22 Mart 2020 20:08

Tersane işçileri: Taleplerimiz sadece isteyerek karşılanmaz

"Cumhurbaşkanı Erdoğan koronavirüs tedbirleri kapsamında 21 madde açıkladı ama 21 maddeden bir tanesi bile biz işçilerin yaşamını korumak için değil."

(Arşiv) Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Tersane işçisi
Tuzla

İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde rastlanan koronavirüs dünyayı sarmış durumda. Ne yazık ki ülke olarak biz de virüsten nasibimizi aldık ve ülkede vaka sayısı durmadan katlanıyor. Ölü sayısı ise artmaya devam ediyor. Az çok gündemi takip eden insanlar ülkenin nasıl da sağlığa, eğitime, bilime uzak olduğunu biliyor. Bunların yanında bu ülkede hiçbir iş güvenliği alınmadan çalışan işçiler var. Ben de o işçilerden biriyim.

Çalışanlara ne maske ne eldiven veriliyor ne de ateş ölçerle test ediliyor. Genelde yurt dışından gelen gemilerle çalışıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan koronavirüs tedbirleri kapsamında 21 madde açıkladı ama 21 maddeden bir tanesi bile biz işçilerin yaşamını korumak için değil, tümü sermaye ve yandaşları korumak için. Biz işçilere reva görülen ise makine gibi çalış, hakkını isteme, üretim durmasın, kâr oranı düşmesin. Oysa biz işçiler böylesi ölümcül tehlikeli virüsten korunmak istiyoruz. Ailemizle beraber kalmak istiyoruz. Toplu alanlarda bulunmayın diyorlar. Oysa nasıl bir yerde yemek yediğimizi bilmiyorlar. Hijyen yok, musluklardan sular bile akmıyor, lavaboda sabun yok.

Çoğu işçi böylesi kötü çalışma koşullarında çalışıyor. İki ay önce Yalova Tersanesi’ndeydik. 14 tane Özbek işçi arkadaşımız aynı konteynerde kalıyor ve yer sıkışık olduğu için yatakları birbirlerine yapıştırmışlardı. Aynı zamanda o konteynerde yemeklerini ve çaylarını içiyorlardı.

Arkadaşlarla yaptığımız sohbetlerde taleplerimizin sadece isteyerek karşılanmayacağını biliyoruz. Bir arkadaşımız şunları söylüyor: “Sabah tersanenin girişinde bizim ateşimizi ölçüp içeri alıyorlar, soyunma yerlerine topluca giriyoruz, geminin ambarında ya da makine dairesinde 30-40 kişi bir arada çalışıyoruz, bir önlem var mı yok... Hele de tamir gemilerinde bu durum daha kötü. Biz kendi aramızda konuştuk taşerona söyledik, o da çalışmazsanız yevmiye vermem deyince boynumuzu büküp işbaşı yaptık. Ne yapalım, ev kirası, faturalar, evin ihtiyacı, mecburen çalışmak zorundayım. Hükümet bu durumu bilmiyor mu? Elbette biliyor ama bir yaptırım var mı yok. Burada patrona kıyak işçiye açlık reva görülüyor.”

Bir başka tersane işçisi arkadaşımız “Ben Yalova’da çalışıyorum, sabahları Topçular’da yüzlerce işçi aynı vapura binip tersaneye geliyoruz. Kadrolu taşeron en az bin beş yüz kişi çalışıyoruz. Alınan önlemler ise şunlar: Maske takmak zorunlu, yemekhanelerin girişine dezenfektan konuldu, bir de yemekhanelerde mesafeli ve çapraz oturun diyorlar. Oysa soyunma yerleri rezalet, lavabolarda sabun yok, zaten yemeğe giderken elimizi yıkamak bin bir zahmet... Kirin pasın içinde çalışmaya devam ediyoruz. Şimdiden yevmiyeci çalışanlar korkmaya başladık, işe gelmeyin derlerse ne yaparız herkesin borcu harcı var. Hükümet bir şeyler yapar dedik olmadı, patronlar izin verir diye bekliyoruz ama ücretsiz izin olmasın diye dua ediyoruz. Virüs riskli ama işsiz kalmak daha riskli. Üç çocuk beş nüfusa bir yevmiye ile bakmanın demek olduğunu ben bilirim. Tabi ki ücretli izin olmalı, hastalık küresel ise mücadele ulusal diyorlar. Tersane patronlarına her şey var ama tersane işçisine kolonya, pamuk, sabun, bir de açlık. Başka bir şey yok” diyor.

Bu ölümcül virüsün yayılmaması için işçiler ücretli izne çıkarılmalı. Maske eldiven kolonya ücretsiz verilmeli. Biz de kendi çapımızda işleri yavaşlatarak taleplerimizi haykırmalıyız diyoruz.


VARSA YOKSA ZENGİNLERE BÜYÜK PATRONLARA

Ömer Batın GÜL
İstanbul

Hükümetin koronavirüs salgınına karşı açıkladığı 100 milyar liralık teşvik paketini sorduğumuz Tuzla tersane işçileri, önlem alınmadan çalıştırıldıklarını, hükümetin açıkladığı pakette de sadece patronlara destek çıktığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paketi açıkladığı konuşmasını canlı izlediğini söyleyen genç bir işçi, “Bir sürü sektör sayıldı, kredi-para-finans kelimeleri havada uçuştu. Sonuçta önce büyük şirketler için yapılacak yardımları sayarlar sonra yavaş yavaş esnafa ve bize gelir, ücretli izin veya işsizlikten yararlanabileceğimiz bir şeyler çıkar diye düşünüyordum. Ama hiçbir şey açıklamadan konuşma sona erdi. Akıl alır gibi değil, her gün alt alta, üst üste yabancı ülkelerden gelen gemilerin personeliyle çalışıyoruz ve kimse içi rahat ederek çalışmıyor. Varsa yoksa zenginlere büyük patronlara. Biz emekçilerin halini hiç mi düşünmeyecek bu hükümet?​” diye tepki gösterdi.

"VİRÜS VARSA BULAŞMAMA İHTİMALİ YOK"

Asya’dan ve Avrupa’dan birçok geminin tamir ve bakımı için geldiğini, yabancı gemilerin işçileriyle çalışırken önlem alınıp alınmadığını sorduğumuz bir başka genç tersane işçisi ise şunları söyledi: “Tedirgin olarak ve çekinerek çalışıyoruz. Tersanede iş güvenliği olarak alınan tek önlem ateşleri ölçmek. Gelen yabancı personelin ve her sabah işe giren işçilerin tek tek ateşlerine bakıyorlar, ateşi çok olanları geri yolluyorlar. Ama ateşi olanlar da geri gitmek istemiyor çünkü bu işsizlik günlerinde kazanacağın her kuruşa ihtiyacın var.” Yanındaki işçi ise şu örneği verdi: “Geniş yerlerde temas etmeyeyim diye dikkat edip çalışabiliyorsun ama özellikle dar yerlerde çalışırken mecbur yana yanasın. Geçen bir arkadaşım Asyalı gemi personeliyle daracık bir alanda bir gün boyunca kaynak atmak zorunda kaldı. Buralarda birinde virüs varsa bizlere bulaşmama ihtimali yok.”

ÖNCEKİ HABER

İşçi mektubu: Milyarlar patrona, sabır ve dua işçiye, yıllık izinler de çöpe gidiyor

SONRAKİ HABER

Sağlık çalışanları, Marmaray, Başkentray ve İzban'dan ücretsiz yararlanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa