22 Mart 2020 20:39

Leyla Güven: DTK'de toplumun tüm kesimleri yer aldı, terörize edilemez

Demokratik Toplum Kongresi faaliyetlerine yönelik davalarda verilen cezaları DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven ve Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın ile konuştuk.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Diyarbakır

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) faaliyetlerine son aylarda hapis cezası yağmaya başladı. DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven, Kongrenin Kürt sorununun çözümü ihtiyacından doğduğunu ve içerisinde toplumun tüm kesimlerinin yer aldığını belirterek, DTK’nin terörize edilemeyeceğini söyledi. Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın ise cezaların yargı tarihine utanç sayfası olarak geçeceğini söyledi.

Demokratik Toplum Kongresi çalışmalarına yönelik açılan davalarda son aylarda cezalar yağdı. DTK eski Eş Başkanı Aysel Tuğluk hakkında “terör örgütü yöneticisi olmak” suçlamasıyla yerel mahkemenin verdiği 10 yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. HDP eski Hakkari Milletvekili Esat Canan ve Diyarbakır Barosu eski Başkanı Fethi Gümüş “terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla 7 yıl 6’şar ay hapis cezası alırken, Gazeteci Yazar Vedat Çetin ve İHD MYK üyesi Raci Bilici’ye 6 yıl 3’er ay, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’ya ise 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi. Ceza verilen bu dosyalarda DTK faaliyetleri suç unsuru sayıldı. Diğer yandan ise mahkemede mütalaa veren savcı, Evrensel Gazetesi yazarı ve EMEP MYK üyesi Yusuf Karataş için DTK’deki faaliyetlerinden dolayı 7 buçuk ile 15 yıl arasında ceza istedi.

Yaşananları DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven ve Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın Evrensel’e değerlendirdi.

KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İHTİYACINDAN DOĞDU

Bütün dünyada siyasi partiler ve resmi kurumların dışında sistemle bağı olmayan, yasal yollarla oluşan kurumlar olduğunu dile getiren Güven, bunlardan birinin de kongreler olduğunu ifade etti. Yıllardır devam eden bir çözüme kavuşmayan bir Kürt sorunu olduğunu ifade eden Güven, “Bundan kaynaklı böyle bir kongreye ihtiyaç vardı. DTK böyle bir fikriyat ile doğdu. 2007’de bu fikriyat tartışılmaya başlandı ve somutlaştı. Tüm kesimleri de kapsayan bir kongreydi. Her inançtan ve her ırktan insanlar vardı. 1000 delege ile ilanını gerçekleştirdi. Kısa sürede DTK ses getiren bir kongre oldu. İhtiyaç duyulan konularda sempozyum ve çalıştaylar düzenlendi, komisyonlar kuruldu. Kürt halkı da artık DTK’nin ne dediğine bakar oldu. Kürt siyasetinin önemli şahsiyetleri DTK’de eş başkanlık yapmışlardır. DTK çok önemli işler yaptı. Mesela Mevsimlik Tarım İşçi Çalıştayı düzenlendi. İlk defa böyle bir çalıştay yapıldı” dedi.

ERDOĞAN’I KARŞILAYAN HEYETİN İÇİNDE YER ALDI

AKP’nin iktidara geldiğinde Kürt sorununu kabul ettiğini belirten Güven, “DTK’nin önemli bir yeri olduğunu gördü ve muhatap almaya başladı. Anayasa değişim komisyonunda dönemin meclis başkanı Cemil Çiçek DTK’ye davetiye gönderdi. Erdoğan’ın Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne ziyaretinde dönemin DTK Eş Başkanı Ahmet Türk karşılayan heyetin içerisindeydi. AKP Kürt sorununda başka bir mecraya geçince DTK gibi birçok kurumu terörize etti. Yargı eliyle de bunu hızlandırarak kongrenin işlevini ortadan kaldırmaya çalıştı. Son 3 yıldır çok yoğun bir yargı baskısıyla siyaseten yok edilmeye çalışılıyor. DTK’ye gelen, oturan, kapısının önünden geçen, misafir olarak gelen kişiler yargılanmaya başladı” dedi.

İDDİANAMELERİ HAZIRLAYANLAR 'FETÖ’DEN YARGILANIYOR

Türkiye’de hukukun  Kürtlere hep farklı davrandığını söyleyen Güven, “KCK ana dosyası olarak adlandırılan dosyada bir sürü arkadaşımız alındı. Binlerce insan bu dava ile yargılandı. Bu süreçte de biz gene sesimizi duyurmaya çalıştık. O dönem Adalet Bakanı Sadullah Ergin 5 yılın sonunda ‘Biz yapmadık FETÖ yaptı’ dedi. Ancak Kürt konusunda hepsi ortaklar, farklı düşünmüyorlar. O dönem bu iddianameleri hazırlayan savcılar, hakimler, polisler şu an 15 Temmuz’un ardından yargılanmaya başladı. Örneğin, KCK dosyasında beni yargılayan hakim iki müebbet almış ve şu an cezaevinde. Bunlar şimdi AKP’ye karşı yaptıkları darbe girişimi için yargılanıyorlar. Peki Kürt’e karşı yaptıkları suçlar ne olacak? Bunca zamandır Kürtlere karşı yapılanlar cezasızlıkla sonuçlanmıştır” ifadelerini kullandı.

"CEZALARIN BOZULACAĞINA İNANIYORUM"

DTK’nin meşru ve demokratik bir kongre olduğunu ve  birçok akademisyenin, bilim insanının çalışmalara katıldığını vurgulayan Güven, “Kürt sorununun demokratik çözümü için ne yapılabileceği tartışılmıştır. Bu kongreye AKP’de aktif siyaset yürüten birçok insan katılmıştır. DTK terörize ve kriminalize edilemez. DTK’de çalışma yürüten arkadaşlara verilen cezalar tamamen AKP’nin kendi politikalarını toplumdan gizlemek için ortaya koyduğu bir hamledir. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Artık bu Türkiye’nin tüm toplumuna yansıyan bir durumda. Barış akademisyenleri, gazeteciler bunun örneğidir. DTK’ye verilen cezalar hukuki cezalar değildir. AKP eliyle tamamen bağımlı hale gelen yargının ortaya koyduğu bir cezadır” dedi.

Bu cezaları kabul etmediklerini ve cezalarının eninde sonunda bozulacak olduğunun altını çizen Güven, yargının bağımsız olması gerektiğini belirtti. 5 sene sonra Ergenekon davası ve benzeri davalara kumpas denildiğini hatırlatan Güven, DTK davasının da kumpas olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “AYM’de bu cezaların bozulacağını ve tüm arkadaşların beraat edeceğine inanıyorum. Eğer bir suç varsa eşit yargılanma olmalı. Bu kongreye katılan AKP’liler de yargılanmalı. Bu cezaları veren hakim, savcılar başka hakim ve savcıların karşısına çıkıp hesap verecek. Çünkü hiçbir somut gerekçe olmadan DTK faaliyetleri suç sayılamaz. Burada faaliyet yürütmek nasıl suç olabilir? Bunun aşılması için mücadelemizi her alanda yükselteceğiz. Kürtler bu ülkenin içerisinde demokratik bir çözümden yana. Bundan dolayı yargılanıyorlar. Biz Türkiye bütünlüğü içerisinde çözümün mümkün olduğunu ve bunun Abdullah Öcalan şahsında olacağını düşünüyoruz. Bu sayede Kürt sorunu çözülecektir. Bununla beraber birçok sorun daha var. Ama bu sorunların çözümü için de anahtar kelime Kürt sorunun demokratik çözümü.”

"YARGI TARİHİNE UTANÇ SAYFASI OLARAK GEÇECEK"

DTK faaliyetleri nedeniyle açılan davalar hukuksal anlamda ceza soruşturması ya da kovuşturması olmadığını söyleyen Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, bu davaların ve cezaların tamamen politik amaçlarla olduğunu belirtti. Bir sivil toplum örgütünün faaliyetlerine katılmanın örgüt üyeliği olarak değerlendirilmesinin utanç verici olduğunu ifade eden Aydın, “Asla uluslararası kriterlere uymayan bir yargılama. Hatta TCK kriterlerine dahi uymayan bir süreçle karşı karşıyayız. Dolayısıyla bunları yanyana koyduğumuzda bu soruşturmaların tamamının FETÖ mensubu hakim, savcı ve polisler tarafından yürütüldüğünü gerçeğini de göz önüne aldığımızda tamamen Kürtlerin örgütlenme hakkının önüne bariyer koymaktır. Kürtlerin bütün demokratik faaliyetleri kriminalize edilmeye çalışılıyor ve bunu yargı eliyle yapmaya çalışıyorlar. DTK davalarına ilişkin hukuken söylenecek bir şey yok. Konjoktürel olarak açılan davalar. Türkiye yargı tarihinde bir utanç sayfası olarak geçecektir” diye konuştu.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Kamu personelinin uzaktan veya dönüşümlü çalışabilmesini içeren genelge yayımlandı

SONRAKİ HABER

CHP’li Süleyman Girgin: Kısa çalışma ödeneği şartsız bütün sigortalılara uygulansın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa