamaları tatmin edici bulmayan kadın işçi “Stoğumuz var” açıklamalarına da tepki gösteriyor: “Stoğumuz var deyip duruyorlar ama paran olmadıktan sonra ne alabilirsin ki? Ne yiyip içeceğiz biz o kadar zaman? Bu iş uzarsa, ücretli izin vermezlerse ülkede suçlar artar. İnsanlar hırsızlık da yapar gasp da yapar. Devletin bunları düşünmesi, destek olması gerekiyor”.
"DÖNEM BÖYLE BİTERSE BİZ DE BİTERİZ"
Kadın işçinin endişelerini, henüz açık olan yurt kantinlerinden birinde çalışan bir erkek işçi daha paylaşıyor. “Evde tek çalışan benim, burası da tek işim. Kantin kapanırsa ne yaparız diye düşünüyorum kara kara” diyen erkek işçi, sürecin uzamasından oldukça tedirgin. Küçük yaşta bir kızının olduğunu söyleyen işçi “Eşim çocuğa baktığı için çalışamıyor. Kreşe versek de eşim çalışsa desek, kreş fiyatları ortada. Eşime verecekleri ücret de ortada… Tek ben çalışırken de buranın kapanması demek bizim bitmemiz demek. Dönem böyle biterse biz de biteriz” diyor.
"SÜRECİN BELİRSİZLİĞİ ENDİŞELENDİRİYOR"
Son olarak eve dönüş yolunda bir erkek öğrenciyle sohbet ediyoruz. Yüksek lisans başvuruları için belge toplamaya çalıştığını ifade eden öğrenci de herkes gibi sürecin belirsizliğinden endişeli. Üniversiteyi normal süresinden önce bitirebilmek için çabaladığını, mezuniyet döneminde ise bu durumla karşılaştığını dile getiren öğrenci, tatille birlikte ne maillerine karşılık alabildiğini ne de ihtiyacı olan belgeleri toplayabildiğini söylüyor. Yurt dışında yüksek lisans yapmak istediğini ifade eden öğrenci, mevcut durumda ne yapacağını bilemediğini dile getiriyor.
YURTDIŞINDAN GELEN ÖĞRENCİLER YURTLARDA BEKLİYOR
ODTÜ'de nüfus üniversitelere verilen tatil nedeniyle her geçen gün biraz daha azalıyor. Yaklaşık 90 ülkeden 1000'in üzerinde uluslararası öğrencinin eğitim aldığı ODTÜ’de, tatil sürecinde kampüste kalanların çoğunu uluslararası öğrenciler oluşturuyor. Türkiye’de ve geldikleri ülkede yaşananları endişeyle takip eden öğrenciler, ODTÜ’de nispeten güvenli olduklarını düşünüyorlar.
"KALDIĞIM ODA DEZENFEKTE EDİLMEDİ"
İlk olarak konuştuğumuz Azerbaycanlı bir kadın öğrenci, risk grubunda bulunan ailesi için tehdit oluşturmamak adına kampüste kalmayı tercih ettiğini söylüyor. Kaldığı yurtta kendinden başka kimsenin kalmadığını belirten öğrenci, kampüsü dışarıya göre daha güvenli bulduğunu dile getiriyor. Boşalan odaların dezenfekte edildiğini ancak kaldığı odanın edilmediğini dile getiren öğrenci, bu duruma bir çözüm bulunması gerektiğini düşünüyor.
"AİLEMDEN UZAK OLDUĞUM İÇİN KORKUYORUM"
Ardından konuştuğumuz Cezayirli bir kadın öğrenci ise süreci endişeyle takip ettiğini dile getiriyor. Geldiği ülkede de durumun kötü olduğunu anlatan öğrenci “Gidemedim çünkü durum orada da iyi değil” diyor. Ailesinden uzakta olduğu için korktuğunu dile getiren öğrenci, her gün temizlik yaptığını ve sık sık kolonya kullandığını ifade ediyor. Kampüs içerisinde kolonya alınabilecek yerlere her gün gidip bakmasına karşın bulamadığını anlatan öğrenci, “ Önceden kolonyam vardı, onu kullanıyorum” diyor.
ÜLKESİNDE SERBEST DOLAŞIM YASAĞI VAR
Arnavutluk’tan gelen bir erkek öğrenci ise Türkiye’de kalmasının birçok nedeni olduğunu söylüyor. Yolda virüs kapma riski, ailesine bulaştırma ihtimali ve Arnavutluk’taki serbest dolaşım yasağı nedeniyle gitmeyi düşünmediğini ifade eden öğrenci, “Gitsek ne yapacağız? Evden çıkanlara ceza veriyorlar şu an orada, kimse dışarı çıkamıyor. Burada kampüs boş olduğu için dışarı çıkıp hava alabiliriz” diyor. ODTÜ’de kalan öğrencilerin ve çalışanların süreci ciddiye aldığını düşünen öğrenci, “Bugün dışarı çıktım baktım. Herkes dikkat ediyor” diye ekliyor.
"İKAMET İZNİMİ UZATMAM GEREKİYOR"
Arnavutluk’tan gelen bir diğer erkek öğrenci ise yolda virüs kapma ve memlekete döndüğü takdirde karantinaya alınma ihtimali nedeniyle gitmediğini söylüyor. İnşaat Mühendisliği son sınıf öğrencisi olduğunu belirten öğrenci, “Bu dönem son dönem olacaktı ama gördüğünüz gibi en az 3 hafta ertelendi” diyor. İkamet izninin süresinin dolduğunu ve uzatması gerektiğini ifade eden öğrenci, “Bunları nasıl yapacağımı bilmiyorum yani. Cuma günü gideceğim ya da postayla göndereceğim evrakları kabul ederlerse” diyor.