26 Mart 2020 01:29
/
Güncelleme: 02:32

Demir çelik işçileri: İşimiz zaten yüksek riskli, ücretli izin verilmeli

İzmir'de kurulu demir-çelik fabrikalarında çalışan işçiler ücretli izin istiyor: "Varsayalım bir arkadaşımızın hasta olduğu fark edilmedi ve birdenbire fenalaştı. Ne olacak? İlla başımıza mı gelmeli?"

Demir çelik işçileri: İşimiz zaten yüksek riskli, ücretli izin verilmeli

Turan KARA
İzmir

Koronavirüs salgını ülke genelinde yayılırken fabrikalardaki tedirginlik had safhaya çıkıyor. Ufak bir ihmalde telafisi mümkün olmayan kazaların yaşandığı demir çelik sektöründe çalışan işçiler, “İşimiz zaten yüksek riskli, ücretli izin istiyoruz” diyor.

Aliağa’da kurulu demir çelik ve petrokimya işletmelerinde çalışan pek çok işçi bakanlığın genelgesinden bu yana idari izne gönderildi. HABAŞ iki haddehane işletmesinde üretimi durdururken, çelikhanedeki bir ocağın da çalışmadığını anlatan işçiler bunun üretimin yüzde 40 düşüğü anlamına geldiğini söylüyor. İşçiler içinde bulundukları durumu şöyle anlatıyor: “Belli bir yaşın üstündekiler ve rahatsızlığı olanlar izne gönderildi. Yakında fabrika da duracak söylentisi var. Tedirginlik var hepimizde. Sadece kendimiz için değil, evdekileri de korumakla yükümlüyüz. Örneğin limanla ilgili söylentiler var, orada arkadaşlara bulaştı diye, kesin olup olmadığı belli değil. Hastalık bulaşır ve evdekilere de bulaştırırız diye endişeliyiz. Bir başka endişemiz ise çalışmadığımızda ücret alamamak. Fabrikada durdurulan yerlerin ne zamana kadar durdurulduğu belli değil. Sendika olanlar hakkında yeterli bilgilendirme yapmıyor.”

"SERVİSLERDE DİP DİBEYİZ"

İzmir Demir Çelik’te çalışan bir işçi ise “Bakanlığın açıklamasından sonra hastalığı olanlar, yaşı ilerlemiş olanlar idari izne çıkarıldı. Ateş ölçer, dezenfektan gibi önlemler fabrikada yeni yeni alınmaya başlandı. Ama işletme zaten baya kirli ve tozlu bir yer. Vardiya bitimi yeterince temizlenme olduğu söylenemez. Servislerde dip dibe gidip geliyoruz. Herkesin kafası dalgın diyebilirim” dedi. Demir çelik sektöründe çalışan işçiler diğer iş kollarına göre daha tedirgin. Çünkü iş kazalarının yüksek olduğu bu işletmelerde küçük kaza diye bir şey neredeyse yok. Aksine küçük bir ihmal telafisi imkansız kayıplara yola açabilir. İşçiler bu duruma dikkat çekiyor: “Varsayalım bir arkadaşımızın hasta olduğu fark edilmedi ve birdenbire fenalaştı. Ne olacak? İlla başımıza mı gelmeli?​”

"ÜCRETLİ İZİN VERİLMELİ"

İşçiler zaten üretimin epey düştüğünü, herkesin sokağa çıkma yasağını beklediğini söylüyor. Patronların da işçileri canından bezdirerek ücretsiz izne razı etmeye çabaladığını anlatan bir işçi, “Bu durum nereye kadar varacak bilmiyoruz. Herkes devletin ve şirketin ağzının içine bakıyor. Bir an önce ücretli izin verilmeli ama sanki inada bindirdiler. Devletin gösteriş yaptığı ortaya çıktı. Elektrik, su, doğal gaz faturalarını öteleyeceğiz, vergi almayacağız diyemiyor. Neden, her şeyi satmış çünkü. İşsizlik fonu var rahat olun diyemiyor. Böyle zamanlarda büyük devlet falan her şeyin lafta olduğu ortaya çıkıyor” diyor.

Bir başka işçi ise “Bir komşum var. Kendisi kahvehanede çalışıyordu, bir oğlu da restoranda. İşyerleri kapandı. Açılana kadar göndermişler ikisini de. Bir gelirleri yok şimdi. Beslenmesi lazım, kredi taksitleri var, birbirlerine güvenmişler, ev almışlar bankadan kredi çekerek. Ne yapacağız diye düşünüyor. Konuşurken ben mahvoldum. Pazara gidecek para yok şimdi onlarda, ne olacak bu milletin hali?​” diye soruyor.

Evrensel'i Takip Et