İnfaz düzenlemesinde fırsatçılık: İlan almayan gazeteler cezaevine alınmayacak
İktidar, infaz düzenlemesine Basın İlan Kurumundan ilan ve reklam almayan gazetelerin cezaevlerine alınmamasını öngören bir madde de ekledi.
Fotoğraf: Evrensel
Gözde TÜZER
İstanbul
Koronavirüs riski altındaki cezaevlerindeki mahpusları yakından ilgilendiren 3'üncü Yargı Paketindeki infaz düzenlemesine Basın İlan Kurumundan (BİK) reklam almayan gazetelerin cezaevlerine alınmamasını öngören bir madde de eklendi. Düzenlemeye tepki gösteren CHP PM üyesi İlhan Cihaner, "Basın İlan Kurumunun ilan ve reklam mekanizmasını sopa gibi kullandığı çok açıktı. BİK’in üstü örtülü sansür mekanizması olarak çalıştığını biliyorduk" dedi. Cihaner, karara tüm gazetelerin karşı çıkması gerektiğini belirtti.
Gazeteciler ve siyasi tutukları kapsamamakla ve cinsel suçlar ile uyuşturucu suçlarına ceza indirimi getirmesiyle eleştirilen 3'üncü Yargı Paketindeki infaz düzenlemesine, siyasi iktidarın bir fırsatçılığı daha yansıdı. Düzenlemedeki "Süreli ve süresiz yayınlardan yararlanma hakkı" başlığı altındaki bir maddede "Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası (ISSN) veya Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) almayan süreli ve süresiz yayınlar ile Basın İlan Kurumu aracılığıyla resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazeteler ceza infaz kurumuna kabul edilemez" kararı yer aldı. Düzenlemenin bu şekliyle kabul edilmesi durumunda BİK'ten resmi ilan almayan gazeteler cezaevlerine alınmayacak.
"BU BİR SANSÜRDÜR"
Düzenlemenin ilgili bölümünü Twitter hesabından paylaşan CHP Parti Meclisi Üyesi ve Hukukçu İlhan Cihaner, "İktidardan bir fırsatçılık ve atı alıp Üsküdar’a geçme klasiği daha! Ne ilgisi varsa İnfaz Yasa teklifine/çalışmasına, Basın İlan Kurumu’ndan ilan ve reklam almayan gazetelerin cezaevlerine alınmasına yasak getirilmesi hükmü konulmuş" ifadeleriyle iktidarın fırsatçılığına tepki gösterdi.
March 26, 2020
Cihaner, Evrensel'e yaptığı değerlendirmede de “Bu kabul edilebilir değil” diyerek kararın, yargının baypas edilmesi anlamına geldiğini sansür olduğunu ifade etti.
Bu şekilde Basın İlan Kurumunun cezaevi idarelerine müdahale ettiğini belirten Cihaner, “Basın İlan Kurumunun ilan ve reklam mekanizmasını sopa gibi kullandığı çok açıktı. Aynı kriter uygulandığında daha ağır yaptırımlara maruz kalması gereken hükümete yakın yayın organları görmezden geliniyorken, sadece muhalif olan gazetelere suçlamaların getirilmesi BİK’in siyasi mekanizma olarak çalıştığının bir göstergesi. BİK’in üstü örtülü sansür mekanizması olarak çalıştığını biliyorduk” dedi.
İnfaz düzenlemesine konulan hükümle beraber bu durumunun Basın İlan Kurumunu cezaevi idaresinin bir parçası haline getirdiğini söyleyen Cihaner, “Cezaevi idaresinde, verilen her türlü karar, infaz hakimleri ya da cumhuriyet savcılarının denetimine tabidir, onların sorumluluğundadır. Şimdi BİK fiili olarak bir gazeteye ilan ve reklam vermediği zaman, bu aynı zamanda cezaevlerine de gazetenin sokulmaması anlamına geliyor” diye konuştu. Cihaner karara tüm gazetelerin karşı çıkması gerektiğini belirtti.
Basın İlan Kurumu tarafından gazetemiz Evrensel’e verilen ilan ve reklam kesme cezasının 6 aylık süresi 28 Mart’ta son buluyor. 28 Mart’a kadar karar geri çekilmezse Evrensel ilan ve reklam alamayan gazeteler statüsüne geçecek.