Hukuk örgütlerinden Yargı Paketi çağrısı: Siyasi mahpuslar da dahil edilsin!
İstanbul'daki çok sayıda hukuk örgütü ortak açıklama yaparak 3. Yargı Paketi ile hayata geçirilecek infaz indiriminin siyasi mahkumlara uygulanmamasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Fotoğraf: Pixabay
İstanbul’da bulunan hukuk örgütleri, bu hafta Meclis gündemine gelmesi beklenen 3’üncü Yargı Paketi’ne ilişkin Adalet Bakanlığına açık mektup gönderdi. Yargı paketindeki infaz indirimi düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılmasının anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirten Hukuk Örgütleri, “Aslolan; bağımsız olmayan mahkemeler tarafından siyasi muhalifler, hak savunucusu avukatlar, insan hakları aktivistleri, gazeteciler hakkında siyasi yargılamaların devasa haksız sonuçlarının ortadan kaldırılmasıdır” ifadelerine yer verildi.
MAHPUSLARIN BESLENME, TEMİZLİK TEDAVİYE ULAŞIMI ZATEN SIKINTILI…
Demokrasi İçin Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, Özgürlükçü İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Katılımcı Avukatlar, Kartal Hukukçular Derneği ve Sosyal Hukuk önümüzdeki hafta Meclise gelmesi beklenilen ve siyasi tutukluların kapsam dışı bırakıldığı 3’üncü Yargı Paketi’ne ilişkin Adalet Bakanlığına açık mektup gönderdi.
Uluslararası sözleşmelere atıf yapılan mektupta Türkiye cezaevlerinde bulunan 300 bin civarında tutuklu ile 150 bin çalışan kamu görevlisi bulunduğu hatırlatılarak, “Genelde toplum sağlığı açısından, özelde mahpusların, mahpus aileleri ve onlarla ilişkili kamu görevlileri ile ailelerinin salgın nedeniyle ikincil zarar görme riskinin önlenmesi önem taşımaktadır” denildi.
Cezaevlerinin yoğunluğu nedeniyle mahpusların beslenme, temizlik, tıbbi tedaviye ulaşım bakımından son derece dezavantajlı durumda olduğunun belirtildiği mektupta şu vurgulara yer verildi: “Salgın nedeniyle mahpusların yaşamı, bedensel ve ruhsal sağlığı her zamankinden daha fazla risk altındadır. Tedbiren uygulanan ziyaret sınırlamaları mahpusların ruh sağlığını daha da olumsuz etkilemekte, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri karşısında mahpusu korumasız kılmaktadır.
EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI
Bu koşullarda Meclis Başkanlığına sunulan yargı paketindeki infaz indirimi düzenlemesinde, anayasal eşitlik ilkesinden ayrılarak siyasi mahpusların kapsam dışında tutulmasının kabul edilemez olduğunun vurgulandığı mektupta, “Aslolan; bağımsız olmayan mahkemeler tarafından siyasi muhalifler, hak savunucusu avukatlar, insan hakları aktivistleri, gazeteciler hakkında adil yargılama ilkesine aykırı, infaz nitelikli siyasi yargılamaların devasa haksız sonuçlarının ortadan kaldırılmasıdır” ifadelerine yer verildi.
TALEPLERİ SIRALADILAR: ADLİ KONTROL, İNFAZA ARA VERME…
Hukuk örgütleri, cezaevinde bulunan 300 bin tutuklu ile 150 bin cezaevi çalışanı ve onların yakınlarının gereksiz acı ve mağduriyetlerine sebep olunmadan alınması gereken önlemleri sıraladı:
- Virüsün etkisi bakımından yüksek risk grubu içerisinde en dezavantajlı pozisyonda olan astım, böbrek ve şeker hastalıkları gibi kronik hastalıkları olanlar; açlık grevindekiler, çocuklar, hamile ve çocuklarıyla birlikte hapishanede kalmak zorunda kalan kadın tutuklular ile 40 yaşın üzerindeki tutukluların öncelikli tahliyeleri sağlanmalıdır.
- Tutukluluk durumunun ceza değil tedbir olduğu gözetilerek, tutuk halinin bir son çare olarak kabulü ile, mesleklerini icra ettikleri için tutulan hak savunucusu avukatlar, politik gerekçelerle cezaevlerinde tutulanlar koşulsuz olarak, diğer tüm tutuklular, gerektiği takdirde başkaca adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakılmalıdır.
- Hükümlüler, salgınla ilgili tedbir mahiyetinde infaza ara verme uygulaması ile ve adli denetim mekanizmaları etkin kullanılarak tahliye edilmelidir. Hali hazırda cezaevlerinde yaşam ve sağlık hakkının korunması için yeterli ve dengeli beslenme ihtiyacı karşılanmalı, cezaevleri düzenli olarak dezenfekte edilmeli, hijyen ve sağlık hakkı gecikmeksizin sağlanmalıdır.
(İstanbul/EVRENSEL)