AB ve koronavirüs: Kemer sıkma politikası öldürür!
Troyka’nın kemer sıkma politikasına karşı Güney Avrupa’daki slogan “Kemer sıkma öldürü” şeklindeydi. Şu anda bu sloganın ne anlama geldiği eskisinden çok daha açık.
Madrid'deki Ifema Kongre ve Sergi Merkezi'nde Kovid-19 salgını nedeniyle 5 bin 500 yatak kapasiteli geçici hastane oluşturuldu. | Fotoğraf: EPA-EFE/Madrid Bölgesel Yönetimi/AA
Alexis PASSADAKIS
Der Freitag
İtalya’daki sağlık krizi, ülkenin içinde bulunduğu mali krizden sonra banka kurtarma işleminin bir sonucudur. Hastanelerin bunun için feda edilmiş olması şimdi bir tehlike haline geliyor.
Roma, Ağustos 2011: İtalya hükümetinin posta kutusunda Avrupa Merkez Bankasından (ECB) bir mektup var. Mektubun sonucu, sağlık hizmetlerini de etkileyecek sert bir kısıtlama dalgası. ECB mektubunda, İtalyan devlet tahvillerinde artan faiz oranlarına karşı korumanın ancak ciddi kesintiler olması halinde garanti edileceğini belirtti.
Ardında Troyka, AB Komisyonu ve Uluslararası Para Fonu vardı. İtalyan hükümeti bu kesintileri uyguladı, sonuç olarak ülkedeki hastane sayısı yüzde 15 düştü. Mevcut pandemideki sağlık sistemi krizi, bu kemer sıkma politikasının bir sonucudur.
TEK BİR AB ÜLKESİ YARDIM ETMEDİ
Ve Güney Avrupa ülkesi, şubat ayı sonunda AB Sivil Koruma Mekanizması bağlamında korona salgını karşısında acil destek istediğinde, hiçbir şey elde edemedi. Tek bir AB ülkesi tıbbi malzeme veya personel göndermedi.
Bu tepkisizlik öyle kendiliğinden olmadı, belli bir geçmişi vardı. Koronavirüs, AB’de en az on yıl süren sert kemer sıkma politikaları tarafından tüketilen sosyal altyapılara saldırıyor. 2007 ve 2008 mali çöküşünde başlayan avro bölgesi krizinde AB Komisyonu ve ECB, bankaları ve diğer finansal piyasa aktörlerini yaşatmak ve milyarlarca avro ile kurtarmak için her türlü çabayı gösterdi.
Toplumsal sorunlara yapılan kamu harcamalarının büyümeyi engellediği söyleniyordu. Bu nedenle sağlık sistemleri yeniden yapılandırıldı ve neoliberal kavramlar doğrultusunda kamu bütçeleri kısıtlamaya uğratıldı.
YUNANİSTAN EN AĞIR DARBEYİ YEDİ
Bu sadece İtalya’yı etkilemedi; İspanyol hükümeti de bir kısıtlama programı imzalamak zorunda kaldı. Sonuç olarak, sağlık sistemine yapılan harcamalar sadece 2012 yılında yüzde 5,7 oranında azaltıldı.
Ancak Yunanistan’ın en ağır darbeye maruz kaldığı biliniyor: 2009 ve 2016 yılları arasında hükümet fonları neredeyse 16,2 milyardan 8,6 milyara, yarı yarıya azaltıldı. 13 binden fazla doktor ve 26 binden fazla sağlık çalışanı işten atıldı. 137 hastanenin 54’ü kapatıldı ve kalan hastanelerin bütçesi yüzde 40 azaltıldı.
2011 ile 2016 yılları arasında yaklaşık on bir milyon insanın üç milyonundan fazlası sağlık sigortasının korunmasından tamamen düşürüldü. Yunanistan Sağlık Bakanlığı düşük maliyetlerin, “mali yönetimdeki verimlilik iyileştirmeleri sonucunda” sağlandığını açıkladı.
Troyka’nın kısıtlama politikası bu krizin sorumlularındandır
PEKİ ALMANYA NE YAPTI?
O dönemin Berlin’deki CDU-SPD koalisyonu, bu durumdan sevinç duydu. Federal Hükümet, Uluslararası İşbirliği Topluluğu’nun (GIZ) yardımıyla, Yunan sağlık sisteminin yeniden yapılandırılmasında Troyka adına bir “yönetici” idi. Onun bakış açısına göre, 2012 yılında Yunan sağlık sisteminin kapsamlı bir şekilde tahrip edilmesi şu şekilde olacaktı: “Federal Hükümet, Yunan hükümetinin çıkarına olan iş birliği sözleşmelerinin gerekli yoğunlukta uygulanacağını varsayıyor.”
Mevcut korona salgınının ardından, Almanya hükümeti koruyucu tıbbi kıyafetlerin komşu ülkelere ihracatına yasak getirdi. Diğer pek çok başkentte de bu adım kaydedildi.
AB İç Pazar Komiseri Thierry Breton -şimdiye kadar- en güçlü AB ülkelerinin bu tek taraflı eylemini eleştirmekten kaçındı. Komşu ülke İtalya’ya yönelik yetersiz sınır kapatmalar ise Paris’te sert eleştirilere neden oldu. Almanya da şimdilerde korona krizinin ekonomik çalkantılarıyla başa çıkmak için fren yapıyor.
İtalya AB Ekonomi Komiseri Gentiloni, geçen pazartesi Eurogroup toplantısı bağlamında, Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) aracılığıyla hızlı şekilde fon sağlamak için kampanya yürütürken, Federal Maliye Bakanı Scholz ortalıkta görünmedi. Bir sonraki karara kadar ucuz ESM kredisi alınamayacak. Gittikçe çok kutuplu hale gelen dünya düzeninde Federal Hükümet insanlığı kalmamış dominant Avrupalı aktör olarak belirginleşiyor.
ÇİN, AVRUPA ÜLKELERİNE YARDIM GÖNDERDİ
Bu arada Çin hükümeti, pandemi ile mücadelede tıbbi malzemeler ve personel göndermelerinde halk sağlığı desteği sağlayabildi. İspanya, Sırbistan ve diğer ülkelerde Çin’den yardım teslimatı bekleniyor.
Son on yılda Berlin’deki büyük koalisyon tarafından uygulanan Avro Bölgesindeki sosyal altyapının tahribatı politikasının, korona salgınıyla mücadeleyi daha zorlaştıracak ve ölümlere yol açacak bir faktör olduğu ortaya çıktı.
Troyka’nın kemer sıkma politikasına karşı Güney Avrupa’daki slogan “Kemer sıkma öldürür” şeklindeydi ve hâlâ Atina’nın merkezinde bir duvarda okunabiliyor. Şu anda bu sloganın ne anlama geldiği eskisinden çok daha açık.
(Çeviren: Semra Çelik)