Salgından istifade işten atma, ücretsiz izin ve zorunlu yıllık izin başladı
Fabrikalarda yaşananlara bakıldığında işçilerin koşulları giderek kötüleşiyor. İşten atmalar, ücretsiz izinler, yıllık izin gaspı gibi uygulamalar giderek yaygınlaşıyor.
Fotoğraf: Pixabay
Levent GÖKÇEK
İbrahim KIZILYER
İstanbul
2020 asgari ücretinin sermayenin çıkarlarına göre belirlenmesinden sonra Esenyurt-Hadımköy-Avcılar üçgenindeki sanayi havzasında fabrikalar 2018 ekonomik krizi öncesinin temposunu yakalama gayretiyle üretimlerini artırdı. Ancak dünyayı sarmalayan koronavirüs salgını Türkiye’yi de etkisi altına almaya başlayınca işyerlerindeki belirsizlik yine öne çıkmaya başladı.
4-5 aydır dünyada etkileri görülen ama fabrikalarda pek fazla gündem olmayan koronavirüs; ülkemizde okulların tatil edilmesi, maçların seyirsiz oynanması vb gibi uygulamalar hayata geçirilince son 10 gündür işçilerin ana gündemi olmaya başladı. Başlarda “Virüs bize bir şey yapmaz” gibi genel bir eğilim olsa da son dönemde işyerlerinde, servislerde ve yemek molalarında işçiler bu salgını çok daha fazla konuşur hale geldi.
Gıda başta olmak üzere çeşitli işkollarından ve fabrikalarda yaşananlara bakıldığında işçilerin koşulları giderek kötüleşiyor. Sadece çalışma alanında değil, işten atmalar, ücretsiz izinler, yıllık izin gaspı gibi uygulamalar giderek yaygınlaşıyor.
GIDA İŞÇİLERİ:
BIRAKIN HAVA ALMAYI, ARA VERMEDEN ÇALIŞIYORUZ
Patronların koronavirüs salgınını fırsata çevirme tutumu gıda sektöründe de yaşanıyor. Beylikdüzü’nde üretim yapan ve 250 civarında işçinin çalıştığı et üretim fabrikasından görüştüğümüz bir işçi şunları söylüyor: “Koronavirüse karşı fabrikada sadece sınırlı yerlere dezenfekte aleti ve uyarı levhaları asıldı. Toplu olarak işe gidip geldiğimiz servisler ise dezenfekte edilmiyor. İşe giderken çok ciddi tedirginlik yaşıyoruz. BİM ve A101’den çok fazla sipariş var. Akşam saat 22.00’ye kadar çalışıyoruz. Son dönemde pazar günleri de çalışıyoruz. Koronavirüse karşı bağışıklık sisteminizi koruyun diyorlar ama biz fabrikada çok yoruluyoruz ve güçsüz düşüyoruz. Bir yandan da bu salgından dolayı fabrikada arkadaşlar arasında işten atılma ve ücretsiz izin korkusu var.” Fabrikada bir kısım işçinin, koronavirüse yakalananların ve ölüm sayılarının hükümet tarafından gizlendiğini de tartıştığını belirten et üretim işçisi; “Cumhurbaşkanının açıkladığı paketten yine işçiye bir şey çıkmadı. Ailemizi evde bırakıp işe giderken çok tedirginiz” diyor.
HÜKÜMETİN İŞÇİ GİBİ BİR DERDİ YOK
Esenyurt Kıraç’ta kurulu, bir kahve zincirine üretim yapan ve çoğunluğu kadın 150 civarında işçinin çalıştığı fabrikadan bir grup işçi şöyle diyor: “Dezenfektan ve yemekhaneye toplu girmeme gibi önlemler alındı fakat bizce yeterli değil. Mesela üretimde birbirimize çok yakın çalışıyoruz. Yine soyunma odalarında dip dibe giyiniyoruz. Bu soyunma odalarını yönetime söylememize rağmen ‘hiçbir şey yapamayız’ diye cevap aldık. Kullandığımız servislerde de salgına karşı gerekli temizlik yapılmıyor. Bırakın hava almayı, üretime hiç ara vermeden toz duman içinde çalışıyoruz. Havalandırma sistemi çok yetersiz.” Fabrikada AKP’ye oy vermiş işçiler de dahil koronavirüs salgınına karşı faaliyetin durdurulması gerektiğini kendi aralarında tartıştıklarını belirten işçiler; “Üretim yaptığımız kahve zincirinin mağazaları kapalı durumda. Ama biz üretimi artırarak çalışıyoruz. Burada temel gıda üretimi yapılmıyor. Fabrikanın da çalışmaması lazım. Tabi bir yandan ücretsiz izin gibi bir korkumuz da var. Ama en doğrusu bizleri ücretli izine çıkarmaları. Cumhurbaşkanının virüse karşı açıkladığı paket de işçiler gibi bir derdinin olmadığını gördük” diyor.
TAHİN PEKMEZDE MESAİLER ARTTI
Avcılar’da bulunan ve helva, bal, reçel, lokum, pişmaniye gibi çeşitler üreten bir gıda fabrikasından görüştüğümüz bir işçi ise şunları söylüyor: “İnsanlar koronavirüse karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiğini düşündüğü için tahin-pekmez tüketimi artmış durumda. Bizim fabrikada özellikle tahin-pekmez bölümü fazla mesailer ile çok yoğun çalışıyor. Ama bunun işçilere maddi olarak bir karşılığı verilmiyor. Sadece geçenlerde kuru bir başarı belgesi verildi. Fabrikada bu dönemde sağlığımızı tehdit ederek üretim yapıyoruz ama onun bile karşılığını alamıyoruz.”
Uluslararası tekel olan ve Esenyurt’ta kurulu bulunan, yaklaşık 1000 işçinin çalıştığı ve sakız-lolilop üretiminin yapıldığı bir fabrikadan görüştüğümüz işçi ise şunları söylüyor: “Fabrikada beyaz yakalı personeli kısım kısım evden çalıştırıyorlar. Ama biz üretimde çalışmaya devam ediyoruz. Bizim fabrikaya hammadde İtalya’dan geldiği için çok daha endişeli durumdayız. Kısmen tedbirler alınmış olsa da işe huzursuz ve diken üstünde gidip geliyoruz. İşçilerin çoğunluğunun ücretli izin gibi bir beklentisi var.”
LAVABOYA GİTTİĞİMİZDE DAKİKA SAYIYORLAR
Ümraniye Dudullu OSB’de börek, poğaça, kurabiye, unlu mamüller vb. gibi ürünleri yapan ve çoğunluğu kadın olan fabrikadan görüştüğümüz bir grup işçi ise şunları dile getiriyor: “Virüse karşı temizlik ve hijyen konusu sıfır. Hiçbir tedbir alınmış değil. Tuvaletlerde bazen sabun ve kağıt havlu bile olmuyor. Dezenfektan kutuları boş.” “Üretime ara verip hava almaya ve el yıkamaya çıkıyor musunuz?” diye sorduğumuz kadın işçiler şöyle cevap veriyor: “İhtiyaç için lavaboya gittiğimizde bile dakikaları sayıyorlar bir de havalandırmaya mı çıkaracaklar. Zaten fabrikada bölüm bölüm sırayla 3 günlük ücretsiz izine çıkarmalar başladı. Temizlikten, hijyen önlemlerinden bahseden bazı işçileri de hemen ücretsiz izine gönderiyorlar.”
Esenyurt’ta kurulu bulunan ve Türkiye’de yiyecek pazarındaki 128 farklı marka için üretim yapan Cakes&Bakes (BTA) fabrikasında ise işçilerin yarısı zorunlu yıllık izine veya ücretsiz izine çıkartıldı.
ELİMİZİ TEMİZLEME FIRSATI BİLE VERMİYORLAR
Hadımköy Sanayi Bölgesinde bulunan bir metal fabrikasından işçiler; “Yemekhane ve tuvaletler temizlendi. Fabrikanın çeşitli yerlerine el dezenfektanları kondu. Ama önceki dönemden de kalan işlerin yoğunluğundan dolayı öyle belirli aralıklarda elimizi temizleme fırsatı vermiyorlar. Çalışma düzenimiz aynı olduğu için önlemler göstermelik kalıyor. Mesela servislere dair bir önlem yok. Yine toplu olarak biniyoruz ve kritik olan servislerin temizliği iyi değil” diye aktarıyor.
Yine Hadımköy’de araba parçaları üreten başka bir fabrikada da işçiler, benzer uygulamalara ek olarak işçilerin vücut ısısını ölçen alet kullanılmaya başlandığını belirtiyor. Fakat bu durumun işçiler içerisinde “teşhir” olma ve işten atılma korkusu yarattığını söyleyen metal işçisi; “Fabrikada koronavirüs salgınına karşı neler yapılabileceğine dair işçilere eğitim verilmiyor. Bu konuda çok fazla bilgi sahibi değiliz. Aslında fabrikada toplantılar yaparak, uzmanlar tarafından eğitimler verilse tedbir açısından daha iyi olacak” diyor.
DEZENFEKTAN SAYISI YETERLİ DEĞİL
Avcılar Firüzköy’den, Esenyurt Depo’ya kadar uzanan bölgedeki tekstil fabrikalarında da koronavirüse karşı önlemler deyince patronların aklına gelen sadece fabrikanın belirli yerlerine dezenfektan aparatı monte etmek. Fakat işçiler, özellikle büyük işyerlerinde bu aletlerin içindeki temizlik maddesinin hemen bittiğini, yerine yenisinin geç konduğunu ve bu aparatların bile yeterli sayıda olmadığını aktarıyor.
Büyük bir tekstil fabrikasında çalışan bir grup işçi; bant ve üretim yapısını değiştirecek bir önlem alınmamasının, bantlarda işçiler arasında sosyal mesafeyi koruyacak tedbir getirilmemesinin ve bu durumun eski düzende devam etmesinin virüs salgınının etkisini artıracağı görüşünde. Tekstil işçileri söyle söylüyor: “Devlet ve ilgili kurumların denetimi ve yaptırımı yok. Biz işçilere hiç sormuyorlar. Aslında eski düzen çalışmaya devam ediyoruz. Maskeleri bile başka yerlerden bulup getiriyoruz. Hangi maskeyi nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Şuna dikkat edin, buna dikkat edin diyorlar ama en ufak iki parça ürün eksik çıkınca sorguya çekiliyoruz.” Tedirginlik yaratan sorunların başında servislerin temiz ve hijyenik olup olmaması geldiğini dile getiren işçi, fabrikanın bu servisleri denetlemesini istiyor.
SERMAYE SALGINI FIRSATA ÇEVİRDİ
2018 krizini fırsata çeviren sermayedarların, koronavirüs salgınından da yararlanacağı ve “kârdan zarar etmemeye” çalıştıkları çok açık. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın virüse karşı açıkladığı 100 milyarlık paket, tamamen sermayeyi koruma ve patronlara hediye paketi oldu. İşçilerin payına düşen ise; işten atılma, güvencesiz çalışma, düşük ücret, yıllık izinlerden fedakarlık etmek ve ücretsiz izin…
Bu duruma dair sıcak örneklerden biri, Mercedes ve Ford gibi otomotiv tekellerine üretim yapan ve Arnavutköy’de kurulu Al-Kor Makina oldu. Al-Kor Makina’da 18 Mart tarihinde 5 işçinin iş akdi feshedildi. Şirket ise gerekçeyi “ihracatta daralma” olarak söyledi. Yine tekstil sektörünün büyüklerinden Örma Tekstil’in Esenyurt fabrikasında 3 gün önce, yıllık izni olan işçileri zoraki izine çıkardılar. Yaklaşık 7-8 yıldır Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasının yetkili olduğu Örma Tekstil’de toplu iş sözleşmesi ve yıllık izin hakkı ayaklar altına alındı.