Hacettepeli öğrenciler kalmadıkları yurdun ücretini ödemek istemiyor
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, okulların tatil edilmesinin ardından yurtta kalmadıkları bu süreçte yurt ücretlerinin istenmesine tepki gösterdi.
Fotoğraf: Evrensel
Melodi TAŞ
Ankara
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, koronavirüs nedeniyle okulların tatil edilmesinin ardından yurtta kalmadıkları bu süreçte yurt ücretlerinin istenmesine tepki gösterdi. Üniversite tarafından bu süreçte alınan ücretler nedeniyle olası bir yaz döneminde ücretler alınmayacağı söylense de öğrenciler daha net bir açıklama bekliyor. Öğrenciler yurtlara sadece kullandıkları zaman ücret verilmesini istiyor.
Koronavirüs nedeniyle üniversitelerin öğrenime ara vermesi, birçok öğrencinin çeşitli endişelerle yurtları alelacele terk etmesine neden oldu. Hacettepe Üniversitesinde de yurtlarda kalan öğrenciler, hijyen koşulları ve geçinme endişesiyle ailelerinin yanına döndü. Tatilin başlamasından kısa bir süre sonra Hacettepe Üniversitesi tarafından yurt ücretlerinin yaz dönemine kadar ödenmeye devam edileceğine, olası bir yaz döneminde ise öğrencilerden ücret alınmayacağına ilişkin bir açıklama yapıldı. Öğrenciler, karara sosyal medyada #hacettepeyurtücretialma etiketliyle tepki gösterdi. Rektör Haluk Özen ise tepkiler üzerine bir açıklama yapacağını duyurdu.
"GEREKEN ÖNEM GÖSTERİLMEDİ"
Evrensel'e konuşan Eğitim Fakültesinden bir öğrenci, her şeyden önce yurtlarda koronavirüs karşısında herhangi bir önlem alınmadığını belirterek, hayatlarının zorlaştığını söyledi. Yemekhanede yemek bile verilmemeye başlandığını ifade eden öğrenci, “Onun yerine besin değeri düşük kumanya vb. şeyler dağıtılmaya başlandı. Yiyecek ve temizlik ihtiyacımız karşılansaydı yurtta kalır evimize dönmezdik açıkçası. Çünkü yurt aynı zamanda evimiz. Ancak evimize gereken önem gösterilmedi” diyerek hem yurt içerisinde hem de okul genelinde alınan önemlerin yetersizliğine değindi.
"YURT KOŞULLARI YETERSİZ, ÜCRETLERİ FAZLA"
Bir yıldır yurtta kalan Baran isimli bir diğer öğrenci ise “Hiçbir şekilde yaşadığım yurdun yeterli düzeyde önlem aldığını düşünmüyorum. Ülkede virüsün baş göstermediği zamanlarda bile odaların temizlik süresi haftada ancak ve ancak 1 gün oluyordu ve bu temizlik bazen 2 haftaya kadar aksayabiliyordu” dedi. Yurtlarda yemek hizmetinin sağlanmamasının da büyük bir sorun olduğunu dile getiren Baran, “Yemek olmamasına rağmen yurdun ücreti çok fazla. Bu durumun önüne ya fiyatları düşürerek ya da öğrencilerin belirli isteklerini (yemekhane açılması, çamaşırhane düzenine daha fazla dikkat edilmesi, odaların daha sıklıkla ve düzenli olarak temizlenmesi vs.) yerine getirilerek geçilebilir. Kaldığımız yurdun zaten verdiğimiz parayı hiçbir şekilde hak ettiği yok. Buna rağmen hâlâ yetkililer kalmadığımız günlerin parasını da ödememizi istiyor. Açık bir şekilde sömürüdür bu. Bu durumda yurt ücretlerinin tolere edilmesi gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.
"YURTTA KALSAYDIK HASTALIK KAPARDIK"
Aile ve Tüketici Bilimleri bölümünden bir başka öğrenci ise yurtlarda virüs nedeniyle genel bir temizliğin yapılması gerektiğini söyledi. Öğrencilerin ve ailelerinin koronavirüs karşısında sağlıklı kalmaya çalıştığı bir dönemde yurt ücretlerinin alınmaması gerektiğini ifade eden öğrenciye yine aynı yurtta kalan ve aynı bölümde okuyan bir başka öğrenci de katıldığını belirtti. Yurtlarda uzun süredir temizlik açısından sorunların olduğunu, salgın ile birlikte ise eve dönmek zorunda kaldıklarını söyleyen öğrenci, “Yurttan kaça kaça eve geldik. Ailelerimizde yaşlılar var. Belki bir salgın kapıp gelme düşüncesi vardı ama bizler şansımıza oynadık. Eğer yurtta kalsaydık gerçekten hastalık kapardık” diyerek mecburiyetini açıkladı.
"YURTTA SABUN VE DETERJAN BİLE YOKTU"
İngilizce Öğretmenliği 1. Sınıf Öğrencisi Simay Altıkulaç ise hijyen koşullarının normal zamanlarda da yeterli olmadığını belirterek buna karşılık 380 lira yurt ücreti ödediklerini söyledi. Üniversitelerin tatile girmesine kadar yurtlarda sabun ve deterjan bile bulunmadığını ifade eden Simay, “Buna rağmen kalmadığımız süre için bile yurt ücreti ödememiz isteniyor. Umarım rektör gerçekten mutlu olabileceğimiz bir açıklama yapar.” dedi.
"BU BELİRSİZLİKTE ÜCRET YATIRMAYI REDDEDİYORUZ"
Sosyal medya üzerinden yürütülen çalışmanın nedenini ve taleplerinin ne olduğunu ifade eden Fransızca Öğretmenliği 2. Sınıf Öğrencisi Aşkım Sıla Denizli ise, “Teorik derslerin 30 martta başlayacak olan uzaktan eğitim sistemiyle verilmesiyle açığın kapatılacağı söylense de, uygulama dersleri için yaz döneminde devam edeceği hakkında yapılan açıklamalar olsa da, barınma birimlerinde hazırlık öğrencileri ve hiç uygulama dersleri olmayan öğrenciler de var. Dolayısıyla yaz öğrenimi süreci hangi bölüm öğrencilerini kapsayacak, hepsini kapsayacak mı bilemiyoruz. Bu belirsizlikle, önümüzü henüz göremediğimiz süreçte biz öğrenciler, mevcutta kalmadığımız barınma birimlerinin aylık ücretlerini yatırmayı reddediyoruz.” dedi.
"SORUNLARIMIZ BİRLEŞTİĞİMİZ TAKDİRDE ÇÖZÜLEBİLİR"
Yurtta kalınmayan bu süreçte barınma ücreti talep edilmemesi gerektiğini söyleyen Fransız Dili ve Edebiyatı 3. Sınıf Öğrencisi Seray Topuz da “Kalmadığımız ayların ücretlerinin, yaz eğitiminden kesileceği bahanesiyle bizlerden alınmasını kapsayan bu açıklamaya göre, uygulamalı dersleri olmayan, sadece teorik dersleri olan öğrencilerin, benim gibi, mağdur olacağı kesin. Bu durum zaten psikolojik, mental ve bedensel olarak sağlıklı kalmaya çalıştığımız bu dönemde oldukça yıpratıcı.” dedi. Buna ek olarak sosyal medya üzerinden yürütülen bu çalışmanın bir kazanımla sonuçlandığını ifade eden Topuz, “ Sosyal medyada yürüttüğümüz hashtag çalışmamızla sesimizi duyurmaya çalıştık ve sanıyoruz ki işe yaradı. Bu sevindirici bir durum. Rektörün kısa sürede talebimize karşılık gelecek açıklaması diğer problemlerimizde de birleştiğimiz takdirde çözülebileceğini gösteriyor” diyerek öğrencilerin talepleri etrafında birleştiğinde bu ve bunun gibi kazanımların arkasının geleceğini de vurguladı.
"HAKLARIMIZI ALABİLMEK İÇİN BİRLİKTE HAREKET ETMELİYİZ"
Özel Eğitim Öğretmenliği bölümünde 3. sınıfta okuyan bir başka öğrenci ise Haluk Özen’in açıklama yapacağını duyurduğunu hatırlatarak “Rektörlüğün bir birliktelik söz konusu olunca açıklama yapması aslında bize bir çok konu ve durumda birlikte hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bakın küçük ama kolektif ve işbirliğine dayalı bir çalışma rektörlüğün belki de bu konuyu gözden geçirmesine sebep oldu. Her şey normale dönünce, biz okulumuza tekrar kavuşunca bugünkü sosyal medya etkinliğimizi örnek alıp haklarımızı alabilmek için birlikte hareket etmeliyiz.” diye konuştu.