25 Mart 2020 00:32
Son Güncellenme Tarihi: 25 Mart 2020 04:36

Fabrikalarda molaların ana gündemi ücretli izin

Aydın Söke'de çeşitli iş kollarında çalışan işçiler koronavirüs salgını karşısında kaygıyla çalışıyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Yoldaş TAŞ
Aydın

Koronavirüs salgını karşısında üretime devam eden fabrikalarda işçiler salgın tehlikesi altında çalışmaya devam ediyor. Aydın Söke Organize Sanayi Bölgesinde bulunan fabrikalarda çalışan işçiler tedbirlerin yetersizliğine ve patronların “Ne olursa olsun üretim sürsün” anlayışına tepkili.

Uçak Tekstil fabrikasında çalışan bir kadın işçi fabrikada üretime ara verilme gibi bir gündemin olmadığını belirterek, “Geçtiğimiz gün iş çıkışında patron hepimizi topladı ve üretime ara vermeyeceğini, iktidarın herhangi bir sokağa çıkma yasağı kararı alana kadar üretime devam edeceklerini söyledi. Diğer fabrikalarda işten atmaların olduğunu fakat Uçak Tekstil’de işten çıkarma veya ücretsiz izin gibi bir durumun söz konusu olmadığını da belirtti. Bizim fabrikada tedbir adı altında birtakım değişiklikler yapıldı ama bunun hiçbir işçiye faydası yok” diye konuştu.

ÜCRETSİZ İZİN VERİRLERSE NE YAPARIZ?

Vardiya girişlerinde işçilerin ateşlerinin ölçüldüğünü ve girişlere dezenfektan sıvı koyulduğunu ifade eden işçi, şunları söyledi: “Yemekhanede ilaçlama yapıldı, artık masada dört değil ikişer kişi çapraz oturuyoruz ve her masaya kolonya bırakıyorlar. İşte böyle çözümlerle koronavirüsle mücadele ettiklerini düşünüyorlar.” Günlük kullanılması gereken maskeyi 3 gün taktıklarını ve patronun maske bulamadığını söylediğini aktaran işçi; “İşçi arkadaşlar çok tedirgin ve korkuyor herkes evde kalmak istiyor. Bunu yüksek sesle dile getirmek zor patron baskısı yüzünden ama molaların ana gündemini ücretli izin oluşturuyor. Herkes ücretsiz izin verirse ne yapacağız ne ile geçineceğiniz sorularını birbirine soruyor ama yanıtlanamayan bir soru içimizde” sözleriyle tedirginliklerini anlattı.

SERVİSLER AĞZINA KADAR DOLU

Fabrikada çalışan bir diğer işçi ise işyerinde 230 işçinin çalıştığı bilgisini vererek, “Herkesin en büyük korkusu fabrikada olası bir salgında evdekilere bulaşması. En başta herkes hafife alıyordu açıkçası fakat ölüm oranlarının ve salgının yayılması ile herkes tedirgin durumda. Önceden işe girişte parmak izi okutuluyordu şimdi yüz tanıma sistemine geçilmiş durumda. Ateş ölçülüyor ama bunun bizim faydamız için olduğunu düşünmüyorum. Alınan bazı önlemler var ama serviste, iş çıkışında ağzına kadar dolu bir otobüs ile yolculuk edince gün içerisinde ne kadar önlem alırsan al bir faydası olmaz” diye konuştu.

"MASKE FİYATLARI UCUZLAYANA KADAR ALAMAYACAKMIŞ"

DVS İplik fabrikasında çalışan kadın işçiler diğer fabrikalarda uygulanan dezenfekte ve maske gibi önlemlerin bile alınmadığını belirterek sadece ateş ölçümü yapıldığını söyledi.  İşyerinden kendilerine “Borcum var ödeyemezsem fabrika kapanır, o yüzden ne ücretli ne ücretsiz izin yok” dendiğini aktaran işçiler şunları söyledi: “İplik ürettiğimiz için fabrikanın içi nefes alınamayacak kadar tozlu, sürekli nefes almakta zorlanıyoruz. Normalde bu salgından önce bizlere zorunlu olarak maske veriliyordu ve bu maskeyi takmayana tutanak tutuluyordu. Şimdi ise vardiya amirleri dışında kimseye maske verilmiyor. Dendiğine göre maske fiyatları üç kat artmış ve fiyat ucuzlayana kadar maske alınmayacakmış.”

Yemekhanede, çalıştıkları ortamda ve servislerde en ufak bir tedbir bile alınmadığını dile getiren işçiler, “Bir kolonya bile yok elimize sürebileceğimiz, hepimiz korkuyoruz ve işe gitmek istemiyoruz. Fakat geçim yüzünden elimiz mahkum” diye konuştu.  

SÖZDE SENDİKA ÜYESİYİZ AMA YILLIK İZNİMİZ GİTTİ

Yaklaşık bin işçinin çalıştığı Söktaş Tekstil'de üretime iki hafta ara verildi. Verilen aranın yıllık izinlerinden kesildiğini belirten işçiler patrona ve üyesi oldukları TEKSİF Sendikasına tepkili. Beş yıldır Söktaş fabrikasında çalıştığını belirten genç bir işçi; “Hastalık gençler için değil 60 yaş üstü için tehlikeli diyorlar ama sonuçta bu hastalığı eve taşımak durumu da var. Bu bakımdan en azından bu salgın durumunda üretime ara verilmesi olumlu ama bu bizim yıllık iznimizden mi düşürülmeliydi? Bu bir fırsatçılık değilse ne peki? Bu gibi durumda işçilerin 2 haftalık yıllık iznine göz dikmek doğru mu? Sözde sendika üyesiyiz ama sendikanın ne bu sürecin başında ne de karar alınırken işçiler ile en ufak bir teması olmadı. Bizim kazanılmış hakkımızı bizlerin haberi olmadan patronla masa başında geri alıyorlar” diye konuştu.

"ONLARA MİLYARLAR, BİZE KOLONYA-SABIR"

İktidarın patronların neşesini düşündüğünü belirten işçi, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı çıkmış patronlara neşeniz yerinde diyor. Yahu keyifleri neden yerinde olmasın. O milyarlarca lirayı biz işçilere dağıtsan bizim de keyfimiz yerinde olurdu. Patronlara milyarlar vereceksin bize kolonya sabır diyeceksin. Ben buna değil şu aynı gemideyiz diyenler var ya onlara kızıyorum. Ne aynı gemisi kardeşim adamlar yatlara biniyor sen sandala binemiyorsun. Yıllık izinlerde gittiğine göre denizi bir sonraki yaz görürsün.”

"KRONİK HASTA OLDUĞUMU SÖYLEYEMEM ÇÜNKÜ İŞTEN ATILIRIM"

Tedbir alınıp alınmadığını sorduğumuz Hayal Seramik işçisi şunları anlattı: “Maske dağıttılar bir haftadır aynı maskeyi kullanıyoruz. Ateş ölçümü de sadece bir kere yapıldı. Yemekhane kullanılmıyor onun yerine ekmek arası veriyorlar ve herkes bir köşede yiyor yemeği. Ama üretimde de serviste de dip dibe çalışmaya devam ediyoruz. Benim kronik rahatsızlığım var yani riskli olarak gösterilen grubun içerisindeyim ama işe girişte patrona sağlığım yerinde dediğim için şimdi gidip söyleyemem çünkü işten atılırım. Bir haftadır işten atılmakla ölüm arasında gidip geliyorum böyle bir yaşam sürdürülür mü? Yunanistan limanı kapattı, mallar çıkmıyor ama işverenin üretimi durdurma gibi bir planı yok. Ailem baskı yapıyor bırak işi diye, kendimden değil aileme taşımaktan korkuyorum.”

Paketleme bölümünde çalışan başka bir işçi ise, “İşçiler bu durumdan iktidarı suçluyor. AKP’li olarak bildiğimiz işçiler bile sık sık toplanan vergileri neden harcamıyorsunuz diye suçluyor. İşveren üretime ara vermesi gerekiyor. Bu psikoloji ile daha ne kadar çalışalım. Verilen izin ücretli olmalı yoksa insanları kiralarını bile ödeyemez” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Okur mektubu: Virüs mü Kürtler mi?

SONRAKİ HABER

Yargı Paketinin görüşmeleri haftaya ertelendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa